Arama Sonuçları eden mahrum

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/23526-eden-mahrum

NoHadis MetniKaynak
7301 Allah indinde "Yükseklik" isteyiniz. "Ya Resulallah bu nedir?" denildi. Buyurdular ki: "Sana karşı cahilane hareket eden kimseyi hilm ile karşılayıp geçersin ve seni mahrum edene de ihsanda bulunursun."Ramuz el e-hadis, 6. sayfa, 9. hadis
8317 Faziletlerin efdali, seni yoklamayanı yoklamak, seni mahrum edene vermek, sana kötü muamele edene af ile muamele etmektir.(Üçünde de tecelli eden şey, kükrediği zamanda nefsine karşı gelmektir.)Ramuz el e-hadis, 76. sayfa, 13. hadis
9258 Size, dünya ve ahiret ehlinin en hayırlısını ve dünyadaki amellerin en iyisini haber vereyim mi? O öyle bir kimsedir ki, kendisi ile alakasını kesenle ilgilenir, kendisini mahrum edene verir ve kendisine zulmedeni de affeder.Ramuz el e-hadis, 165. sayfa, 4. hadis
10492 Üç şey vardır ki, onlar kimde bulunursa, Allah onu kolay bir şekilde hesaba çeker. Ve Rahmeti ile Cennetine idhal eder: mahrum edene ihsanda bulunmak, zulmedeni affetmek, uğramayanı arayıp sormak.Ramuz el e-hadis, 263. sayfa, 7. hadis
10722 Ramazanda Allah'ı zikreden mağfiret olunur. Ve o ayda Allah'dan dilekte bulunan kimse de mahrum edilmez.Ramuz el e-hadis, 285. sayfa, 6. hadis
11359 Hangi söz ki, onda Allah zikri bulunmaz ve Bana selatü selam getirilmeden başlanır, o bereketten mahrumdur ve onun hayrı noksandır.Ramuz el e-hadis, 341. sayfa, 4. hadis
11745 İstihare eden mahrum kalmaz, istişare eden pişman olmaz, iktisat eden de darlık çekmez.Ramuz el e-hadis, 374. sayfa, 8. hadis
13304 Ya Alı (r.a), istihare eden mahrum olmadı, istişare eden de pişman olmadı. Ya Ali (r.a) yolculuğa seherde çıkmaya bak. Zira geceleyin gündüze göre daha iyi yol kat'edilir. Ya Ali (r.a), Bismillah ile erken yolculuğa çıkmaya bak. Muhakkak ki, Allah erken vakitleri ümmetime bereketli kılmıştır.Ramuz el e-hadis, 499. sayfa, 2. hadis
14411

Âişe (R) şöyle demiştir; Utbe ibnu Ebî Vakkas, karde­şi Sa'd ibnu Ebî Vakkas'a vasiyet edip:

— Zem'a'nın cariyesinin oğlu (Abdurrahmân), benim sulbümdendir, Bu çocuğu al, demiştir.

Âişe dedi ki: Mekke'nin fethi yılı olup Mekke'ye varıldığında, Sa'd ibnu Ebî Vakkas bu çocuğu yakaladı ve:

— Bu, kardeşim Utbe'nin oğludur. Bunun nesebinin kendisine katılması hususunda bana vasiyet etmiştir, dedi.

Bunun zerine Abd ibnu Zem'a ayaklanıp:

— Bu, benim kardeşimdir; babamın cariyesinin oğludur, baba­mın döşeği üstünde doğmuştur, dedi.

Her iki taraf bu niza' ve husûmetlerini Peygamber'e sevk ettiler. Sa'd ibn Ebî Vakkas:

— Yâ Rasûlailah! Bu çocuk, kardeşim Utbe'nin oğludur. Nese­binin kendisine katılması hususunda bana vasiyette bulunmuştu, dedi.

Abd ibnu Zem'a da:

— Bu, benim kardeşimdir; babamın cariyesinin oğludur, baba­mın döşeği üstünde doğmuştur, dedi.

Rasûlullah (S):

—  "Yâ Abd ibne Zem'a! Bu (Abdurrahmân), senin (kardeşin)dir" buyurdu.

Sonra da:

—  "Çocuk döşek sahibinindir. Zina eden erkeğe de mahrumi­yet düşer" dedi.

Sonra Peygamber husûmet sebebi olan bu çocuğun sîmâca Utbe'ye benzediğini görerek eşi Şevde bintu Zem'a'ya hitaben:

—   "Ey Sevde! Bundan sonra sen de bu Abdurrahmân'dan perdelen" buyurdu.

Artık bundan sonra bu Abdurrahmân, Sevde Allah'a kavuşun­caya kadar, Sevde'yi açık olarak görmemiştir

 
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 7