No | Hadis Metni | Kaynak |
11275 | Ateş yetmiş paya ayrıldı. Emredene altmış dOkuzu, katilin kendisine biri kafi geldi. | Ramuz el e-hadis, 335. sayfa, 2. hadis |
11289 | Dedim ki: "Ya Cibril (a.s.) Rabbını görür müsün? Dedi ki: "Benimle O'nun arasında nur veya nardan yetmiş bin hicap vardır, en yakınını görseydim yanardım." | Ramuz el e-hadis, 336. sayfa, 3. hadis |
11307 | Cennetteki huriler yakut ve mercan gibidirler. Adam Onlardan birinin yüzüne bakar da, kendini Onun yanağında, aynada gördüğünden daha berrak görür. Onların incilerinin en ednası şark ile garbı ışıklandırır. Ona bakış, üstündeki yetmiş kat elbiseden iliğine kadar işler. | Ramuz el e-hadis, 337. sayfa, 7. hadis |
11391 | Sarımsağı yiyin, Onunla tedavi Olun. Zira O, yetmiş derde devadır. Eğer bana melek gelmemiş Olsaydı, Ben de Onu muhakkak yerdim. | Ramuz el e-hadis, 343. sayfa, 6. hadis |
11468 | Şehid için Allah (z.c.hz.) indinde hûril-'iyn'den iki zevce vardır ki, Onların bacaklarının iliği yetmiş kat elbise altından gözükür. | Ramuz el e-hadis, 351. sayfa, 1. hadis |
11518 | On yüklü deve ağırlığında bir taş Cehennemin ağzından atılsa, "Ğayy u esâm" denilen mevkiye yetmiş senede kavuşmazdı. Denildi ki: "Ğayy u esâm" nedir? Buyurdu ki: "Cehennemde iki kuyudur ki, Oraya Cehennem ehlinin cerahatleri birikir. | Ramuz el e-hadis, 355. sayfa, 10. hadis |
11530 | Bir sadaka yetmiş bin kişinin elinden geçse, en sOnu ile en evvelinin sevabı aynı Olur. | Ramuz el e-hadis, 356. sayfa, 11. hadis |
11575 | Kıyamet gününde, Şam'da Humus denilen yerden yetmiş bin kişi baas Olunacak ki, Onlara hiç bir hesap ve azab Olmayacak. Onların baas Olunduğu yer kırmızı kum tepesindeki duvar ile zeytin ağacı arasındadır. (Humusa yakın bir yerde.) | Ramuz el e-hadis, 361. sayfa, 1. hadis |
11581 | Osman (r.a.)'nın şefaatiyle, hepsi Cehennemi hak etmiş yetmiş bin kişi hesapsız Cennete girecektir. | Ramuz el e-hadis, 361. sayfa, 7. hadis |
11698 | Günde yetmiş kere günah yapsa da, istiğfar eden adam, isyanda ısrar ediyOr sayılmaz. | Ramuz el e-hadis, 370. sayfa, 16. hadis |