Arama Sonuçları Siz hep

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/11121-Siz-hep

NoHadis MetniKaynak
7818 Siz hep birlikte bir emir üzerinde ittifak ettiğiniz halde, biri çıkar da müslümanların birliğini bölmek ve tefrika çıkarmak isterse onu hemen katlediniz.Ramuz el e-hadis, 43. sayfa, 6. hadis
8548 Allah (z.c.hz.) Sizin için şu üç şeyi hoş görür, üç şeyden de hoşlanmaz. Hoşlandıkları: Kendisine kul olup, O'na kimseyi şerik koşmamak; Allah'ın ipine (Kur'ana) hep birlikte yapışıp asla tefrikaya düşmemek; Başınızdaki emirinize hayırhahlıkta bulunmak. Hoşlanmadıkları ise: Çok konuşmak, çok sual sormak ve mal telef etmek.Ramuz el e-hadis, 93. sayfa, 7. hadis
9093 Yakında Size Şam feth olur. Orada öyle evler bulursunuz ki, onlara hamam denir. Oralara peştemalSiz girmek ümmetimin erkeklerine caiz olmaz. Kadınlara da hepten haramdır. Lohusalık veya hastalık hali müstesna.Ramuz el e-hadis, 143. sayfa, 2. hadis
9286 Haberiniz olsun ki dünya hazır bir meta olup, ondan iyi de, kötü de yer. Yine biliniz ki hesap günü gelecektir ve haktır. Orada her şeye kadir olan bir melik hükmedecektir. Biliniz ki, hayrın hepsi, bütün kısımlarıyla Cennettedir. Yine biliniz ki, şer de bütün parçalarıyla ateştedir. Gene haberiniz olsun ki, amellerinizi Allah'tan sakınır halde işleyin. Ve biliniz ki, Sizler muhakkak surette amellerinizle karşılaşacaksınız. Her kim zerre miktarı hayır işlerse onu görecek ve her kim de zerre miktarı şer işlerse onu görecektir.Ramuz el e-hadis, 169. sayfa, 1. hadis
9306 Sizden biri her gün Uhud kadar amel yapmaktan aciz midir? Dediler ki; "Buna kimin gücü yeter? "Buyurduki; hepinizin ona gücü yeter. Dediler: "Bu sanıl olur?" Buyurdu ki: "Subhanellah" Uhud'dan daha büyüktür. "La ilahe illallah" Uhud'dan daha büyüktür. "Allahuekber" Uhud'dan daha büyüktür.Ramuz el e-hadis, 172. sayfa, 2. hadis
9479 İslam, Allah'a şirk etmekSizin, Ona ibadet etmekliğin, namazı kılmaklığın, zekatı vermekliğin, orucu tutmaklığın, hacca gitmekliğin, emri bil- maruf ve nehy-i anilmünkerle emretmekliğin ve ehline selam vermekliğindir. Bunlardan birini terketmek, İslamiyet sehiminden birini terketmek demektir. Kim ki hepsini bırakırsa, müslümanlığa arkasını çevirmiş bir adam olur.Ramuz el e-hadis, 189. sayfa, 4. hadis
9750 Dünyanın hepsi ahiret günü ile, yedi günden ibarettir. Bu Allah tealanın şu kavli iktizasıdır. "Rabbinin indinde bir gün, Sizin saydığınız sene ile bin sene gibidir."Ramuz el e-hadis, 208. sayfa, 6. hadis
11502 Birbirinizi sevmedikçe hiç bir vakit iman etmiş olmazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir yol göstereyim. Aranızda selamı ifşa ediniz. Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki, birbirinize merhamet etmedikçe Cennete giremezsiniz. Dediler ki; "Ya Resulallah, hepimiz merhametliyiz." Buyurdu ki: "Bu hasseten birinizin Rahmetiyle olmaz. Lakin umumi rahmet, umumi rahmet.Ramuz el e-hadis, 354. sayfa, 8. hadis
13203 Sizden biri sakın "Benim kulum, benim cariyem" demesin. hepiniz Allah'ın kullarısınız. Sizin kadınlarınızın hepsi de Allah'ın cariyeleridir. Lakin "kölem, cariyem, gencim ve genç kızım" desin.Ramuz el e-hadis, 490. sayfa, 2. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka Sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100