Arama Sonuçları uyku ona

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/11048-uyku-ona

NoHadis MetniKaynak
7626 İnsan uykusundan uyandığı zaman, ona sür'atle bir melek ve bir şeytan yaklaşır. Melek kendisine: "Hayırla başla", şeytan ise: "Şerle başla" der. Eğer o kimse: "Hamd olsun O Allah'a ki, ölümümden sonra nefsime hayat verdi. Hamd olsun O Allah'a ki, göğü arz üzerine düşmekten alıkoydu. Hamd olsun O Allah'a ki, üzerine ölüm hüküm olunanı tutar, diğerlerini belirli bir müddete kadar bırakır" der ise, melek şeytanı kovar ve o kimseyi muhafaza eder.Ramuz el e-hadis, 30. sayfa, 4. hadis
9411 Hangi müslüman ki Allah yolunda bir ok attı, ister isabet etsin, ister etmesin, o müslüman için, İsmail (a.s) oğullarından bir köle azad etmenin ecri gibi, ecir vardır. Hangi bir kimse ki, Allah yolunda beyazlaştı (ihtiyarladı), o beyazlık ona nurdur. Hangi bir müslüman ki müslüman bir köleyi azad etti, azad edilenin her azası, azad edenin her bir azasına ateşten fidye olur. Her hangi bir kimse ki namaz kılmak maksadı ile uykudan kalkar, abdest azalarına suyu dökünce mevcut günah ve hatalarından kurtulur. Namaz kılarsa, Allah Teala o namaz sebebile derecesini yükseltir ve sonra da uyursa, salimen uyur.Ramuz el e-hadis, 182. sayfa, 2. hadis
10289 Ben uyku ile uyanıklık arasında iken iki melek geldi. Biri: "Bunun için bir temsil var, ona anlat" dedi. Diğeri de: "Bir Seyyid bir ev yaptı, ziyafeti için hazırladı. Bir münadi tayin etti. Burada Seyyid Allah, ev Cennet, ziyafet islam nimeti ve münadi de Hz. Muhammed (s.a.v)dir." dedi.Ramuz el e-hadis, 247. sayfa, 2. hadis
11865 Bir müslüman yoktur ki, gece yatacağı zaman bir sure okusun da, Allah ona bir melek memur etmesin. Böylece ona uykusundan uyanıncaya kadar zararlı hiç bir şey sokulamaz.Ramuz el e-hadis, 385. sayfa, 4. hadis
12336 Bir kimse uykusunda hayırlı bir şey görürse hemen Allah'a hamdetsin ve ona şükretsin. Kim de hoşa gitmeyen bir şey görürse, Allah'a sığınsın ve onu kimseye söylemesin. O zaman ona zarar vermez.Ramuz el e-hadis, 420. sayfa, 11. hadis
12416 Bir kimse Allah'ı tasdik ederse necat bulur, Onu tanırsa ittika eder, Onu severse haya eder, Onun kısmetine razı olursa gözü tok olur, Ondan hazer ederse emin olur, ona itaat ederse felah bulur, ona tevekkül eder, Allah ile kifayetlenir ve kimin uyku veya uyanıklıkta himmeti "Lâ ilâhe illallah" olursa, dünya onu ahirete teşvik eder ve belini kıran musibetten sakındırır.Ramuz el e-hadis, 426. sayfa, 8. hadis
12660 Bir kimse dersinden uyuya kalsa ve maksadı da kalkıp yapmak olsa, bu uyku ona Allah'ın tasadduk ettiği bir sadaka olur ve dersini yapmış sevabı alır.Ramuz el e-hadis, 445. sayfa, 4. hadis
14367

Ebû Muhammed Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e benim şöyle dediğim haber verilmiş:

Allah’a yemin ederim ki, yaşadığım sürece gündüzleri muhakkak oruç tutup, geceleri de ibâdet ve tâatle uyanık geçireceğim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:

“Bunları söyleyen sen misin?” diye sordu. Ben de kendisine: Anam babam sana feda olsun, ya Resûlallah! Evet, ben böyle söylemiştim,dedim. Buyurdular ki: “Sen buna güç yetiremezsin. Hem oruç tut, hem iftar et; hem uykunual, hem ibadet et; her aydan üç gün oruç tut; çünkü her iyiliğe on misli ecir ve sevap vardır. Bu ise bütün zamanını oruçlu geçirmek gibidir.” Bunun üzerine ben: Bunun daha çoğunu yapmaya gücüm yeter, dedim. Peygamber Efendimiz: “O halde bir gün oruç tut, iki gün tutma” buyurdu. Ben:

- Ama ben bundan daha fazlasını yapabilirim, deyince Resûl-i Ekrem:

– “Öyleyse bir gün oruç tut, bir gün tutma; bu Dâvûd aleyhisselâm’ın orucu olup, oruçların en ölçülü olanıdır” buyurdular.

Bir başka rivayette: “Bu, oruçların en faziletlisidir” şeklindedir. Ben:

- Bundan daha faziletlisine de gücüm yeter, dedim. Peygamberimiz:

“Bundan daha faziletlisi yoktur” buyurdu.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in tavsiye etmiş olduğu, ayda üç gün orucu kabul etmem, bana ehlimden ve malımdan daha sevimli olacakmış.

