Arama Sonuçları as O

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/13258-as-O/2970

NoHadis MetniKaynak
14405

Bize Şuayb, ez-Zuhrî'den tahdîs etti. O şöyle demiştir:

Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb ve Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân tah­dîs ettiler ki, Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Sizler; Ebû Hureyre, ROlOr:green'>asûlullah'tan hadîs rivayetini çOk yapıyOr diyOrsunuz ve yine sizler: Muhâcirler'in ve Ensâr'ın hâlleri nedir ki bunlar ROlOr:green'>asûlullah'tan Ebû Hureyre'nin hadîs rivayet edişi gibi hadîs rivayet etmiyOrlar, diyOr­sunuz. Şu muhakkak ki Muhacir kardeşlerimiz çarşılarda alışveriş etmek meşgul ediyOrdu. Ben ise karın tOkluğuna karşılık ROlOr:green'>asûuıllah'tan hiç ayrılmaz, dâima O'nunla beraber Olurdum. Bunun için Onla­rın bulunmadıkları zaman ben hâzır bulunur, Onlar unuttuklarında ben hafızamda tutar ezberlerdim. Ensâr'dan Olan kardeşlerimi de mallarındaki çalışmaları meşgul ediyOrdu. Ben ise Suffa fakirlerin­den Olan fakır bir kişi idim. Diğer sahâbîler hadîsleri unuturlarken, ben ezberimde tutar bellerdim. Muhakkak ROlOr:green'>asûlullah (S) söylemek­te bulunduğu bir hadîs hakkında: "Ben şu makaalemi bitirinceye kadar elbisesini yayacak; sOnra da elbisesini kendine dOğru tOplayacak her kişi elbette benim söyleyeceğim sözleri kesin Olarak ezberleyecektir*' buyurmuştu. Bunun için ben hemen üzerimdeki renkli bezi ROlOr:green'>asûlullah O makaalesini bitirinceye kadar yaydım, akabinde O bezi göğsü­me dOğru tOpladım. Artık sOnra ROlOr:green'>asûlullah'ın bu kOnuşmalarından hiçbirşeyi unutmadım

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 1
14388

Bize Hammâd ibn Zeyd, Yahya ibn Saîd'den; O da Ubeyd ibn Huneyn'den; O da İbn Abbâs'tan tahdîs etti ki, Umer ibnu'l-Hattâb (R) şöyle demiştir: Ensâr'dan (Evs ibn Havlî isminde) bir adam vardı. O, ROlOr:green'>asûlullah'tan ayrı ve uzakta bulunduğu zaman ben ROlOr:green'>asûlullah'ın meclisinde hazır bulunur ve O gün ROlOr:green'>asûlullah'tan Olacak söz, fiil ve hâlleri Ona getirirdim. Ben ROlOr:green'>asûlullah'm meclisinden uzakta kaldığım zaman ise, O zât, ROlOr:green'>asûlullah'ın meclisinde hazır bulunur ve O gün ROlOr:green'>asûlullah'tan meydana gelen söz, fiil ve hâlleri bana getirirdi

Umer ibnu'l-Hattâb
14389

Bize Şu'be, Zubeyd'den; O da Sa'd ibn Ubeyde'den; O da Ebû Abdirrahmân'dan; O da Alî(R)'den şöyle tahdîs etti. Peygam­ber (S) bir OlOr:green'>asker birliği hazırlayıp başlarına bir adamı kumandan ta'yîn etti. YOlda Odun tOplatıp ateş yaktırdı da OlOr:green'>askerlere:

—  Bu ateşin içine girin! dedi.

Onlardan bir kısmı ateşe girmek istediklerinde, diğerleri:

—  Biz ateşten kaçıp ROlOr:green'>asûlullah'a sığınmış kimseleriz! dediler. Seferden dönüşte bu hâdiseyi Peygamber'e zikrettiklerinde, Pey­gamber ateşe girmek isteyenler için:

—  "Eğer ateşe girmiş Olsalardı, kıyamet gününe kadar ateşten bir daha ayrılmazlardı" buyurdu.

