Arama Sonuçları Öyleki bir

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/32051-Oyleki-bir

NoHadis MetniKaynak
8557 Allah (z.c.hz.) sadakayı kabul eder. Ve onu sağ eliyle alır ve büyütür. Sizden birinizin bir tayı büyüttüğü gibi. Öyleki bir lokma (kıyamete kadar) Uhud Dağı kadar büyür.Ramuz el e-hadis, 94. sayfa, 2. hadis
8619 Cehennem ehlinden olan bir kişinin vücudu büyür. Öyleki, bir dişi Uhud dağı kadar olur.Ramuz el e-hadis, 99. sayfa, 4. hadis
9226 Kıyametin ilk alametleri: Deccal, İsa (a.s.)'ın inmesi, Aden toprağından bir ateşin çıkıp halkı mahşere (Şam'a) sürmesi, öyle ki onlar kaylule (öğle uykusu) yaptığı zaman o ateş bekler. (Onlar yürüyünce o da yürür). Ve bir de Duhan, Dabbe ve Ye'cüc ve Me'cücün zuhurudur. Denildi ki : "Ya Resulallah, Ye'cüc ve Me'cuc nedir?" Buyurduki: Yec'cüc ve Me'cuc bir takım ümmetlerdik ki, her biri dörtyüz binliktir. Onlardan her bir kişi etrafında, kendi sulbünden gelme bin tane göz görmedikçe ölmez. Bunlar Adem evladıdır. Ve dünyanın harab olmasına çalışırlar. Geldiklerinde Fırat ve Dicle'den içerler. Taberiye gölünü kuruturlar. Beyt'i Makdise vardıklarında ise şöyle derler: "Dünya halkını tamamen öldürdük. Şimdi de göktekilerini öldürelim." Ve oklarını göğe doğru atarlar da, o oklar kana bulaşmış alarak geri dönerler. Bunun üzerine: "Semadakileri de öldürdük" derler. O sırada İsa (a.s) ve müslümanlar Turi-Sina dağında bulunurlar. Allah, İsa (a.s)'a şöyle vahyeder: "Kullarımı Turdağı ve Eyle etrafında muhafaza et." Sonra İsa (a.s) ellerini semaya kaldırıp dua eder. Müminler de "amin" derler. Bunun üzerine Allah Ye'cüc ve Me'cücün üzerlerine "hegaf" denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. Bu kurtçuklar onları Şam'dan Şark'a kadar sarar ve böylece Ye'cüc ile Mec'ücün hepsi ölürler. Öyleki, onların cifelerinden arz kokar. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkar. İşte ondan sonra güneşin garbten doğma vakti gelir.Ramuz el e-hadis, 160. sayfa, 9. hadis
10317 Dabbetülarz, beraberinde Hz. Süleyman (a.s)'ın mührü, Hz. Musa(a.s)'ın asası bulunduğu halde çıkar. Müminin asa ile yüzünü nurlandırır. Kafirinde mühürle burnunu mühürler. Öyleki, ziyafet ehli toplanırlar da biri diğerine bu, "ya mümin" bu "ya kafir" ve bu da "ya mümin" diye hitap edebilir olurlar.Ramuz el e-hadis, 249. sayfa, 8. hadis
10643 Allah (z.c.hz.)'leri Adem (a.s.)'ı yarattı. Sonra da arkasını sağı ile mesh etti. Bu mesh ile zürriyet çıkardı ve buyurdu ki: "Bunlar kusur da etseler kendilerini Cennet için yaratmışım. Onlar Cennet ameli yaparlar ve kusurlarına da bakmam." Sonra gene onun sırtını mesh etti. Ondan bir zürriyet daha çıkardı ve: "Bunları Cehennem için yarattım. Ve amelleri de Cehennem ehli amelidir" buyurdu. Bunun üzerine bir adamın: "Amel ne için ya Resulallah?" diye sorması üzerine buyurdu ki, Allah kulu Cennet için yarattığı zaman onu ehli Cennet amelinde kullanır. Öyleki o kimse Cennetliklerin amellerinden bir amel üzere ölür ve Cennete girer. Cehennem için kul yarattığında ise, onu Cehennem ehli amelinde kullanır. Öyleki o kul, Cehennemliklerin amelinden bir amel üzere ölür.Ramuz el e-hadis, 278. sayfa, 1. hadis
12649 bir kimse bir gün deniz gazasında hastalansa bu onun bin köle azad etmesinden efdal olur. Öyleki, onları techiz ediyor ve onlara kıyamete kadar infak ediyor. bir kimse de bir adama Allah yolunda, Allah'ın kitabından bir ayet veya sünnetinden bir kelime öğretirse, kıyamet gününde Allah'ın ona verdiği sevaptan daha efdal bir sevap olmaz.Ramuz el e-hadis, 444. sayfa, 7. hadis
12973 Cehenneme (cehennemlikler) atılmaya devam ettikçe o şöyle der; "Daha var mı?" İzzet sahibi Rab ayağını ona koyuncaya (tecelli edinceye) kadar. O zaman bir kısmı küçülür de, "İzzet ve keremin hakkı için pes pes" der. Cennette ise fazla yer bulunmaya devam eder. Hatta öyleki, Allah başka mahlukat yaratır da Cennetin fazla yerlerine onları iskan eder.Ramuz el e-hadis, 471. sayfa, 11. hadis
14226

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:

Allahım! Ona merhamet et!

Allahım! Onu bağışla!

Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.”

Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14