No | Hadis Metni | Kaynak |
11701 | Allah'ın melekleri için de seçtiği şu tesbih dir ki o: "subhânallahi ve bi hamdihî" dir. ('Kelamın efdali nedir?' diye sorulduğunda bu hadis varid olmuştur.) | Ramuz el e-hadis, 371. sayfa, 3. hadis |
11714 | Söylediğimi işitmekte siz onlardan farklı değilsiniz. Lakin şu kadar var ki, onların Bana cevap vermeye güçleri yetmez. (Bedir de kafir ölülerine "size vaad olunanı gördünüz mü?" diye sorulduğunda ashab sordu ki onlar duyarlar mı?" o zaman bu hadis varid oldu.) | Ramuz el e-hadis, 372. sayfa, 3. hadis |
11751 | Cebrail (a.s.) Bana komşuyu tavsiyede o kadar ileri gitti ki, yakında onu komşusuna vâris yapacak zannettim. | Ramuz el e-hadis, 375. sayfa, 1. hadis |
11774 | Bir kupa su, biraz ekmek ve bir duvar veya ağaç gölgesinden fazlası sebebiyle, Adem oğlu kıyamette hesaba çekilir. | Ramuz el e-hadis, 376. sayfa, 12. hadis |
11872 | Hiç bir kul yoktur ki, yüzünde dünya umurunu görür iki gözü, kalbinde de ahiret umurunu görür iki gözü olmasın. Allah (z.c.hz.) bir kula hayır murad ettiğinde, onun kalbindeki iki gözünü açar da onlarla kul gayb da vaad edileni görür ve gayb ile gayba iman eder. Birisi hakkında da bunun dışında murad ederse (hayır murad etmezse) onu kendi haline bırakır. Daha sonhra Resulallah şu ayeti okudu " Em alâ kulûbin akfâlihâ." (Kalblerinde kilitler mi var?) | Ramuz el e-hadis, 385. sayfa, 11. hadis |
11917 | Maîşeti müşkilleşmiş bir kimsenin evinden çıktığında şunu demesine ne mani var?: "Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî Allahümme raddinî, bi kadâike ve bâriklî fîmâ kuddiralî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte ve te'hîra mâ acelte." (Allah adı ile başlar, nefsimi, malımı ve dinimi korumasını ondan dilerim. Allahım ilahi kazana beni razı kıl ve benim için takdir olunanı bana mübarek eyle, Ta ki senin te'hir ettiğin şeyin acilen olmasını ve acilen verdiğin şeyin de sonraya kalmasını istemiş olmayayım. | Ramuz el e-hadis, 389. sayfa, 10. hadis |
11927 | Kur'an okuyan mü'minin misali, ağaç kavunu gibidir. Kokusu da iyi tadı da iyidir. Kur'an okumayan mü'minin misali ise hurmaya benzer. Lezzeti vardır fakat kokusu yoktur. Kur'an okuyan münafıkın misali ise reyhana benzer. Kokusu iyidir fakat tadı acıdır. Kur'an okumayan münafığın misali ise Ebu Cehil karpuzu misalidir. Kokusu yoktur, tadı da acıdır. | Ramuz el e-hadis, 390. sayfa, 10. hadis |
11943 | Bu ümmetin misali şu dört kimsenin misaline benzer: Allah'ın kendisine mal ve ilim verdiği adam gibi ki, ilmi ile amel eder, malının hakkını öder. Allah'ın kendisine ilim verip mal vermediği adam gibi ki o şöyle der: "Şunun malının benzeri benim olsaydı onunla amel ederdim." Bu adamın durumu amel edenin misalidir ki, her ikiside ecirde müsavidir. Allah'ın kendisine mal verip ilmi vermediği adam ki, o malını berbat eder ve hakkını gayriye harcar. Bir adam da vardır ki, Allah ona ilim de mal da vermemiştir. O şöyle söyler: "Benim de olsaydı bende şöyle harcandım" Bunun durumuda malını berbat eden kimseye benzer ki, bunlarda günahta müsavidir. | Ramuz el e-hadis, 391. sayfa, 13. hadis |
11953 | Ümmetimin bolluk müddeti benden sonra yüz senedir. Denildi ki: "Ya Resulallah bunun bir alameti var mı?" Buyurdu ki: "Evet, alamet, yere batmak, taş yağmak, bağlı şeytanların insanlar üzerine serbest kalması ve bir de meshdir." | Ramuz el e-hadis, 392. sayfa, 10. hadis |
12063 | Bir kimse halka, kendisinde bulunan Allah korkusundan fazla bir korku (varmış gibi) gösterirse, o kimse münafıktır. | Ramuz el e-hadis, 400. sayfa, 11. hadis |