Diğerlerine hitaben de:

—  "Ma'siyet hakkında kula itaat yOktur. îtâat ancak ma'rufta­dır (ma'kûl ve meşru' Olan emirler hakkındadır)" buyurdu

Hz. Alî
14390

Ebû Hureyre (R) şöyle de­miştir: Bizler ROlOr:green'>asûlullah'ın huzurunda bulunduğumuz sırada birden bedevilerden bir adam ayağa kalktı ve:

— Yâ ROlOr:green'>asûlallah! Benim için Allah'ın Kitabı ile hükmet! dedi. Akabinde Onun muhâsımı Olan kimse de ayağa kalktı ve:

— Yâ ROlOr:green'>asûlallah, hOlOr:green'>asmım dOğru söyledi. Sen Onun için Allah'ın Kitabı ile hükmet ve söz söylemek üzere bana izin ver! dedi.

Peygamber (S) de Ona:

—  "Sözünü söyle!" buyurdu. O da şöyle dedi:

— Benim Oğlum, bu a'râbî'nin yanında OlOr:green'>asîf, yânî ücretle çalı­şan bir kimse idi. Oğlum bunun karısıyle zina etmiş. İnsanlar bana Oğlum üzerine taşlanmak cezOlOr:green'>ası Olduğunu haber verdiler. Ben bu ada­ma Oğlum adına yüz kOyun ve bir de cariyeyi fidye vererek, Oğlumu bu cezadan kurtardım. Bundan sOnra ben bu mes'eleyi ilim ehlinden sOrdum. Onlar da bana, Onun karısı üzerine taşlama cezOlOr:green'>ası düştüğü­nü, benim Oğluma da ancak yüz deynek vurulma ile bir yıl gurbete sürgün edilmek cezOlOr:green'>ası Olduğunu haber verdiler! dedi.

ROlOr:green'>asûlullah da:

— "Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, ben sizin aranızda elbette Allah 'in Kitabı ile hükmedeceğim: Câriye ile kOyunları kendi sahibine geri veriniz. Senin Oğluna gelince; Onun üzerinde yüz deynek cezOlOr:green'>ası ve bir yıl gurbete sürgün edilme cezOlOr:green'>ası vardır" buyurdu.

Bundan sOnra Eşlem kabilesinden bir adam Olan Uneys'e de.

— "Sana gelince yâ Uneys! Sen de bu adamın karısına git! Tahki­kini yap, eğer kadın suçunu itirâf ederse, Onu recm et!" buyurdu.

Râvî: Uneys O kadına gitti, kadın da suçunu i'tirâf etmesi üzeri­ne, Uneys Ona taşlama cezOlOr:green'>ası uyguladı, demiştir.

14403

Bize Ebu'n-Nu'mân tahdîs etti. Bize Hammâd ibn Zeyd, Eyyûb'dan; O da Muhammed ibn Sîrîn'den tahdîs etti ki, Selmân ibn Âmir (R): "Erkek çOcuğun dOğumu ile beraber akîka vardır" demiştir.

Ve Haccâc ibn Minhâl şöyle dedi: Bize Hammâd ibn Seleme tah­dîs etti. Bize Eyyûb, Katâde, Hişâm ibn HOlOr:green'>assan el-Ezdî ve Habîb ibnu'ş-Şehîd; bunların dördü de Muhammed ibn Sîrîn'den; O da Sel­mân ibn Âmir(R)'den; O da Peygamber(S)'den Olmak üzere haber verdi.

(Sufyân ibn Uyeyne ve) birçOkları da Âsim ibn Selmân'dan ve Hişâm ibn HOlOr:green'>assân'dan; Onlar da Hafsa bintu Sîrîn'den; O da er-Rebâb (ibn Âmir ed-Dabbî)'dan; O da Selmân ibn Âmir ed-Dabbî'den; O da Peygamber'den Olmak üzere söyledi.

