Arama Sonuçları Ebu Bekir

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/1224-Ebu-Bekir/30

NoHadis MetniKaynak
12764 Cebrail (a.s) indi de dedi ki: Ya Muhammed (s.a.v) Allah (z.c.hz.) sana selam ediyor ve buyuruyor ki "Her ümmet kıyamette susuzluk görecek, yanlız EbuBekir (r.a), Ömer (r.a) Osman(r.a) ve Ali (r.a)ı sevenler müstesna."Ramuz el e-hadis, 454. sayfa, 1. hadis
12825 İhvanıma kavuşmayı istiyorum. Ashab; "Ya Resulallah biz senin ihvanın değilmiyiz?" dediler. Buyurdu ki, hayır siz Benim ashabımsınız. İhvanım Benden sonra gelip Beni görmeden iman edenlerdir. Sonra buyurdu. Ey Ebu Bekir, şu kavmi sevmezmisin ki, kendilerine senin Beni sevdiğin haberi ulaştı da, senin Beni sevmen sebebile, seni sevdiler. Onları sev ve Allah onları sevsin.Ramuz el e-hadis, 459. sayfa, 10. hadis
13117 Ensara ancak münafık buğz eder. Kim Bize, yani Ehli Beyte buğz ederse, o münafığın ta kendisidir. Kim Ebu Bekir (r.a) ve Ömer (r.a)a buğz ederse o da münafıktır.Ramuz el e-hadis, 483. sayfa, 2. hadis
13132 Şu dördün muhabbeti bir münafığın kalbinde toplanmaz; Ebu Bekir (r.a) Ömer (r.a) Osman (r.a) ve Ali (r.a)Ramuz el e-hadis, 484. sayfa, 4. hadis
13227 Ya Ebu Bekir (r.a) Allah sana Rıdvanı Ekberi verdi. Dedi ki; "Onun Rıdvanı Ekberi nedir?" Buyurdu ki, muhakkak ki Allah halka umumi olarak tecelli edecek, sana ise hususi olarak tecelli edecektir.Ramuz el e-hadis, 492. sayfa, 2. hadis
13228 Ya Ebu Bekir, muhakkak Allah Adem (a.s)ı yaratmasından Beni Peygamber olarak göndermesine kadar, Bana iman edenlerin sevabını Bana verdi. Ve Allah Teala sana da ya Ebu Bekir, Benim Peygamber gönderilmemden kıyamete kadar Bana iman edenlerin sevabını verdi.Ramuz el e-hadis, 492. sayfa, 3. hadis
13229 Ey Ebu Bekir Allah sana "Sıddık" ismi verdi.Ramuz el e-hadis, 492. sayfa, 4. hadis
13409 Cennette hiç bir ev ve oda ehli kalmaz ki, bir adama şöyle demesinler: "Merhaba, merhaba, bize buyurun." İşte o adam sensin ya Ebu Bekir.Ramuz el e-hadis, 508. sayfa, 12. hadis
14296

Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre o, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte Necid taraflarında bir gazvede bulunmuştu. Dönüşte Resûlullah ile birlikteydi. Öğle vakti ağaçlık, çalılık bir vadiye geldiklerinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem orada mola vermiş, mücâhidler ağaçlar altında gölgelenmek üzere çevreye dağılmışlardı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ise, semure denilen sık yapraklı bir ağaç altında istirahate çekilmiş kılıcını da ağaca asmıştı.

(Câbir dedi ki:) birazcık (uyku) kestirmiştik ki, Resûlullah’ın bizi çağırdığını işittik ve hemen yanına koştuk. Bir de baktık, Resûlullah’ın yanında (müşriklerden) bir bedevi, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ben uyurken bu bedevi kılıcımı almış, uyandığımda kılıç kınından sıyrılmış vaziyette bunun elindeydi. Bana: Seni benim elimden kim koruyup kurtaracak? dedi. Ben de üç defa:

– “Allah” cevabını verdim.

(Câbir diyor ki) Resûlullah adamı cezalandırmamıştı, yanında oturuyordu.

Buhârî, Cihâd 84, 87, Meğâzî 31, 32; Müslim, Fezâil 13, 14, Müsâfirîn 311

(Buhârî’deki) bir başka rivayette (bk. Meğâzî 31) Câbir radıyallahu anh şöyle demiştir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte zâtü’r-rikâ’ denilen gazvede bulunuyorduk. Gölgeli bir ağaç bulduğumuzda onu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bırakmayı âdet edinmiştik. (Bu defa da öyle yaptık.) Ancak müşriklerden bir adam gelerek Resûlullah’ın (ağaçta asılı olan) kılıcını alıp çekmiş ve:

Benden korkuyor musun? diye seslenmiş. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem: “Hayır” cevabını vermiş. Adam: Peki seni benim elimden kim kurtaracak? demiş. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de “Allah” buyurmuştur.

Ebû Bekir el-İsmâîlî’nin “Sahîh”inde yer alan bir rivâyette olayın bundan sonraki kısmı şöyle anlatılmaktadır:

Adam:

Seni benim elimden kim kurtarır? dedi.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

“Allah” cevabını verdi. Bunun üzerine adamın elinden kılıç düştü. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kılıcı aldı ve: Peki şimdi seni benim elimden kim kurtaracak? buyurdu. Adam: İyi bir cezalandırıcı ol! dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’tan başka ilâh olmadığını ve benim Allah’ın elçisi olduğumu kabul ve itiraf eder misin?” dedi.

Adam:

Hayır, kabul etmem. Ancak seninle çarpışmamaya, seninle savaşacak herhangi bir topluluk içinde bulunmamaya söz veririm, dedi.

Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem adamı serbest bıraktı. O da arkadaşlarının yanına döndü ve onlara:

En hayırlı kişinin yanından geliyorum, dedi.
Buhârî, Cihâd 84, 87, Meğâzî 31, 32; Müslim, Fezâil 13, 14, Müsâfirîn 311
14299

Ebû Bekir es-Sıddîk, Abdullah İbni Osman İbni Âmir İbni Ömer İbni Kâ’b İbni Sa’d İbni Teym İbni Mürre İbni Kâ’b İbni Lüey İbni Galib el-Kureşî et-Teymî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre -ki Allah kendilerinden razı olsun, kendisi, babası ve annesi sahâbîdir- o şöyle demiştir:

(Hicret yolculuğunda) biz Resûlullah ile mağaradayken, tepemizde dolaşıp duran müşriklerin ayaklarını gördüm ve:

Ey Allah’ın elçisi! Eğer şunlardan biri eğilip aşağıya bakacak olsa mutlaka bizi görür, dedim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Üçüncüleri Allah olan iki kişiyi sen ne zannediyor (ve haklarında neler düşünüyor)sun, Ebû Bekr?”

Buhârî, Tefsîru sûre (9), 9; Fezâilü’l-ashâb 2; Müslim, Fezâilüs-sahâbe 1