No | Hadis Metni | Kaynak |
7671 | Kıyamet yaklaştığında zamanın akışı hızlanır. Böylece sene ay gibi, ay Cuma (hafta) gibi olur. Cuma'dan Cuma'ya olan vakit de kuru bir hurma dalının yaprakları ile birlikte ateşte yanması gibi kısa olur. | Ramuz el e-hadis, 33. sayfa, 9. hadis |
8055 | Gece namaz için kalktığında sesini biraz yükselt. Böylece şeytanı kahreder, komşularını uyandırır ve Rahman'ı da razı edersin. | Ramuz el e-hadis, 58. sayfa, 10. hadis |
8609 | Bir adam uzun zaman Cennet ehlinin amelini yapar. Sonra Allah onun amelini Cehennem ehlinin ameliyle neticelendirir ve onu Cehennem ehli kılar. Diğer bir adam da uzun zaman Cehennem ehlinin amelini yapar durur. Sonra Allah onun amelini Cennet ehlinin ameliyle neticelendirir ve Allah onu Cennet ehlinden kılar. Ve Böylece Cennete dahil eder. | Ramuz el e-hadis, 98. sayfa, 6. hadis |
8753 | Nezir (adak) olmayacak şeyin olmasına sebeb olmaz. yani kader üzerinde tesiri yoktur. Böylece cimriden mal çıkarılmış olur. | Ramuz el e-hadis, 109. sayfa, 10. hadis |
8861 | Cennet ehli ulemaya Cennette de muhtaç olur. Şu şekildeki, Cuma günü Allah Tealâ hazretlerinin huzuruna gidilince ve Allah onlara "İstediğinizi isteyin" deyince ne isteyeceklerini şaşırırlar. Ve ulemaya dönerler. Âlimler de hallerine göre tavsiyelerde bulunur. "Şöyle, şöyle isteyin" derler. Böylece âlimlere dünyada muhtaç oldukları gibi Cennette de muhtaç olurlar. | Ramuz el e-hadis, 120. sayfa, 2. hadis |
9091 | Kıyamet gününde bir münâdi nida eder: "Nerede ümmeti Muhammedin (s.a.v) fıkaraları, kalkın! Size kim Allah (z.c.hz) uğrunda bir şey verdi, yedirdi ve içirdi, eski veya yeni bir şey giydirdi ise, tutun elinden de götürün Cennete," Orada hiçbir kimse fakir kimse olmıyacak ki, arkadaşını kollamasın. Birisi diyecek ki: "Bu beni yedirdi.". Öbürü diyecek ki: "Bu beni içirdi". Böylece ümmeti Muhammed'in (s.a.v) fakirlerinden, küçük büyük bunu yapmıyan kalmaz ve Böylece cemîan Cennete dahil olurlar. | Ramuz el e-hadis, 142. sayfa, 8. hadis |
9125 | Ben öyle bir kelime bilirim ki, musibete uğrıyan adam söylerse, Allah ondan o musibeti kaldırır. Bu kardeşim (Yunus (a.s.)'ın sözüdür ki, (Balığın içinde) karanlıklarda şöyle nida etmişti: "Lâ ilâhe illâ ente, sübhâneke innî küntü minezzâlimîn." (Çok kimse selamete çıkmış. Ayeti kerimenin sonunda da "Böylece mü'minleri kurtarırız" buruyuruluyor.) | Ramuz el e-hadis, 147. sayfa, 2. hadis |
9226 | Kıyametin ilk alametleri: Deccal, İsa (a.s.)'ın inmesi, Aden toprağından bir ateşin çıkıp halkı mahşere (Şam'a) sürmesi, öyle ki onlar kaylule (öğle uykusu) yaptığı zaman o ateş bekler. (Onlar yürüyünce o da yürür). Ve bir de Duhan, Dabbe ve Ye'cüc ve Me'cücün zuhurudur. Denildi ki : "ya Resulallah, Ye'cüc ve Me'cuc nedir?" Buyurduki: Yec'cüc ve Me'cuc bir takım ümmetlerdik ki, her biri dörtyüz binliktir. Onlardan her bir kişi etrafında, kendi sulbünden gelme bin tane göz görmedikçe ölmez. Bunlar Adem evladıdır. Ve dünyanın harab olmasına çalışırlar. Geldiklerinde Fırat ve Dicle'den içerler. Taberiye gölünü kuruturlar. Beyt'i Makdise vardıklarında ise şöyle derler: "Dünya halkını tamamen öldürdük. Şimdi de göktekilerini öldürelim." Ve oklarını göğe doğru atarlar da, o oklar kana bulaşmış alarak geri dönerler. Bunun üzerine: "Semadakileri de öldürdük" derler. O sırada İsa (a.s) ve müslümanlar Turi-Sina dağında bulunurlar. Allah, İsa (a.s)'a şöyle vahyeder: "Kullarımı Turdağı ve Eyle etrafında muhafaza et." Sonra İsa (a.s) ellerini semaya kaldırıp dua eder. Müminler de "amin" derler. Bunun üzerine Allah Ye'cüc ve Me'cücün üzerlerine "hegaf" denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. Bu kurtçuklar onları Şam'dan Şark'a kadar sarar ve Böylece Ye'cüc ile Mec'ücün hepsi ölürler. Öyleki, onların cifelerinden arz kokar. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkar. İşte ondan sonra güneşin garbten doğma vakti gelir. | Ramuz el e-hadis, 160. sayfa, 9. hadis |
9317 | İnsanları acizlik içinde bırakmaktan sakının, Sizden birisi Emir veya Amil olur da kendisine dul kadın, yetim veya fakir bir kimse işi için gelir. Ona "Sen otur, işine bakılacaktır" denir. Böylece onlar acizlik içinde terkedilirler. İhtiyaçları görülmez ve onlar için bir emir de verilmez. Onlar da dağılıp giderler. Halbuki, zengin eşraftan biri gelince, Emir onu yanına oturtur. Sonra da "İşiniz nedir" der. Adam da "İşim şöyle şöyledir" der. Bunun üzerine Emir "Bunun ihtiyacını yerine getirin ve acelede edin" der. | Ramuz el e-hadis, 173. sayfa, 6. hadis |
10469 | Üç şey iyilik hazinesidir! Hastalığı gizlemek, musibeti gizlemek, sadakayı gizlemek, Allah buyurur ki: "Kulumu bir bela ve hastalığa düçar ettiğimde sabreder ve ziyaretçilerine şikayet etmezse, ona, iyileştiğinde etinden iyi et, kanından iyi kan veririm. Böylece ya onu hastalık kaydından azad eder, günahsız kılarım, ya da ölürse rahmetime sahip ederim." | Ramuz el e-hadis, 261. sayfa, 3. hadis |