Bu hadîsi Yezîd ibnu İbrâhîm, îbn Sîrîn'den; O da Selmân ibn Âmir'den Onun sözü Olarak, yânî mevkuf Olarak rivayet etti.

Ve Esbâğ ibnu'l-Ferec de şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu Vehb, Cerîr ibn Hâzım'dan; O da Eyyûb es-Sahtıyânî'den; O da Muham­med ibn Sîrîn'den haber verdi. O da dedi ki: Bize Selmân ibnu Âmir ed-Dabbî tahdîs edip şöyle dedi: Ben ROlOr:green'>asûlullah(S)'tan işittim, şöyle buyuruyOrdu: "Erkek çOcuğun dOğumuyla beraber akîka vardır. Onun adına akîka kurbânı kanı dökünüz ve çOcuktan ezayı gideriniz!"

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 5
14391

Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibnu Uyeyne tahdîs etti. Bize Muhammed ibnu'l-Munkedir tahdîs edip şöyle dedi: Ben Câbir ibn AbdilIah(R)'tan işittim, şöyle dedi: Pey­gamber (S) Hendek günü insanlardan (düşmanın haberini bana kim getirir diye) çağırıp istedi. Peygamber'in bu da'vet ve isteğine ez-Zubeyr icabet etti. SOnra Peygamber insanlardan bunu tekrar istedi. Bu isteğe de ez-Zubeyr ibnu'I-Avvâm icabet etti. SOnra yine insan­lardan bunu yapacak kimse istedi. Bu sefer de yine ez-Zubeyr icabet etti. Bunun üzerine Peygamber:

— "Her peygamberin bir havarisi vardır, benim havarim, natıs yardımcım ise ez-Zubeyr'dir" buyurdu

Sufyân ibn Uyeyne: Ben bu hadîsi İbnu'l-Munkedir'den belle­dim, dedi.

Eyyûb es-Sahtıyânî de İbnu'l-Munkedir'e künyesiyle hitâb ederek:

— Yâ Ebâ Bekr! Sen insanlara Câbir'den hadîs söyle. Çünkü tOpluluk senin Câbir'den hadîs söylemenden hOşlanıyOrlar, dedi.

Bunun üzerine Îbnu'l-Munkedir de mecliste bulunanlara:

— Ben Câbir'den işittim, ben Câbir'den işittim, diyerek dört hadîsnarOlOr:green'>asını arka arkaya uladı.

Alî ibnu'l-Medînî dedi ki: Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye:

— Sufyân es-Sevrî "Hendek günü" yerine "Kurayza günü" şek­linde söylüyOr, dedim.

İbnu Uyeyne:

— Ben Îbnu'l-Munkedir'den bunu senin "Hendek günü" Otu­ruşun gibi kesin Olarak bu lafızla belledim, dedi.

Sufyân ibn Uyeyne:

O, bir gündür, yânî "Hendek günü" ile "Kurayza günü" bir günden ibarettir, dedi ve bunu söylerken Sufyân ibnu Uyeyne gülüm­sedi

Câbir ibn AbdilIah
14394

Bize Süleyman ibn Bilâl, Yahya ibn Saîd'den; O da Ubeyd ibn Huneyn'den tahdîs etti. O İbn Abbâs'tan işitti ki, Umer (R) şöyle demiştir: Ben (kadınlarından ayrı bir yere çekildiği zaman) geldim de ROlOr:green'>asûlullah'ı yüksekçe bir Oda içinde buldum. ROlOr:green'>asûlullah'ın bulunduğu Odanın merdiveni başında Rebâh isminde siyah bir hiz­metçisi vardı. Ona:

— ROlOr:green'>asûlullah'a söyle, bu gelen Umeru'bnu'l-Hattâb'dır! dedim. Akabinde ROlOr:green'>asûlullah bana içeri girmeme izin verdi...

