No | Hadis Metni | Kaynak |
7558 | Allah Teala bir kulu sevdiğinde, onu, henüz yapmamış olduğu yedi türlü hayırla sena ettirir. (Sonra da ona tevfik ihsan edip o amelleri yapmaya muktedir kılar.) Bir kula da gadap ettiğinde, ondan, henüz yapmamış olduğu yedi türlü şer ile bahs ettirir. | Ramuz el e-hadis, 25. sayfa, 7. hadis |
7578 | Allah Teala bir kula hayır murad ettiğinde, onun günahının cezasını dünyada acele verir. Allah bir kula da şer murad ederse, günahının cezasını kıyamette verinceye kadar geciktirir. Bu yüzden o kimse de kendi reyini beğenmiş biri (veya yaban eşekleri gibi) olur. | Ramuz el e-hadis, 26. sayfa, 12. hadis |
7579 | Allah bir kula hayır dilediği zaman onun güzel işlerini ve iyiliklerini emanete ehil kimseler (iyiliğin kadir ve kıymetini bilip teşekkür edenlere) isabet ettirir. Allah bir kula da şer murad ederse, onun güzel ve iyi işlerini emanete ehil olmayan kimselere rastlatır. | Ramuz el e-hadis, 26. sayfa, 13. hadis |
7580 | Allah bir kula hayır murad ettiğinde, onun zenginliğini nefsinde ve takvasını kalbinde kılar. Bir kula da şer murad ederse, onun fakirliğini gözleri önüne koyar. | Ramuz el e-hadis, 26. sayfa, 14. hadis |
7583 | Allah bir kula şer murad ettiğinde, ona kerpiç ve çamuru ve bunlarla bina yapmayı güzel gösterir. | Ramuz el e-hadis, 27. sayfa, 3. hadis |
8470 | Allah (z.c.hz.) güzeldir, güzelleri sever. Bir kula nimet verdiğinde eserinin üzerinde görülmesinden hoşlanır. Fakirken veya fakir değilken bir kimsenin fakirliğini ortaya çıkarmasını sevmez. Kibir, Halıkı üzer ve mahlûkatı kızdırır. | Ramuz el e-hadis, 87. sayfa, 11. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |
9181 | Ehli Cennet öyle bir kimsedir ki; Allah onun iki kulağını insanların kendisini hayırlı senası ile doldurur. Ve o da onu duyar. Ehli Cehennem ise öyle bir kimsedir ki, Allah onun iki kulağını insanların kendisini şerli olarak zikirleri ile doldurur ve o da bunu duyar. | Ramuz el e-hadis, 155. sayfa, 2. hadis |
9226 | Kıyametin ilk alametleri: Deccal, İsa (a.s.)'ın inmesi, Aden toprağından bir ateşin çıkıp halkı mahşere (Şam'a) sürmesi, öyle ki onlar kaylule (öğle uykusu) yaptığı zaman o ateş bekler. (Onlar yürüyünce o da yürür). Ve bir de Duhan, Dabbe ve Ye'cüc ve Me'cücün zuhurudur. Denildi ki : "Ya Resulallah, Ye'cüc ve Me'cuc nedir?" Buyurduki: Yec'cüc ve Me'cuc bir takım ümmetlerdik ki, her biri dörtyüz binliktir. Onlardan her bir kişi etrafında, kendi sulbünden gelme bin tane göz görmedikçe ölmez. Bunlar Adem evladıdır. Ve dünyanın harab olmasına çalışırlar. Geldiklerinde Fırat ve Dicle'den içerler. Taberiye gölünü kuruturlar. Beyt'i Makdise vardıklarında ise şöyle derler: "Dünya halkını tamamen öldürdük. Şimdi de göktekilerini öldürelim." Ve oklarını göğe doğru atarlar da, o oklar kana bulaşmış alarak geri dönerler. Bunun üzerine: "Semadakileri de öldürdük" derler. O sırada İsa (a.s) ve müslümanlar Turi-Sina dağında bulunurlar. Allah, İsa (a.s)'a şöyle vahyeder: "Kullarımı Turdağı ve Eyle etrafında muhafaza et." Sonra İsa (a.s) ellerini semaya kaldırıp dua eder. Müminler de "amin" derler. Bunun üzerine Allah Ye'cüc ve Me'cücün üzerlerine "hegaf" denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. Bu kurtçuklar onları Şam'dan Şark'a kadar sarar ve böylece Ye'cüc ile Mec'ücün hepsi ölürler. Öyleki, onların cifelerinden arz kokar. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkar. İşte ondan sonra güneşin garbten doğma vakti gelir. | Ramuz el e-hadis, 160. sayfa, 9. hadis |
9279 | İnsanların en şerlisini sana haber vereyim mi? O, yalnız başına yiyen, ikram etmiyen, yalnız başına yolculuk yapan, kölesini döven kimsedir. Bundan daha şerli olanı sana bildireyim mi? O, insanlara buğz eden ve insanların da kendisine buğz ettiği kimsedir. Bundan da şerlisini sana bildireyim mi? O, şerrinden korkulan ve hayrı ümid edilmiyen kimsedir. Bundan da daha şerlisini sana bildireyim mi? O, dünya karşılığında ahiretini başkasına satan kimsedir. Bundan da daha şerlisini sana haber vereyim mi? O, din ile dünyayı yiyen kimsedir. | Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 2. hadis |