No | Hadis Metni | Kaynak |
8385 | Ekmeğe hürmet ediniz. Zira AlLah ekmeği mükerrem kılmıştır. Kim ki ekmeğe hürmet ederse, AlLah ona bereket verir ve onu zelil kılmaz. | Ramuz el e-hadis, 81. sayfa, 4. hadis |
8474 | AlLah (z.c.hz.) Levhi Mahfuzu beyaz inciden ve kenarLarını da kırmızı yakuttan yarattı. Kalemi de, yazısı da nurdur. AlLah'ın her gün 360 nazarı vardır. BunLar da öldürmek, diriltmek, zelil etmek gibi hassaLar vardır. AlLah (z.c.hz.) her şeyi dilediği gibi yapar. | Ramuz el e-hadis, 87. sayfa, 15. hadis |
9216 | AlLah'ın yer yüzündeki Sultanını zelil etmek için koşan ilk fırkayı, kıyametten önce AlLah zelil edecektir. | Ramuz el e-hadis, 159. sayfa, 11. hadis |
9273 | Sana bazı kelimeler öğreteyim mi ki, bir kimseye AlLah hayır murad ederse onLarı ona öğretir. Sonra da ebedi oLarak unutturmaz. De ki. "AlLahümme innî daîfun fe kavvi fî rıdâke da'fî ve huz ilelhayri binasiyetî vec'alil islâme münteha rıdaye. AlLahümme innî daîfün fekavvinî ve innî zelîlün feizzenî ve innî fakîrün ferzuknî." (AlLah'ım, hiç şüphe yok ki ben zaifim. Benim zafımı rızan hususunda güçlendir. Benim alnımdan tut, hayra uLaştır. İsLamı hoşnutluğunun sonu kıl. AlLah'ım, ben çok zaifim. Beni güçlendir. Ben zelilim, bana izzet ver. Şüphesiz ben fakirim. Bana rızık ihsan eyle.) | Ramuz el e-hadis, 167. sayfa, 3. hadis |
9274 | Sana bir dua öğreteyim mi ki, öyle dua ettiğinde üzerine dağ gibi borcun da olsa, AlLah sana onu ödettirir. Ey Muaz! De ki: "AlLahümme mâlikel mülki tü'til mülke men teşâ-ü ve tenzi'ul mülke minmen teşâü ve tu'izzu men teşâü ve tüzillü men teşâ-ü biyedikel hayr. İnneke aLa külli şey'in kadir. Rahmâned dünya vel ahireti. Tü'tihâ menteşâ-ü ve temne'uhâ menteşâ-ü, irhamnî rahmeten tağninî bihâ an rahmetin min sivâk." (Ey mülkün sahibi oLan AlLahım. Sen mülkü dilediğine verirsin. Sen mülkü dilediğinin elinden çeker alırsın. Sen dilediğini aziz edersin. Dilediğini ise zelil edersin. Hayır yalnız senin elindedir. Şüphesiz Sen her şeye kadirsin. Dünya ve ahiretin Rahmanı oLan AlLahım! Sen onLarı dilediğine verirsin, dilediğinden men edersin. Bana öyle bir rahmet ihsan eyle ki, o Rahmetin, beni Senden başkasının merhametinden müstağni kılsın) | Ramuz el e-hadis, 167. sayfa, 4. hadis |
9278 | Cebrail (a.s)'ın bana öğrettiği bir şeyi sana öğreteyim mi? Senin, cimri ve muhteris bir kimseye veya zalim bir sultana veya kötülüğünden korktuğun bir aLacaklıya, bir ihtiyacın olduğu zaman şöyle de: "AlLahümme entel azizül kebir ve ene abdükez zaîfüz zelil. La havle veLa kuvvete ilLa bike, AlLahümme sahhirli fuLanen kema sahharte firavne li Musa ve leyyinlî kalbehû kema leyyentel hadide li Davude. Feinnehu La yentiku ilLa biiznike ve nasiyetehu fi kabzatike ve kalbuhu fi yedike celle senâü vechike Ya Erhamerrahimin." (AlLahım, sen galib ve her şeyden yücesin. Ben ise zaif ve hakir bir kulunum. Her türlü güç ve kuvvet ancak Sendendir. AlLahım, firavunu Musa (a.s)'ın emrine ram ettiğin gibi fiLan kimseyi de bana ram eyle. Davud (a.s) a demiri nasıl yumuşattı isen, onun kalbini de benim için yumuşak et. Zira o, ancak senin izninle konuşabilir. Onun alnı Senin kudret elindedir. Ve kalbi de Senin elindedir. Senin zatının azameti ne yücedir. Ey merhametlilerin en merhametlisi oLan AlLahım) | Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 1. hadis |
9676 | Ey AlLahın düşmanı, seni zelil eden AlLah'a hamd olsun. Bu ümmetin, bu firavunu idi. (Bedirde Ebu Cehilin başı getirildiğinde) | Ramuz el e-hadis, 203. sayfa, 11. hadis |
9755 | Borç, arzda AlLah'ın bayrağıdır. AlLah, bir kulunu zelil etmeyi dilerse, onu, o kulun boynuna diker. | Ramuz el e-hadis, 208. sayfa, 11. hadis |
10830 | Ben ve duası kabul olunmak şanından oLan her Peygamber, şu yedi sınıf insana Lanet etmiştir: AlLah'ın kitabına iLavede bulunan. AlLah'ın kaderini tezkib eden. AlLah'ın haram kıldığını heLal sayan. Ehli beytim hakkında AlLah'ın haram kıldığını heLal sayan. Sünnetimi küçümseyerek terk eden. Ganimette hak gözetmeyen. Mevkiini suistimal ederek, AlLah'ın aziz ettiğini zelil ve zelil ettiğini aziz eden. | Ramuz el e-hadis, 296. sayfa, 1. hadis |
11467 | Her şeyin bir ilerleyişi, bir geri gidişi vardır. Kabilenin hepsinin fakih oluşu, dinin ikbalinin aLametidir. Öyle ki, o kabilede ancak bir veya iki cahil kimse bulunur. Kabilenin baştan başa cahil oluşu, dinin geri gidişi demektir. Öyle, içlerinde bir iki alim olur. OnLar da zelildir. Makhurdur. (Sözleri geçmez) Kendilerine taraftar ve yardımcı buLamazLar. | Ramuz el e-hadis, 349. sayfa, 8. hadis |