Arama Sonuçları Ya Davud

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/49872-Ya-Davud

NoHadis MetniKaynak
7988 Evde yılan görüldüğünde ona şöyle deyiniz: "Nuh (a.s.) ve Davud oğlu Süleyman (a.s.)'ın senden aldıkları ahde daYanarak bize eza vermemeni istiyoruz." Buna rağmen yine de size yönelirse onu hemen öldürün.Ramuz el e-hadis, 54. sayfa, 7. hadis
8929 Âli Davud'a nazil olan hikmette ibret vardır. Akıllı olan insan şu dört vakitten başka şeyle nefsini meşgul etmemelidir: Rabbine dua (ve ibadet) edeceği vakit, Nefsini muhasebe edeceği vakit, Kendisi hakkında, kardeşlerini nasihat etmesine ve ayıblarını kendisine haber vermelerine kafi gelecek bir vakit. Kendi nefsinin helal ve temiz ihtiYaçlarına ayıracağı bir vakit. Bu vakitte diğer zamanlar içinde bir Yardım vardır ve kalbin istirahatı kafi miktarda varlık iledir. Sonra da akıllı kimse için, diline sahip olması, zamanını bilmesi, işine yönelmesi ve en sağlam dostuna karşı bile ihtiYatlı olması icap eder.Ramuz el e-hadis, 127. sayfa, 5. hadis
9190 Allah Teaal Davud (a.s.)'a şöyle vahyetti: "Ey Davud, DünYanın misali, köpeklerin üzerine toplanıp da sürüdükleri bir leşe benzer. Sen onlar gibi olup, onlarla beraber onu sürüklemeyi arzu eder misin? Ey Davud, güzel yemek, yumuşak elbise ve batıl şöhret, hem insanlar arasında (bu dünYada) ve hem de ahirette elde edilsin, bu asla olmaz."Ramuz el e-hadis, 156. sayfa, 3. hadis
9278 Cebrail (a.s)'ın bana öğrettiği bir şeyi sana öğreteyim mi? Senin, cimri ve muhteris bir kimseye veYa zalim bir sultana veYa kötülüğünden korktuğun bir alacaklıYa, bir ihtiYacın olduğu zaman şöyle de: "Allahümme entel azizül kebir ve ene abdükez zaîfüz zelil. La havle vela kuvvete illa bike, Allahümme sahhirli fulanen kema sahharte firavne li Musa ve leyyinlî kalbehû kema leyyentel hadide li Davude. Feinnehu la yentiku illa biiznike ve nasiyetehu fi kabzatike ve kalbuhu fi yedike celle senâü vechike Ya Erhamerrahimin." (Allahım, sen galib ve her şeyden yücesin. Ben ise zaif ve hakir bir kulunum. Her türlü güç ve kuvvet ancak Sendendir. Allahım, firavunu Musa (a.s)'ın emrine ram ettiğin gibi filan kimseyi de bana ram eyle. Davud (a.s) a demiri nasıl yumuşattı isen, onun kalbini de benim için yumuşak et. Zira o, ancak senin izninle konuşabilir. Onun alnı Senin kudret elindedir. Ve kalbi de Senin elindedir. Senin zatının azameti ne yücedir. Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım)Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 1. hadis
11243 Davud (a.s.) dedi ki: "İlahi Ya Rabbi, kulların Seni ziYaret ederlerse alacakları ne olur? Sendeki hakları nedir? Zira her ziYaret edenin ziYaret edilende hakkı vardır." Allah buyurdu ki: "Ya Davud (a.s.) Beni ziYaret edenlere, dünYada afiyet verir ve Bana mülaki olduklarında da kendilerine mağfiret ederim."Ramuz el e-hadis, 331. sayfa, 12. hadis
11250 Davud (a.s.) oğlu Süleyman (a.s.)'ın annesi Davud oğlu Süleyman (a.s.)'a dedi ki: "Ey evladım! Gece çok uyuma. Zira geceleyin çok uyumak kıYamette insanı fakir bırakır."Ramuz el e-hadis, 332. sayfa, 7. hadis
11309 Halk, Davud (a.s.)'ı hasta zannı ile yoklamaYa gidiyorlardı. Halbuki kendisindeki bu hal, Allah korkusunun şiddetinden ve kendi haYasındandı.Ramuz el e-hadis, 337. sayfa, 9. hadis
12950 Mescidden çıkma. Ta ki sana Benden önce Davud oğlu Süleyman (a.s)den başka hiç birisine nazil olmaYan bir sureden bir ayet öğreteyim. Namazına ve okumana ne ile başlarsın? De ki: "Bismillahirrahmanirrahim". Buyurdu ki, bak işte bu odur.Ramuz el e-hadis, 470. sayfa, 4. hadis
14301

Enes radıYallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kim, evinden çıkarken:

“Allah’ın adıyla çıkıyor, Allah’a güveniyorum. Günahlardan korunmaYa güç yetirmek ve taate kuvvet bulmak, ancak Allah’ın tevfik ve Yardımıyladır” derse kendisine:

“DoğruYa iletildin, ihtiYaçların karşılandı, düşmanlarından korundun, diye cevap verilir. Şeytan da kendisinden uzaklaşır.” Ebû Dâvûd’un rivayetinde şu ilâve vardır:

Şeytan, diğer şeytana: Hidâyet edilmiş, ihtiYaçları karşılanmış ve korunmuş kişiye sen ne Yapabilirsin ki? der.

Ebû Dâvûd, Edeb 103; Tirmizî, Daavât 34
14345

Ebû Hüreyre radıYallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı Yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine “bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış” deyip hemen kuyuYa indi, mestini su ile doldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıYa çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı.” Sahâbîler: Ey Allah’ın Resûlü! Bizim için hayvanlardan dolayı da sevap var mı? dediler. Resûl-i Ekrem:

– “Her canlı sebebiyle sevap vardır” buyurdu.

Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8

Buhârî’nin bir başka rivayetinde “Allah ondan memnun oldu ve onu bağışlayıp cennetine koydu” beyânı yer almaktadır.

Buhârî ve Müslim’in diğer bir rivâyetlerinde de şöyle denilmektedir:

“Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpek bir kuyunun etrafında dolaşıp duruyordu. İsrailoğullarından fâhişe bir kadın onu gördü; hemen çizmesini çıkardı ve onunla köpek için kuyudan su çekerek onu suladı. Bu yüzden o kadın bağışlandı.” Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 155

Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8