No | Hadis Metni | Kaynak |
7349 | Cibril (a.s.) Bana geldi ve dedi ki: "Allah azze ve celle sana şu kelimelerle dua etmeni emrediyor. Onlardan birini Muhakkak sana verecektir: "Allahım ben Senden acil afiyetini, belalarına karşı sabrı ve dünyadan Senin Rahmetinle çıkmayı dilerim." | Ramuz el e-hadis, 11. sayfa, 3. hadis |
7389 | dünyadan sakının. Nefsim kudret elinde olan Allah'a kasem ederim ki, Muhakkak O, Harut ile Marut'tan daha büyüleyicidir. | Ramuz el e-hadis, 14. sayfa, 5. hadis |
7872 | Bir kul masiyetlere devam ettiği halde, dünyadan sevdiği şeyleri Allah'ın ona verdiğini gördüğün zaman, bu Muhakkak ki o kimse için Allah'dan bir "istidraç" tır. | Ramuz el e-hadis, 46. sayfa, 10. hadis |
7874 | Şayet ahiretle alakalı bir şeyi istediğinde onun sana kolaylaştırıldığını ve fakat, dünya hususunda arzu ettiğin bir şeyin ise zorlaştırıldığını gördüğün zaman şunu bil ki, sen Muhakkak güzel bir hal üzerindesin. Yine sen ahiret hususunda istediğin bir şeyin zorlaştırıldığını ve dünya hususunda ise arzu ettiğin bir şeyin sana kolaylaştırıldığını görürsen bil ki, sen kötü bir hal üzerindesin. | Ramuz el e-hadis, 46. sayfa, 12. hadis |
8094 | Şaban'ın onbeşinci gecesinde (Beraat gecesi) ibadetle kâim olun ve gündüzünde ise oruç tutun. Muhakkak ki, Allah Tealâ'nın rahmeti, güneşin batışında dünya göğüne nüzul eder de şöyle buyurur: "Agâh olun ey kullarım; istiğfar eden yok mu? Onu mağfiret edeyim. Rızık istiyen yok mu? Rızıklandırayım. Bir şeye mübtelâ olan yok mu? Ona afiyet vereyim. Bir şey istiyen yok mu ki ona vereyim." Ve bu şekildeki hitabları fecir tulû' edinceye kadar devam eder, gider. | Ramuz el e-hadis, 61. sayfa, 5. hadis |
9009 | Biz öyle bir Ehli Beytiz ki, Allah Bizlere dünyayı değil, ahireti nasib etti. Benden sonra ehli Beytim, bela şiddet ve tarda maruz kalacaklar. Doğu tarafından siyah bayraklılar gelinceye kadar. Bunlar mal istiyecek, kendilerine mal verilmeyecek. Bunlar döğüşecekler, sonra geri çekilecekler, istedikleri kendilerine verilecek, fakat kabul etmiyecekler ve onu, ismi ismime, babasının adı, babamın adına uyan, Ehli Beytimden bir kimseye teslim edecekler. O (Mehdi) arza sahib olur. Ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı, doğruluk ve adaletle doldurur. Sizden veya sonra gelenlerden birisi ona yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa, gelsin ona katılsın. Muhakkak ki onlar hidayet sancaklarıdır. | Ramuz el e-hadis, 135. sayfa, 3. hadis |
9176 | Cehennemden kaçın, Cenneti de olanca gücünüzle isteyin. Zira Cenneti istiyen uyumaz ve Cehennemden kaçan da uyumaz. Muhakkak ki ahiret zorluklarla kuşatılmıştır, dünya ise lezzet ve şehvetlere bürünmüştür. Onun lezzet ve şehvetleri sizi ahiretten alıkoymasın. | Ramuz el e-hadis, 154. sayfa, 4. hadis |
9195 | Allah Teala Musa (a.s.)'a şöyle vahyetti: "La ilahe İllallah" diye şehadet edenler olmasaydı, Cehennemi dünya ehline musallat ederdim. Ey Musa! Bana ibadet eden olmasaydı, Bana isyan edenlere göz açıp kapayıncaya kadar bir mühlet vermezdim. Ey Musa! Şurası Muhakkak ki, Bana inananan Benim indimde mahlukatın en kerimidir. Ey Musa! Asi olanın sözünün ağırlığı dünyadaki bütün kumların ağırlığına muadildir." Musa (a.s.) ise: "Ya Rabbi, bu asinin kim olduğunu lütfen bildir" dedi. Allah Teala buyurdu ki: "Bir kimsenin anasına-babasına (ben sizi dinlemiyorum) diyenidir. | Ramuz el e-hadis, 157. sayfa, 2. hadis |
9283 | Muhakkak ki dünya tatlı ve yeşildir. Amma dünyaya dalmış nice insan vardır ki, kıyamet gününde onun için ateşten başkası yoktur. | Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 6. hadis |
9286 | Haberiniz olsun ki dünya hazır bir meta olup, ondan iyi de, kötü de yer. Yine biliniz ki hesap günü gelecektir ve haktır. Orada her şeye kadir olan bir melik hükmedecektir. Biliniz ki, hayrın hepsi, bütün kısımlarıyla Cennettedir. Yine biliniz ki, şer de bütün parçalarıyla ateştedir. Gene haberiniz olsun ki, amellerinizi Allah'tan sakınır halde işleyin. Ve biliniz ki, sizler Muhakkak surette amellerinizle karşılaşacaksınız. Her kim zerre miktarı hayır işlerse onu görecek ve her kim de zerre miktarı şer işlerse onu görecektir. | Ramuz el e-hadis, 169. sayfa, 1. hadis |