No | Hadis Metni | Kaynak |
11024 | Ne mutlu o kimseye ki, nefsini alçaltmadan tevazu gösterdi. Meskenete düşmeden nefsini küçülttü ve topladığı malından bir kısmını masiyet olmayan yere infak etti. Sonra ehli fıkıh ve hikmet ile düşüp kalktı. Miskin ve düşkünlere merhamet etti. Ne mutlu, nefsini küçültene ve kazancını helalinden temin edene, iç hali güzel, dışı da kerim olana ve insanlara da kötülük yapmayana. Ne mutlu o kimseye ki, ilmi ile amel etti, malının fazlasını infak etti ve sözünün fazlasını ise tuttu. | Ramuz el e-hadis, 313. sayfa, 4. hadis |
11033 | Ne mutlu İsa (a.s.) indikten sonraki hayata. Göğe rahmet için, arza da yeşertmek için müsaade edilir. Taş üzerine tohum ekilse biter, insanlar arasında kin ve çekememezlik olmaz. Hatta bir adam bir aslana rastlasa aslan ona dokunmaz. Yılana bassa yılan onu sokmaz. | Ramuz el e-hadis, 314. sayfa, 2. hadis |
11069 | Söz dinlemeye ve itaat etmeye bak. Çetinlik ve kolaylık halinde de, fakirlik ve zenginlik zamanında da, neş'eli ve kederli halinde de, veya aleyhinde bir tercih yapıldığında da. | Ramuz el e-hadis, 317. sayfa, 5. hadis |
11202 | Allah Tebareke ve Teala buyurur: "Kullarımdan birine, bedeninde veya evladında veya malında bir musibet tevcih ettiğimde, o da onu sabrı cemille karşıladığında, kıyamet günü haya ederim, onun için ne defter açarım, ne de mizan dikerim." | Ramuz el e-hadis, 328. sayfa, 4. hadis |
11222 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kim ki Benim hakkımı rifk ile ifa eder, Benden ötürü tevazu gösterir ve kibir etmezse, Ben onu illiyyine kadar yükseltirim." | Ramuz el e-hadis, 329. sayfa, 13. hadis |
11226 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben mü'min bir kulumu hasta ettiğimde, o da Beni ziyaretçilerine şikayet etmediğinde, hastalıktan onu, etinin yerine daha hayırlı bir et, kanının yerine de daha hayırlı bir kan vererek iyileştiririm. Ve onun defterini silip, yeni bir defterle onu amele başlatırım." | Ramuz el e-hadis, 330. sayfa, 4. hadis |
11227 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benim dostlarımdan birine eza eden adam, Bana harp ilan etmiş demektir. Bana yaklaşmak için de farzlara benzer bir şey yoktur. Kul Bana nafile ibadetle o derecede yaklaşmakta devam eder ki, Ben onu severim ve Ben onu sevince de gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı, akleden gönlü, konuşan dili olurum. Dua ederse kabul eder, bir şey isterse veririm. Yaptığım işler içinde, böyle kulumun ölümüne karar vermek kadar Bana güç gelen bir şey yoktur. Çünkü o kul ölümü sevmez, Ben de onu gücendirmeyi sevmem." | Ramuz el e-hadis, 330. sayfa, 5. hadis |
11249 | Melaike dedi ki: "Ya Rabbi bu kulun fenalık yapmak istiyor." Allah (z.c.hz.) buyurdu ki: "Bekleyin, yaparsa bir günah yazın. terkederse bir sevap yazın. Zira o, o günahı ancak Benim için terketmiştir." | Ramuz el e-hadis, 332. sayfa, 6. hadis |
11252 | Cebrail (a.s.) yanımdan kalktı da Bana anlattı ki, Hüseyin (r.a.) Fırat kenarında katlonulacak ve sonra şöyle dedi: "İster misin onun toprağından sana koklatayım" Dedim, evet. Bunun üzerine elini uzattı, o topraktan bir avuç aldı ve onu Bana verdi. Ben de kendimi tutamadım, gözlerimden yaşlar boşandı. | Ramuz el e-hadis, 333. sayfa, 1. hadis |
11339 | bir adama şer olarak, dünyadaki mevkiinden veya dinindeki fıskından dolayı parmakla işaret edilmek yeter. Veya dünya malı verildiği halde sıla etmemek (akrabaya yardım etmemek) veya hakkını eda etmemek kafidir (zekatını vermemek). Ancak Allah'ın korudukları kimseler müstesna. | Ramuz el e-hadis, 339. sayfa, 17. hadis |