No | Hadis Metni | Kaynak |
10072 | Mümin dünyada garib gibidir. Dünyanın izzetiyle ünsiyet etmez. İnsanların ikbal ettikleri hal, tevazu sebebiyle, onda görülmez. Onun öyle bir hali vardır ki, bu hal, başkalarını rahatlandırır. Amma bundan dolayı Kendisinin bedeni meşakattadır. | Ramuz el e-hadis, 231. sayfa, 15. hadis |
10125 | Karanlıkta mescidlere yürüyenler, Allah'ın rahmetine dalanların ta Kendileridir. | Ramuz el e-hadis, 236. sayfa, 5. hadis |
10160 | İnsanlar, tarak dişleri gibi müsavidir. Fazilet farkları, ancak ibadet farkları iledir. Sakın, Kendisine verdiğin kıymeti sana vermiyenle arkadaş olma. | Ramuz el e-hadis, 238. sayfa, 4. hadis |
10200 | Verâ (şüpheden kaçma) amelin seyyididir. Bir kimse de, masiyetle yalnız kaldığı zaman (kötülüğe fırsat bulduğu vakit) Allah'a isyandan onu alıkoyan bir verâ' yoksa, Allah o kimsenin amellerinden hiç bir şeye kıymet vermez. İnsanda Allah korkusu gizli ve aşikarede, iktisad fakirlik ve zenginlikte, adalet ise hoşnudluk ve gadapta olmalıdır. Agah olun ki, "mümin" nefsine hakim olan kimsedir. Ve Kendisine hoş gördüğünü başkalarına da hoş görmelidir. | Ramuz el e-hadis, 240. sayfa, 10. hadis |
10202 | Vesvese imanın ta Kendisidir. (İtikada gelir, boş eve hırsız gelmez, imanın alameti demektir) | Ramuz el e-hadis, 240. sayfa, 12. hadis |
10242 | Kişiye, Kendisine parmakla işaret edilmesi, şer cihetinden kafidir. (Gerek din, gerekse dünyası cihetinden) meğer ki Allah koruya. | Ramuz el e-hadis, 243. sayfa, 8. hadis |
10335 | Dünyayı terketmek, sabırdan daha acıdır. Fi sebilillah kılıç vurmaktan da şiddetlidir. Bir adam bunu yaparsa, Allah ona şehid sevabı verir. Dünyayı terketmek; az yemek ve doymayı azaltmak ve insanların senasından hoşlanmamaktır. Zira kim insanların övmesinden hoşlanırsa, dünyayı ve nimetlerini sevmiş olur. Kimin de Cennetin ebedi nimetleri hoşuna giderse, dünyayı ve insanların Kendini övmesinden hoşlanmayı terketsin. | Ramuz el e-hadis, 250. sayfa, 9. hadis |
10481 | Bir kimse şu üç şeyi yaparsa imanın tadını tatar: Yalnız Allah'a kul olur ve "La ilahe illallah" der, gönül hoşluğu ile zekatını verir, şöyle ki: yaşlısını, zayıfını, hastasını, adisini değil, fakat malın ortasından verir. Muhakkak ki Allah, onun en güzelini sizden istemez. Lakin, en kötüsünü de emretmemiştir. Nefsini tezkiye eder. Denildi ki, "Nefsi tezkiye ne demektir?" Buyurdu ki: "Kişinin nerede olursa olsun, Allah'ın Kendisi ile beraber olduğunu bilmesidir. | Ramuz el e-hadis, 262. sayfa, 7. hadis |
10616 | Evladın baba üzerindeki hakkı; babasının Kendisine yazıyı, yüzmeyi, nişan almayı öğretmesi ve ona ancak helal yedirmesidir. | Ramuz el e-hadis, 276. sayfa, 6. hadis |
10617 | Evladın baba üzerindeki hakkı; babasının Kendisine güzel isim vermesi, Kur'an-ı öğretmesi ve vakti gelince de evlendirmesidir. | Ramuz el e-hadis, 276. sayfa, 7. hadis |