No | Hadis Metni | Kaynak |
7261 | Kıyamet günü Cennetin kapısına, açtırmak için geleceğim. Kapıcı Hâzin sorar: "Sen Kimsin?" Ben de: "Muhammed (s.a.s.)'im" derim. Kapıyı açar ve: "Senden önce hiç bir kimseye açmamakla, ancak sana açmakla emrolundum" der. | Ramuz el e-hadis, 3. sayfa, 1. hadis |
7288 | Filan kabileye var. Onların (evlenmek istediğin) kızına bak. Zira onu görmen ikinizin arasındaki muhabbetin teessüsü için daha elverişlidir. Eğer ona razı olursan sana nikahlarım. | Ramuz el e-hadis, 5. sayfa, 10. hadis |
7289 | Bana bir divit ve yazacak şey getirin. Size bir şey yazayım ki ondan sonra ebedi olarak dalalete düşmeyesiniz. Sonra buyurdu ki: "Allah ve mü'minler ancak Ebu Bekir (r.a.) için razı olurlar. | Ramuz el e-hadis, 5. sayfa, 11. hadis |
7306 | Müjde olsun sana. Bizim pazarımıza mal getiren, Allah yolunda savaşan mücahid gibidir. Ve bizim pazarımızda ihtikar yapan da Allah'ın kitabından sapan kimse gibidir. | Ramuz el e-hadis, 6. sayfa, 14. hadis |
7307 | Size müjdeler olsun. Ancak Allah'a yemin ederim ki, sizin için (dünyalık) bir şeyin azlığından ziyade çokluğundan korkarım. Yine Allah'a yemin ederim ki, bu hal (Allah ve dinine hizmet) sizde, İran, Rum ve Yemen toprakları feth edilinceye ve siz Şam, Irak ve Yemen'de birer bölük olmak üzere üç bölük oluncaya ve birinize yüz altın (dinar) verildiğinde onu az görerek kendinde öfkelenme hali doğuncaya kadar devam eder. | Ramuz el e-hadis, 7. sayfa, 1. hadis |
7309 | Müjdeler olsun size, ey ashabı Suffe. Ümmetimden her kim ki, sizin bulunduğunuz hal üzerinde, ona razı olarak sebat ederse, işte o kimse kıyamet gününde Benim arkadaşlarımdan biri olur. | Ramuz el e-hadis, 7. sayfa, 3. hadis |
7313 | Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehlibeytimden bir kişidir. O insanların ihtilaf ve içtimai sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar. O yeryüzünü, kendinden önce zulüm ve baskı ile doldurulduğu gibi, adalet ve insaf ile doldurur. Ondan yer ve gök ehli razıdır. Ve O malı "Sahâhan" olarak taksim eder. Dediler ki: "Sahâhan nedir?". Buyurdu ki: "Seviye üzere" demektir. Ve ümmeti Muhammed (s.a.s.)'in kalblerini zenginlikle doldurur ve adaleti onları ihata eder. O kadar ki bir munadiye: "Kimin ihtiyacı varsa bana gelsin" diye nida etmesi emrolunduğunda, bir kişiden başka kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. O da "Sâdin'e (hazinedara) git, sana versin" der. O da gider ve: "Ben Mehdi tarafından kendisine istediği verilmesi için gönderilen kimseyim" dediğinde hazinedar: "Al " der. O da alır. Fakat aldığını taşımaya gücü yetmez. Bunun üzerine taşıyabileceğini alır, fazlasını geri bırakır. O malla çıkar ama sonra pişman olur ve: "Ümmeti Muhammed'den (s.a.s.) nefis cihetinden en aç gözlüsü herhalde benim. Onların hepsi de bu mala davet olundukları halde benden başkası buna icabet etmedi" diyerek aldığı malı iade etmek ister. Hazinedar da: " Biz verdiğimizi katiyyen geri almayız" der. Bu devir altı, yedi, sekiz veya dokuz sene devam eder. Bundan sonraki hayatta ise hayır yoktur. | Ramuz el e-hadis, 7. sayfa, 7. hadis |
7326 | Şu dört hususu tarafımdan onlara tebliğ ediniz: Bir satışta iki şartın koşulması, satış ve ödünç akdinin birleştirilmesi, malik olunmayan bir şeyin satılması, tazminle mükellef olunmayan bir şeyin satılması, tazminle mükellef olunmayan (henüz teslim olunmamış) bir şeyin kazancının alınması, sahih olmaz. | Ramuz el e-hadis, 8. sayfa, 12. hadis |
7327 | Bedenlerinizi açlık ve susuzlukla zaifletiniz, etlerinizi azaltınız, yağlarınızı eritiniz. Böylece onları Cennette misk ve kafur ile karıştırılmış temiz etle değiştirmiş olursunuz. | Ramuz el e-hadis, 8. sayfa, 13. hadis |
7346 | Biraz önce Cibril (a.s) Bana geldi ve: "İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn" dedi. Ben de: "Evet, biz Allah'ınız ve ona dönücüyüz. Fakat ne sebeble böyle söyledin Ya Cibril?" dedim. Buyurdu ki: "Senin ümmetin, çok değil, Senden az bir zaman sonra fitneye düşecektir." Ben de: "Küfür fitnesi mi, yoksa dalalet fitnesi mi?" diye sordum. Buyurdu ki: "Bunların hepsi olacak." "Ben onlara Allah'ın kitabını bırakıyorum, bu fitne nereden doğar?" dedim. Dedi ki: "Allah'ın kitabını bırakmaları sebebiyle dalalete düşerler. Ve bu onların Uleması ve Umerası ile başlar. Umera halkın haklarını kendilerine vermez ve aralarında kıtal vaki olur. Ulema da umeranın arzu ve heveslerine tabi olur ve onların dalalette devamlarına sebep olurlar. Sonra da bu hallerinden çekinmezler." Ben de: "Ya Cibril! Onlardan kurtulmak isteyen kimse ne ile kurtulur?" dedim. Buyurdu ki: "Çekinmek ve sabır etmekle ki, hakları verilirse alırlar, verilmezse vazgeçerler" | Ramuz el e-hadis, 10. sayfa, 9. hadis |