Arama Sonuçları etmeyi size

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/16835-etmeyi-size

NoHadis MetniKaynak
7803 Hased ettiğinizde haddi aşmayın, zanda bulunduğunuzda onu tahkik etmeyin, bir şeyden size bir uğursuzluk hissi gelirse onu geçin ve ancak Allah'a tevekkül edin.Ramuz el e-hadis, 42. sayfa, 7. hadis
8999 Bu ortaya konan sizin ganimetlerinizdendir. Bundan sizinle birlikte olan hissem hariç. Benim için helal olan bir şey yoktur. Ancak humus (beşte biri) müstesna. Beşte bir de size dönecektir. İplik ve iğne de olsa ödeyin. Bundan az veya çok da olsa getirin, verin, aldatmayın. Zira aldatma dünya ve ahirette aldatan için ateş ve ardır. Allah'ın emrine muhalif olanlarla yakınınız bile olsa, mücadele edin. Allah yolunda kınayanın kınamasına aldırış etmeyin. Gerek hazarda, gerek seferde Allah'ın hududunu yerine getirin. Allah yolunda mücadele edin. Zira cihad, Cennet kapılarından büyük bir kapıdır. Ve cihad sebebiyle Allah insanı hem ve gamdan kurtarır.Ramuz el e-hadis, 133. sayfa, 10. hadis
9018 Siz memleketinizin kıtlığından (Kıtlık, pahalılık, şiddet) şikayetçi olursunuz. Yağmurdan (azlığından) şikayetçi olursunuz. Halbuki Aziz ve Celil olan Allah, size duayı emretmiş, Ve şu duaya icabet etmeyi de size vaad etmiştir. "Bütün Hamdler, Rahman, Rahim ve Alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur. O ceza gününün sahibidir. Ondan başka gerçek Mabud yoktur. O murad ettiğini yapar. Ey Allahım! Sen Allahsın, Senden başka İlah yoktur. Ancak sensin zengin. Biz ise fıkarayız. Bize yağmur indir. Bize indirdiğini bizim için kuvvet yap. Ulaştırıcı yap, bir vakte kadar."Ramuz el e-hadis, 136. sayfa, 4. hadis
12610 (Hizmetçilerden) bir kimse size mülayim olursa, yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin. Onlardan size mülayim olmayan olursa satın. Allah (z.c.hz.)'nin mahlukatına azab etmeyin.Ramuz el e-hadis, 441. sayfa, 10. hadis
14329

Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

“Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz.

Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.

Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.

Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.

Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım.

Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.

Kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.)

Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.”

Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

Müslim, Birr 55