No | Hadis Metni | Kaynak |
7310 | Allah'tan başka ilah olmadığına ve Benim O'nun elçisi olduğuma şehadet ediyorsunuz değil mi? Öyle ise müjdeler olsun. Bu Kur'an öyle bir iptir ki, bir ucu Allah'ın elinde, bir ucu da sizin elinizdedir. ona yapışınız. Ondan sonra dalalet ve tehlikeye asla düşmezsiniz. | Ramuz el e-hadis, 7. sayfa, 4. hadis |
7346 | Biraz önce Cibril (a.s) Bana geldi ve: "İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn" dedi. Ben de: "Evet, biz Allah'ınız ve ona dönücüyüz. Fakat ne sebeble böyle söyledin Ya Cibril?" dedim. Buyurdu ki: "Senin ümmetin, çok değil, Senden az bir zaman sonra fitneye düşecektir." Ben de: "Küfür fitnesi mi, yoksa dalalet fitnesi mi?" diye sordum. Buyurdu ki: "Bunların hepsi olacak." "Ben onlara Allah'ın kitabını bırakıyorum, bu fitne nereden doğar?" dedim. Dedi ki: "Allah'ın kitabını bırakmaları sebebiyle dalalete düşerler. Ve bu onların Uleması ve Umerası ile başlar. Umera halkın haklarını kendilerine vermez ve aralarında kıtal vaki olur. Ulema da umeranın arzu ve heveslerine tabi olur ve onların dalalette devamlarına sebep olurlar. Sonra da bu hallerinden çekinmezler." Ben de: "Ya Cibril! Onlardan kurtulmak isteyen kimse ne ile kurtulur?" dedim. Buyurdu ki: "Çekinmek ve sabır etmekle ki, hakları verilirse alırlar, verilmezse vazgeçerler" | Ramuz el e-hadis, 10. sayfa, 9. hadis |
7347 | Cibril (a.s.) Bana geldi ve buyurdu ki: "Ya Muhammed (s.a.s.) Rabbin Sana selam ediyor ve şöyle buyuruyor: "Kullarımdan öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak zenginlikle salah bulur. Eğer onu fakir kılsa idim o küfranı nimet ederdi. Ve yine kullarımdan öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak fakirlikle salah bulur. Eğer onu zengin kılsa idim o küfrederdi. Kullarımdan öylesi de vardır ki onun imanı ancak sıhhatta olması ile tamam olur. Eğer ona hastalık versem, o küfrederdi. (Diğer bir nüshada şu ilave vardır) Kullarımdan öyle kimse de vardır ki, onun imanı ancak kendisinin hastalık içinde bulunması ile tamam olur. Eğer onu sıhhatte kılsam, o küfranı nimet ederdi" | Ramuz el e-hadis, 11. sayfa, 1. hadis |
7365 | Bilir misiniz gıybet nedir? Kardeşini hoşlanmadığı şeyle zikretmendir. Denildi ki: "Dediğim şey kardeşimde mevcut olsa da mı öyle görürsün?" Buyurdu ki: "Söylediğin onda varsa gıybet ettin. Eğer onda yoksa ona iftira ettin." | Ramuz el e-hadis, 12. sayfa, 7. hadis |
7456 | Uhud öyle bir dağdır ki, Bizi sever Biz de onu severiz. Siz ona geldiğinizde meyvasından yiyiniz. Oradaki "İdah" ağacının meyvesinden olsa bile, (İdah, dikenli büyük bir ağaçtır.) | Ramuz el e-hadis, 18. sayfa, 6. hadis |
7458 | Size şu üç sözü kasemle söyleyeyim: Bir kulun malı sadakadan dolayı katiyyen noksanlaşmaz. Bir kul bir zulme uğrar da, o zulme sabrederse Allah Azze ve Celle o sebeble o kulun izzetini arttırır. Bir kul da isteme kapısını açarsa ( Devamlı olarak başkanlarından isteklerde bulunursa), ona da fakirlik kapısı açılır. | Ramuz el e-hadis, 18. sayfa, 8. hadis |
7530 | Sizden biri yatağına gireceği zaman, gömleğini çıkarıp onunla yatağını silsin, temizlesin. Zira o bilmez ki yatağından kalktıktan sonra yatağına bir şey oldu mu? (böcek, akreb v.s girdi mi?) Sonra sağ yanı üzerine yatsın ve şöyle dua etsin: "Ya Rabbi! Senin adını anarak sağ yanımı yere koydum. Ancak senin yardımınla kaldırabilirim. Eğer ruhumu kabzedersen ona merhamet eyle. Eğer onu geri verirsen salih kullarını muhafaza ettiğin şekilde onu koru Allahım". | Ramuz el e-hadis, 23. sayfa, 7. hadis |
7540 | Sizden birisine hizmetçisi yemeğini getirdiğinde, onu hazırlamak için kafi meşakkat çekmiş olabileceği için, yemeğe onunla birlikte otursun. Eğer böyle yapmaz ise, ona bir veya iki lokma yedirsin. Böylece onun açlık ve meşakkatini (bir miktar) gidermiş olur. | Ramuz el e-hadis, 24. sayfa, 4. hadis |
7561 | Bir kimseyi sevdiğin zaman onunla mücadele (ve münazaa) etme. ona zulmetme ve zarar verme. Kendisi hakkında kimseye bir şey sorma. Olur ki, ona düşman olan bir kimseye rastlarsın da, o da sana, onda olmayan şeyleri varmış gibi anlatır. Böylece seninle sevdiğin kimsenin arasını açmış olur. | Ramuz el e-hadis, 25. sayfa, 10. hadis |
7566 | Müezzin ezan okumaya başladığı zaman Rab, rahmet elini onun başının üzerine koyar. Ezan bitinceye kadar bu böylece devam eder. Sesinin eriştiği yer vus'atınca ona mağfiret eder. Ezanı bitirdiğinde de Allah teala: "Kulum doğru söyledi. Ey kulum Hakka şehadet ettin. Sana müjde olsun" diye buyurur. | Ramuz el e-hadis, 25. sayfa, 15. hadis |