Arama Sonuçları ise zalim

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/13196-ise-zalim

NoHadis MetniKaynak
7439 insanların Allah Teala'ya en sevimli ve kıyamet gününde O'na en yakın olanı, Adil hükümdardır. Kıyamet gününde Allah'ın en buğz ettiği ve azabı en şiddetli olan insan ise, zalim hükümdardır.Ramuz el e-hadis, 17. sayfa, 5. hadis
9192 Allah teala Davud (a.s.)'a şöyle vahyetti: "zalimlere söyle, Beni anmasınlar. Çünkü Ben, Beni zikredeni anarım, O zalimleri anmam ise kendilerini Rahmetimden uzaklaştırmam olur."Ramuz el e-hadis, 156. sayfa, 5. hadis
9278 Cebrail (a.s)'ın bana öğrettiği bir şeyi sana öğreteyim mi? Senin, cimri ve muhteris bir kimseye veya zalim bir sultana veya kötülüğünden korktuğun bir alacaklıya, bir ihtiyacın olduğu zaman şöyle de: "Allahümme entel azizül kebir ve ene abdükez zaîfüz zelil. La havle vela kuvvete illa bike, Allahümme sahhirli fulanen kema sahharte firavne li Musa ve leyyinlî kalbehû kema leyyentel hadide li Davude. Feinnehu la yentiku illa biiznike ve nasiyetehu fi kabzatike ve kalbuhu fi yedike celle senâü vechike Ya Erhamerrahimin." (Allahım, sen galib ve her şeyden yücesin. Ben ise zaif ve hakir bir kulunum. Her türlü güç ve kuvvet ancak Sendendir. Allahım, firavunu Musa (a.s)'ın emrine ram ettiğin gibi filan kimseyi de bana ram eyle. Davud (a.s) a demiri nasıl yumuşattı isen, onun kalbini de benim için yumuşak et. Zira o, ancak senin izninle konuşabilir. Onun alnı Senin kudret elindedir. Ve kalbi de Senin elindedir. Senin zatının azameti ne yücedir. Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım)Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 1. hadis
10199 (Kur'an'daki) "Vürûd" (cehenneme) duhuldür. İyi olsun, kötü olsun ona girmiyen kalmaz. Yalnız mümine, serin ve selamet olur. Hz. İbrahim (a.s)'a (ateşin serin) olduğu gibi. Öyleki müminlerin soğukluğundan Cehennem bağırır (müminin nuru onu yener). Bundan sonra Allah, takva ehlini kurtarır, zalimleri ise orada yüzüstü bırakır.Ramuz el e-hadis, 240. sayfa, 9. hadis
10917 Ümmetimin en şerlileri o kimselerdir ki, akşam sabah nimet içinde yemeğin en iyisini yerler ve elbisenin en iyisini giyerler. Onlar ümmetimin gerçekten en şerlileridir. zalim emirden kaçan adam asi değildir. Bilakis asi olan zalim emirdir. Dikkat edin. Allah'a isyanda mahluka itaat yoktur.Ramuz el e-hadis, 304. sayfa, 9. hadis
11652 Adam din kardeşine, mazlum da zalim de olsa, yardım etsin. zalim olursa onu nehyeder. Bu onun için bir yardımdır. Mazlum ise ona yardım etsin.Ramuz el e-hadis, 367. sayfa, 8. hadis
13367 Vali getirilir, sıratın üzerinde durdurulup öyle bir sallanır ki, onun her uzvu yerinden ayrılır. Eğer adil ise uzuvlar birleşir ve geçip kurtulur. Eğer zalim ise yetmiş yıl ateşe aşağı gider.Ramuz el e-hadis, 504. sayfa, 9. hadis
14345

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine “bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış” deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile doldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı.” Sahâbîler: Ey Allah’ın Resûlü! Bizim için hayvanlardan dolayı da sevap var mı? dediler. Resûl-i Ekrem:

– “Her canlı sebebiyle sevap vardır” buyurdu.

Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8

Buhârî’nin bir başka rivayetinde “Allah ondan memnun oldu ve onu bağışlayıp cennetine koydu” beyânı yer almaktadır.

Buhârî ve Müslim’in diğer bir rivâyetlerinde de şöyle denilmektedir:

“Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpek bir kuyunun etrafında dolaşıp duruyordu. İsrailoğullarından fâhişe bir kadın onu gördü; hemen çizmesini çıkardı ve onunla köpek için kuyudan su çekerek onu suladı. Bu yüzden o kadın bağışlandı.” Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 155

Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8