No | Hadis Metni | Kaynak |
8821 | Allah nazarında günahların en büyüğü şu kimsenin yaptıklarıdır. Bir adam bir kadın alır ve hevesi geçince boşar ve mehrini dahi vermez. Bir adam da adamı çalıştırır parasını vermez. Bir tanesi de boşu boşuna hayvan öldürür. | Ramuz el e-hadis, 115. sayfa, 4. hadis |
8826 | Benim ümmetimin hallerine en imrenilecek olanı şu kimsedir; Malı az, çoluk çocuğunun da namaz ve oruçtan nasibi var. Rabbine ibadet ve itaatını da gizlide ve en güzel şekilde yapar. İnsanlar arasında tanınmaz. Ve kimse onu parmakla işaret etmez. Rızkı ancak yetecek kadardır. Ve buna da sabırlıdır. Halini kimse bilmez. Arkasından ağlayanı az ve mirası da azdır. | Ramuz el e-hadis, 115. sayfa, 9. hadis |
8829 | Hediyenin ve ihsanın en efdali, kelâmı hikmetten bir kelimeyi öğrenip başkasına da öğretmektir ki, bu kendisi için niyeti sadıka ile bir sene ibadetten hayırlıdır. | Ramuz el e-hadis, 116. sayfa, 3. hadis |
8833 | İbadetin en efdali, Allah (z.c.hz.)'ne hüsnüzan etmektir. Allah buyurur ki: "Ben kulumun zannı gibiyim." | Ramuz el e-hadis, 116. sayfa, 7. hadis |
8837 | Ümmetimden bir taife şediddir. Kur'an üzerine dilleri fasihtir. Fakat bu, dillerinden aşağı gitmez. Ve imandan okun atıldığı gibi çıkarlar. Onları gördüğünüz yerde öldürünüz. Çünkü onları öldüren ecir kazanır. | Ramuz el e-hadis, 116. sayfa, 11. hadis |
8839 | Deccalın önü sıra hilekâr seneler vardır. O senelerde sadıklar yalanlanır, yalancılar tasdik olunur. Eminlere hain, hainler emin nazarı ile bakılır. Ve halıkın umuru hususunda "Rüveybida" söz sahibi olur, "Rüveybida nedir?" diye soruldu. buyurdu ki: "Umumun işlerinde söz sahibi olan fasık bir kimsedir. | Ramuz el e-hadis, 117. sayfa, 2. hadis |
8846 | Ümmetim, ümmeti merhumedir. Mağfiret olunmuştur. Allah Tealâ dünyadaki sıkıntıları onlara kefaret kılmıştır. Kıyamet günü gelince müslümanlardan her bir kimseye yahudi veya nasraniden bir fidye verilir. Ve kendine denir ki: "bu ateşten senin fidyendir." | Ramuz el e-hadis, 117. sayfa, 9. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |
8857 | Ehli Cehennemin o kısmı ki, Allah onları oradan çıkarmaz. bunların yaşayışı ne ölüm, ne de hayattır. Allah'ın çıkarmak istedikleri ise, kömür haline gelinceye kadar öldürülür. Sonra çıkarılır. Cennet ırmağında tekrar canlandırılır ve sel yataklarında biten tohumlar gibi biterler. Cennettekiler onlara "cehennemlikler" diye hitab ederler. bunlar da yalvarırlar. Allah da bu ismi onlardan kaldırır. | Ramuz el e-hadis, 119. sayfa, 1. hadis |
8859 | Cehennem ehli cehennemde büyür. O derecede ki, kulak yumuşağı ile boyuk kökü arası 700 yıllık olur. Derilerinin kalınlığı 40 arşın ve azı dişi de Uhud dağından büyük olur. | Ramuz el e-hadis, 119. sayfa, 3. hadis |