Arama Sonuçları hakim olan

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/15339-hakim-olan

NoHadis MetniKaynak
8258 Cennet ehli üçtür: Adaletli ve tevfikatlı sultan, Akrabasına ve her müslümana merhametli, rakik kalbli kimse, Hem fakir, hem afif, hem de sadaka veren kimse. Cehennem ehli de beş sınıftır: Tamahını gizleyemeyen hiyanet eden, Akşam sabah demeden, ehline veya malına her muamelede oyun yapan, Aklı yok, kendine hakim değil, nefsine zebun, hiçbir şeye hayrı olmayan, kötü ahlâklı, fena lisanlı olan, Bu meyanda hasislik ve yalanı olan.Ramuz el e-hadis, 72. sayfa, 8. hadis
8274 Allah'a ibadet et. Ve ona hiç bir şeyi ortak etme. Onu görüyormuşsun gibi amel et. Ve kendini ölülerden say. Ne görürsen sahibini an. Bir kabahat yaparsan yanı sıra da iyilik yap. Kabahati gizli yapmışsan, iyiliği de gizli yap. Peygamberimiz, "insanlara hakim olan şey" diyerek dilini gösterdi ve Cehenneme yüz üstü düşmeye sebeb başka şey var mı buyurdu.Ramuz el e-hadis, 73. sayfa, 10. hadis
10015 Kalbler dört nevidir: Açık kalb; örtüsü, kılıfı olmayıb parlıyan nurlu bir kandil gibidir. Kılıflı kalb; Kılıfla örtülmüş ve bağlanmıştır. Dışı mühürlüdür. Ters kalb; (Aşağısı yukarı, yukarısı aşağıya gelmiş) yamuk kalb. Kılıfsız olan açık kalbe gelince, bu müminin kalbidir. Onun kandili içindeki iman nurudur. Kılıflı kalb, kafirin kalbidir. (Ne alır ne verir. Ona bir şey işlemez) Ters kalb, (tepesi aşağı olan kalb) münafığın kalbidir. Ki (Hakkı ve tevhidi bilir) ama inkar eder. Yamuk kalbe gelince; içinde imanda, nifakta olan kalbdir. Onun imanının misali, bir tane gibidir ki, o taneyi iyi su büyütür. Oradaki nifakın misali ise, irin ve kanın büyüttüğü çıban gibidir. O iki besleyiciden hangisi diğerine galib gelirse kalbde o hakim olur.(İman ile nifakı besliyen şeyler vardır. İmanı Zikir ve Kur'an, nifakı da oyun, eğlence, çalgı ve çağanak besler. Hangisini yenerse o galib gelir. Ya kalb alaşağı olur, ya da nifak körelir.)Ramuz el e-hadis, 228. sayfa, 1. hadis
10200 Verâ (şüpheden kaçma) amelin seyyididir. Bir kimse de, masiyetle yalnız kaldığı zaman (kötülüğe fırsat bulduğu vakit) Allah'a isyandan onu alıkoyan bir verâ' yoksa, Allah o kimsenin amellerinden hiç bir şeye kıymet vermez. İnsanda Allah korkusu gizli ve aşikarede, iktisad fakirlik ve zenginlikte, adalet ise hoşnudluk ve gadapta olmalıdır. Agah olun ki, "mümin" nefsine hakim olan kimsedir. Ve kendisine hoş gördüğünü başkalarına da hoş görmelidir.Ramuz el e-hadis, 240. sayfa, 10. hadis
10466 Şu üç şey helak edici, şu üç şey kurtarıcı, şu üç şey derece, şu üç şey de keffarettir. Denildi ki: "Ya Resulallah, helak ediciler nedir? Buyurdu ki: hakim olan hasislik, tabi olan heva ve adamın kendini beğenmesi. Denildi ki: "Kurtarıcılar nedir?" Buyurdu: Gizli ve aşikarede Allah'dan korkmak, fakirlik ve zenginlikte itidal üzere bulunmak, gazabta ve rızada adalet üzere olmak. Denildi ki; "Keffaret nelerdir?" Buyurdu ki: "Mescide gitmek, namazdan sonra namazı beklemek, şiddetli soğukta ve soğuk bir günde hakkı ile abdest almak, (Derecata gelince: yemek yedirmek, selamı aşikare etmek, insanlar uykuda iken gece namazı kılmak.)Ramuz el e-hadis, 260. sayfa, 11. hadis
11589 Taan edici, lanet edici, fahiş sözler söyleyen ve hayasızlık hakim olan kimse mü'mini kamil değildir.Ramuz el e-hadis, 362. sayfa, 5. hadis
12815 Nefsim yed-i kudretinde olana kasem ederim ki, kıyamet kopmaz; imamınızı öldürünceye, kılıcınızı birbirinizde deneyinceye ve şerirleriniz dünyaya hakim oluncaya kadar.Ramuz el e-hadis, 458. sayfa, 9. hadis
14263

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Gerçek babayiğit, güreşte rakîbini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olan kimsedir.”

Buhârî, Edeb 102; Müslim, Birr 106-108
14284

Ebû Ya’lâ Şeddâd İbni Evs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören) dır”

Tirmizî, Kıyâmet 25. Ayrıca bk. İbni Mace, Zühd 31