No | Hadis Metni | Kaynak |
7384 | Gücünüz yettiği ölçüde zulümden sakının. Zira bir insan kıyamet günü hasenatı ile gelir ve öyle zanneder ki, bir hasenatı onu kurtaracaktır. (O sırada) denir ki: "Filanın senin üzerinde hakkı vardır." Bunun üzerine buyurulur ki: "Onun hasenatından silin." Öyle ki, hiçbir hasenatı kalmaz. Bunun misali, bir çöle inen yolcuların hali gibidir ki, yanlarında odunları yoktu. O insanlar ateş için odun toplamak üzere dağıldılar. Derledikleri odunları yakıp istediklerini pişirdiler. İşte günahlar da böyledir. (Hasenatı yakar kül eder.) | Ramuz el e-hadis, 13. sayfa, 13. hadis |
8004 | Bir kimse zevcesine ait cariyeye zorla yakın olmuş ise, o cariye hürdür. Ve zevce de o cariyenin bedelini kocasından almak hakkına sahip olur. Cariyenin rızası ile ona yakın olmuş ise, o yine cariyedir. Ancak zevce kocasından cariyenin değer kıymetini yine almak hakkına sahiptir. | Ramuz el e-hadis, 55. sayfa, 10. hadis |
8123 | Bir mü'min öldüğünde, komşularından iki kişi: "Biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyoruz" demişlerse, Allah Tealâ'nın ilminde o kulun hali öyle olmadığı halde, Allah meleklerine buyurur ki: "Ölen kulum hakkında, şu iki kulumun şehadetini kabul ediniz ve bu hususta Benim ilmimde mevcut olan durumunu dikkate almayınız." | Ramuz el e-hadis, 63. sayfa, 2. hadis |
9199 | Size ashabım hakkında hayır tavsiye ederim. Sana tabiin ve tebai-tabiin hakkında da hayr tavsiye ederim. Sonra yalan yaygınlaşır. Öyle ki, adam kendinden yemin istenmeden yemin eder. Şahid de istenilmeden şahidlik yapar. Dikkat edin, bir erkek, yabancı bir kadınla asla yalnız kalmasın. Yoksa üçüncüleri şeytan olur. Size cemaate devamı tavsiye ederim. Aman tefrikaya düşmeyin. Zira şeytan, tek insanla beraberdir. Halbuki o iki kişiye daha uzak olur. Cennetin ortasını istiyen cemaate yapışsın. İyiliği, kendisini sevdiren, kötülüğü ise üzen kimse gerçek mümindir. | Ramuz el e-hadis, 158. sayfa, 1. hadis |
9412 | Hangi kul ve kadın ki, vâkıf olmadığı halde, cariyesine zâniye derse, o cariye, onlardan hakkını kıyamet gününde alır. Çünkü dünyada almak hakkı yoktur. | Ramuz el e-hadis, 182. sayfa, 3. hadis |
9427 | Ey insanlar! Peygamberliğin tebşiratından olarak salih rüyadan başka kalmadı. O rüyayı, ya müslüman kendi görür veya onun hakkında başkaları görür. Agah olun ki, rüku ve secdede Kur'an okumaktan men edildim. Rükuda Rabbi tazim edin. Secdede ise duaya gayret edin. Zira, bu duanız kabule layıktır. | Ramuz el e-hadis, 184. sayfa, 1. hadis |
9869 | Her müşterek şeyde Şüf'a (hissedarın satın alma hakkı) vardır. Tarlada, arazide, evde, bahçede, alacağını veya alamıyacağını bildirinceye kadar hissedara sormadan satmak salih (geçerli) olmaz. Eğer ona sormaktan istinkaf ederek (satarsa) hissedar razı olmadığı takdirde, o malı, o hissedar, satın almıya daha layıktır. | Ramuz el e-hadis, 216. sayfa, 2. hadis |
9936 | Zulüm üçtür; Bir zulüm vardır ki Allah onu bırakmaz. Birini mağfiret eder, diğerini ise mağfiret etmez. Mağfiret etmediği zulüm şirktir. Allah onu mağfiret etmez. Allah'ın mağfiret ettiği zulüm ise, kulun kendisi ile Rabbi arasındaki zulümdür. Bırakmadığı zülum ise kısastır. Bazılarının hakkını bazılarından almasıdır. | Ramuz el e-hadis, 221. sayfa, 5. hadis |
9944 | Alim iki türlüdür: Bir alim vardır ki ilmi ile Allah'ı kasdeder. Onu paraya değişmez. Tamaan almaz. Bir alim de vardır ki, ilmi ile dünyayı kasteder. Onu paraya değişir, Tamaan alır. İlmini Allah'ın kullarından esirger. Böylesine, Allah, kıyamet gününde ateşten gömlek giydirir. Ve meleklerden bir melek onun hakkında şöyle nida eder: "Haberiniz olsun. İşte şu filan oğlu filandır ki, Allah ona dünyada ilim verdi de, oda onu paraya karşılık sattı. Tamah etti." İnsanların hepsi oradan ayrılıncaya kadar bu nida devam eder gider. Sonra da Allah ona dilediğini yapar. | Ramuz el e-hadis, 221. sayfa, 13. hadis |
10466 | Şu üç şey helak edici, şu üç şey kurtarıcı, şu üç şey derece, şu üç şey de keffarettir. Denildi ki: "Ya Resulallah, helak ediciler nedir? Buyurdu ki: Hakim olan hasislik, tabi olan heva ve adamın kendini beğenmesi. Denildi ki: "Kurtarıcılar nedir?" Buyurdu: Gizli ve aşikarede Allah'dan korkmak, fakirlik ve zenginlikte itidal üzere bulunmak, gazabta ve rızada adalet üzere olmak. Denildi ki; "Keffaret nelerdir?" Buyurdu ki: "Mescide gitmek, namazdan sonra namazı beklemek, şiddetli soğukta ve soğuk bir günde hakkı ile abdest almak, (Derecata gelince: yemek yedirmek, selamı aşikare etmek, insanlar uykuda iken gece namazı kılmak.) | Ramuz el e-hadis, 260. sayfa, 11. hadis |