No | Hadis Metni | Kaynak |
13379 | Ehli Cehenneme emir olunur. Saf olurlar. Onların içinden bir müslüman geçirilir. Birisi der: "Ya filan, bana şefaat etsene." O da: "Sen kimsin der. "Beni bilmiyor musun? Sen benden su istemiştin de ben sana su vermiştim." der. Bunun üzerine o adama şefaat eder. Bunun gibi birisi de: "Sen benden hediye istemiştin de bende vermiştim" der. | Ramuz el e-hadis, 506. sayfa, 3. hadis |
13399 | Deccal, Horasan denilen yerden çıkar, ona bir kavim tabi olur ki yüzleri meşin gibidir. | Ramuz el e-hadis, 508. sayfa, 2. hadis |
13407 | Ehli Beytimden bir adam çıkar, ismi ismime, ahlakı ahlakıma mutabık olur. Dünyayı ahlak ve nesafetle doldurulur. Evvelce zulm ve cevr ile dolduğu gibi | Ramuz el e-hadis, 508. sayfa, 10. hadis |
13414 | Salihler önden öne gider (ölür), Geriye arpanın, hurmanın hışırı gibi hışırı kalır. Allah (z.c.hz.) bunlara kıymet vermez | Ramuz el e-hadis, 509. sayfa, 5. hadis |
13415 | Salihler birer birer ölürler. Geriye arpanın, hurmanın hışırı gibi olanlar kalır ki, Allah (z.c.hz.) bunlara kıymet vermez. | Ramuz el e-hadis, 509. sayfa, 6. hadis |
13444 | Ehli nar Cehennemde büyür. Öyle ki, onlardan birini kulağının yumuşağı ile omuzu arası yedi yüz yıllık yol olur. Cildinin kalınlığı ise yetmiş arşındır. Azı dişi de Uhud gibidir. | Ramuz el e-hadis, 512. sayfa, 5. hadis |
13475 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kullarıma dört hasletle in'amda bulundum; Zahireye güve musallat ettim, yoksa zenginler bunu altın gümüş saklar gibi saklarlardı. Cesede kokmayı musallat ettim, böyle olmazsa dost dostu ebediyyen gömmezdi. Mahsun olmaya teselliyi musallat kıldım, yoksa nesil kesilirdi. Ecele hükmettim, emeli uzattım, yoksa dünya harap olurdu. Maişet sahibi maişeti işine önem vermezdi." | Ramuz el e-hadis, 515. sayfa, 5. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13714 | Ramazan ayı, girdiğinde rengi değişir, namazı çoğaltır ve tamamiyle duaya koyulur, rengi şafak gibi olurdu. | Ramuz el e-hadis, 533. sayfa, 1. hadis |
13753 | Bir şeye sevindiklerinde yüzleri parlayıp ay parçası gibi olurdu. | Ramuz el e-hadis, 535. sayfa, 11. hadis |