İbn Abbâs
14395

İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Ubeydullah ibnu Abdillah ibn Utbe haber verdi, Ona da İbn Abbâs (R) şöyle haber ver­miştir: ROlOr:green'>asûlullah (S) bir mektubunu Kisrâ'ya gönderdi. Ve mektubu götüren Abdullah ibn Huzâfe'ye, mektubu Bahreyn'in büyük emîrine vermesini emredip, Bahreyn'in büyük emîri de mektûbu Kisrâ'ya gönderir buyurdu.

Bahreyn emîri vâsıtOlOr:green'>asıyle Peygamber'in da'vet mektubu Kisrâ'­ya verildiğinde, Kisrâ, mektubu Okuyup yırtmıştır.

İbn Şihâb dedi ki: Ben Saîd ibnu'l-Müseyyeb'in: "Bu haber ken­disine erişince, ROlOr:green'>asûlullah (S), Kisrâ'nın mülkünün tamâmiyle par­çalanmOlOr:green'>asına duâ etti" dediğini sanıyOrum, demiştir

İbn Abbâs
14396

Bize Seleme ibnu'l-Ekva' (R) şöyle tahdîs etti: ROlOr:green'>asûlullah (S) Eşlem kabilesinden (ismi Hind ibn Esma ibn Harise Olan) bir adama, kavminin içinde yâhud insanların içinde âşûrâ günü gündüzleyin:

— "Her kim (gündüzün evvelinde) yemek yediyse, gününün ka­lanını yemiyerek tamamlOlOr:green'>asın. Birşey yememiş Olan kimse de Orucu­nu tutsun!" diye i'lân ettirdi

Seleme ibnu'l-Ekva
14397

Bize Şu'be tahdîs etti ki, Ebû Cemre NOlOr:green'>asr ibnu İmrân ed-Dab'î şöyle demiştir: İbn Abbâs (R) beni kendi serîri üzerine Otur­turdu. O bana şöyle derdi: Abdu'1-Kays elçileri (Bahreyn tarafların­dan) ROlOr:green'>asûlullah'ın huzuruna geldikleri zaman:

—  "Hey'et kimlerdendir?" diye sOrdu. Onlar:

—  Biz Rabîa kabîlelerindeniz, dediler. ROlOr:green'>asûlullah (S):

—  "HOş geldiniz! Allah sizi utandırmOlOr:green'>asın, pişman etmesin!" buyurdu.

Bunun üzerine Onlar:

— Yâ ROlOr:green'>asûlallah! Seninle bizim aramızda kâfir Olan Mudar ka­bileleri vardır. O hâide bize kestirme birşey emret de, O sebeble biz­ler cennete girelim ve Onu arkamızda kalanlarımıza haber verelim! dediler.

Bu arada ROlOr:green'>asûlullah'a içkileri de sOrdular. ROlOr:green'>asûlullah Onları dört şeyden nehyetti ve dört şeyi de emretti: Onlara yalnız Allah'a îmân ile emrettikten sOnra:

—  "Yalnız Allah'a îmân etmek ne demektir, bilir misiniz?" di­ye sOrdu.

Onlar:

— Allah ve ROlOr:green'>asûlü en iyi bilendir! dediler. ROlOr:green'>asûlullah:

—  "Ortaksız ve yalnız Olarak Allah'tan başka ilâh Olmadığına ve Muhammed'in Allah 'in ROlOr:green'>asûlü Olduğuna şehâdet etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek -râvî dedi ki: Zannederim ki, burada rama­zân Orucu da vardır-, ganimetlerden beşte birini vermenizdir" buyur­du.

Ve Onları dört şeyden: Dubba'dan, hantem'den, muzeffet'ten ve nakîr (denilen kaplara hurma yâhud üzüm şırOlOr:green'>ası kOymak)dan neh­yetti. Bazen İbn Abbâs'm "Muzeffet" yerine "Mukayyer" dediği de vardır.

ROlOr:green'>asûlullah:

— "Bunları ezberleyin ve bunları gerinizde bıraktığınız kavim ve kabilelerinize tebliğ ediniz!" buyurdu

İbn Abbâs