Bir rivayete göre:

“Senin gündüzleri oruçlu, geceleri uyanık geçirdiğin bana haber verilmedi mi sanıyorsun?” buyurmuştu. Ben de:

Elbette haber verilmiştir, yâ Resûlallah! dedim. Bunun üzerine: “Böyle yapma, bazı kere oruç tut, bazan tutma; gece hem uyu, hem deteheccüde kalk. Şüphesiz senin üzerinde vücudunun hakkı vardır, iki gözünün hakkı vardır, hanımının hakkı vardır, ziyaretçilerinin hakkı vardır. Şüphesiz her aydan üç gün oruç tutman sana yeter. Çünkü senin için her iyiliğin on misli karşılığı vardır; bu da bütün zamanının oruçlu olması demektir.” Abdullah der ki: Ben artırdıkça iş aleyhime döndü. Sonra ben: Yâ Resûlallah! Ben kendimde güç ve kuvvet buluyorum, dedim.Buyurdular ki: “O halde Allah’ın Nebisi Dâvûd’un orucunu tut, daha fazlasını yapma.” Dâvûd orucu nedir? diye sordum. “Senenin yarısını oruçlu geçirmektir” buyurdu.

Abdullah yaşlandıktan sonra:

Keşke Allah’ın Resûlü’nün ruhsatını kabul etmiş olsaydım, der dururdu.

Bir başka rivayet şöyledir:

“Senin bütün günleri oruçlu geçirdiğinden ve her gece Kur’an’ıokuduğundan haberdar olmadığımı mı sanıyorsun?” Bunun üzerine ben: Elbette haberdarsındır, yâ Resûlallah! Fakat ben bununla sadece hayraulaşmayı diliyorum, dedim. Peygamber Efendimiz: “Allah’ın Nebîsi Dâvûd’un orucunu tut, çünkü o insanların en çokibadet edeni idi. Ayda bir defa da Kur’an’ı hatmet” buyurdu.

Ben ise:

- Ya Resûlallah! Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter, dedim. Peygamberimiz:

“O halde yirmi günde bir hatmet” buyurdu. Ben yine: Ya Resûlallah! Bundan daha fazlasını yapabilirim, dedim. O: “Öyleyse on günde bir hatmet” buyurdu. Ben tekrar: Bundan daha fazlasına gücüm yeter, yâ Nebîyyallah! diye ısrar edince: “Şu halde yedi günde bir hatim yap, artık bunun üzerine artırma”buyurdular. Ben artırdıkça, aleyhime artırıldı. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bana dedi ki: “Şüphesiz ki sen bilmiyorsun, belki ömrün uzun olur?”Abdullah İbni Amr der ki: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’ in bana söylediği hale döndüm. İhtiyarlayınca, onun ruhsatını kabul etmiş olmayı çok arzu ettim.

Bir başka rivayette ise şöyledir:

“Senin çocuklarının da senin üzerinde hakları vardır.” Bir diğer rivayette:

“Bütün zamanını oruçlu geçirenin orucu yoktur.” Bu sözünü üç defa tekrarladı.

Bir diğer rivayette:

“Allah’a en sevimli olan oruç, Dâvûd aleyhisselâm’ın orucudur. Allah’a en sevimli namaz da Dâvûd aleyhisselâm’ın namazıdır. Dâvûd aleyhisselâm gecenin yarısını uyuyarak geçirir, sonra üçte birinde namaz için kalkar, altıda birinde yine uyurdu. Bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında kaçmazdı.” Başka bir rivayet de şu şekildedir:

Abdullah şöyle demiştir:

Babam beni soyca üstün bir hanımla evlendirdi. Zaman zaman gelininin yanına gelir gider, ona beni sorarmış. O da dermiş ki:

- O ne iyi erkektir, evine geldiğimden beri yatağıma ayak basmadı, ne halde olduğumu da araştırmadı.

Vaziyet böyle devam edip gidince, babam durumu Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e anlatmış, Peygamberimiz:

“Onu benimle görüştür” buyurmuş. Daha sonra ben Resûl-i Ekrem ile karşılaştım. Bana: “Nasıl oruç tutuyorsun?” diye sordu. Ben de: Her gün, dedim. Sonra: “Nasıl hatim yapıyorsun?” dedi. Ben: Her gece, diye cevap verdim.

Abdullah İbni Amr daha önce geçen konuşmalarının benzerini anlattı. O, geceleyin rahat etmek için, okuduğu Kur’an’ın yedide birini, gündüz aile fertlerinden birine okuyup dinletirdi. Güçlü ve kuvvetli olmak istediğinde, bir kaç gün oruç tutmazdı. Sonra oruç tutmadığı günleri sayar, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e verdiği sözden caymış olmamak için, tutamadığı günler kadar orucu kazâ ederdi.

Buhârî, Savm 55, 56, 57, Teheccüd 7, Enbiyâ 37, Nikâh 89; Müslim, Sıyâm 181-193