Arama Sonuçları sizi üç

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/1259-sizi-uc/20

NoHadis MetniKaynak
10178 Nikah, Benim sünnetimdir. Kim ki Benim sünnetimi yapmazsa Benden değildir. Evlenin, Zira Ben, sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar ederim. Kim güç sahibi ise evlensin. Kim de bulamazsa oruç tutsun. Zira oruç onun için bir enemedir.Ramuz el e-hadis, 239. sayfa, 5. hadis
10349 Bir lokma ve bir parça çorba ile de olsa sahur yapın. Zira o, bereket yemeğidir. Ve sizinle nasaranın orucunun arasında farktır.Ramuz el e-hadis, 251. sayfa, 9. hadis
10408 Mahlukatını tefekkür edin. Yaradanı tefekkür etmeyin. Zira Onu hakkıyla bilmeye sizin gücünüz yetmez.Ramuz el e-hadis, 256. sayfa, 2. hadis
10502 Üç şeyin kararını Allah Teala evvelden verdi: Sakın sizden hiçbiriniz isyan etmesin.Zira, Allah teala şu mealde buyurur:"Ey insanlar! sizin isyanızın ancak kendi aleyhinizedir." Sakın biriniz hile yapmasın. Zira, Allah teala şu mealde buyurur: "Fena hile, ancak sahibine hüccet olur." Sakın hiçbiriniz ahdini bozmasın. Zira Allah Teala şu mealde buyurur: "Kim ahdini bozarsa, ancak kendi nefsi üzerine bozmuştur."Ramuz el e-hadis, 264. sayfa, 7. hadis
10946 sizin küçükleriniz Cennet ehlinin de küçükleridir. Onlardan birisi babasına mülaki olurda elbisesini tutar ve Allah, ana ve babasını Cennete sokuncaya kadar onu bırakmaz. (küçükken ölen çocuklar)Ramuz el e-hadis, 307. sayfa, 5. hadis
11556 Eğer siz günah işlemeseydiniz, sizin üzerinize bundan daha zararlı olan "Ucub" dan korkardım.Ramuz el e-hadis, 359. sayfa, 3. hadis
12830 Mü'mine üçyüz almış melek verilmiştir. Bunlar, kendisinin gücü yetmediği belaları, zararları def ederler. Bunlardan dokuzu göze aittir ki, ondan, yaz gününde sizin bal tabağından sinekleri kovaladığınız gibi, zararları def ederler. Eğer onlar zahir olsalardı derelerde, bayırlarda, ellerini uzatmış ağızlarını açmış vaziyette görürdünüz onları. Eğer kul bir lahza kendi haline bırakılsaydı, şeytanlar onu çarpar yok ederlerdi.Ramuz el e-hadis, 460. sayfa, 5. hadis
13356 sizin üzerinize bir zaman gelir ki, adam acizlikle facirlik arasında muhayyer kalır. Kim bu zamana ulaşırsa aczi, fücura tercih etsin.Ramuz el e-hadis, 503. sayfa, 10. hadis
13627 Bir cemaat sofrasında iftar ettiklerinde şöyle buyururlardı: "Oruçlular sofranızda iftar etsin. Melekler sizin için istiğfarda bulunsun.Ramuz el e-hadis, 527. sayfa, 3. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100