No | Hadis Metni | Kaynak |
13613 | Kendisine veya ashabından birisine göz ağrısı isabet ettiğinde, şu kelimelerle dua buyururlardı: "Yarabbi Beni gözümden faydalandır. Onu bana varis et. Düşmanın zararının Benden uzaklaştığını bana göster. Ve bana zulmedene karşı bana yardım et. | Ramuz el e-hadis, 526. sayfa, 1. hadis |
13614 | Kendisine bir gam veya sıkıntı isabet ettiğinde: "Kulların yardımından Allah'ın yardımı bana kafidir. Yaratılmışların yardımından ise Halik'in yardımı bana yeter. Rızıklananlardan ise rızık vericinin yardımı bana yeter. Bütün işlerimde, bana yeten Rabbım kafidir bana. Allah bana yeter, O ne güzel vekildir. Allah bana yeter, Ondan başka ilah yoktur, Ben ancak O'na tevekkül ettim. Ve O büyük Arşın Rabbidir" diye buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 526. sayfa, 2. hadis |
13683 | Heldan çıktıklarında: "Elhamdülillahillezî ezhebe annil ezâ ve âfânî": (Hamd olsun o Allah'a ki, eza veren şeyden Beni kurtarıp bana afiyet verdi) buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 530. sayfa, 8. hadis |
13701 | Helaya girecekleri zaman şöyle dua ederlerdi: "Allahım kir ve murdarlıktan, başkalarını kirletecek necasetten, taşlanmış şeytandan Sana sığınırım." Heladan çıktıklarında da şöyle dua ederlerdi: "Hamd olsun o Allah'a ki, nimetin lezzetini bana tattırdı, kuvvetini Bende ibka etti ve eza verenini Benden uzaklaştırdı." | Ramuz el e-hadis, 531. sayfa, 13. hadis |
13702 | Mescide girdiği zaman şöyle dua ederlerdi: "Taşlanmış şeytandan büyük Allah'a ve onun Zatı kerimine, O'nun ezeli saltanatına sığınırım." Resulu Ekrem şöyle buyururdu; İnsan oğlu böyle dediğinde şeytan da şöyle der: "Günün kalan kısmında da bu kimse Benden korundu." | Ramuz el e-hadis, 532. sayfa, 1. hadis |
13708 | Evine girdiklerinde, "Yanınızda yenecek bir şey var mı?" diye sorarlardı. Bir şey olmadığı söylenince de, "Ben oruçluyum" buyururlardı. (Öğleden evvel) | Ramuz el e-hadis, 532. sayfa, 7. hadis |
13728 | Hilali gördüklerinde: "Allahım onu üzerimize bereket, iman, selamet ve İslam ayı kıl. Ey hilal Benim Rabbım ve senin Rabbın Allah'tır" buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 533. sayfa, 15. hadis |
13741 | Sofrası kaldırıldığı zaman şöyle derlerdi: "Elhamdülillahi hamden kesîran, tayyiBen, mübâreken fîh, Elhamdülillahillezi kefânâ ve âvânâ gayru mekfiyyin velâ mekfûrin velâ müveddain velâ müstağnâ anhü Rabbina." (Mübarek, halis ve pek çok hamd ile Allaha hamd ederiz. Hamd olsun o Allah'a ki, bize kafi geldi. Bizi barındırdı. Rabbimiz hiç bir şeye muhtaç değildir. Nimetine nankörlük edilmez, nimeti terk olunmaz ve onun nimetinden müstağni kalınmaz.) | Ramuz el e-hadis, 534. sayfa, 12. hadis |
13757 | Müezzini işittiğinde şehadet kelimelerini okur ve "Ben de, Ben de" (şehadet ederim) derlerdi. | Ramuz el e-hadis, 535. sayfa, 15. hadis |
13782 | Gaza ettiklerinde: Ya Rabbi Benim kolum ve yardımcım Sensin ve Sana dayanarak mukatele ederim" buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 537. sayfa, 10. hadis |