No | Hadis Metni | Kaynak |
12327 | Bir kimse çarşıya girse de: "Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerikeleh, lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyî ve yumîtü ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr" derse, Allah ona bir milyar sevap verir. Onun bir milyon günahını siler ve onu bir milyon mertebe yükseltir ve onun için Cennette bir köşk bina eder. | Ramuz el e-hadis, 420. sayfa, 2. hadis |
12537 | Bir kimse, "Elhamdülillahillezî tevadaa Kulli şey'in li azametihi, velhamdülillahillezî zelle Kulli şey'in li izzetihi, velhamülillahillezi hadaa külli şey'in li mülkihi, velhamdulillehillezi istesleme külli şey'in li kudretihi" der de bununla Allah indindeki fazlı keremi taleb ederse, Allah ona bir milyon sevab yazar, bin derece terfi verir ve kıyamete kadar onun için istiğfar edecek yetmiş bin melek tevkil eder. | Ramuz el e-hadis, 435. sayfa, 9. hadis |
12860 | Emanete riayeti olmıyanın imanı ve ahdi olmıyanın da dini yoktur. Muhammed (s.a.v) in nefsi kudret elinde olan Zata yemin ederim ki, Kulun dili dürüst olmadıkça dini dürüst olmaz. Kalbi dürüst olmadıkça dili dürüst olmaz. Komşusu "beraika"sından emin olmıyan Cennete giremez. Denildi ki: "Ya Rasulallah beraika nedir?" Buyurdu ki eziyeti ve zulmüdür. Hangi adam ki haramdan mal kazanır da ondan infak ederse ona sevap verilmez. Eğer sadaka verirse kabul olmaz. Elinde kalan da Cehennem bakımından gidişini artırır. Zira habisi habis örtmez. Lakin habisi temiz ve helal olan şey temizler. | Ramuz el e-hadis, 463. sayfa, 4. hadis |
13129 | Bu ölüm durumunda, bir Kulun kalbinde şu iki şey birleşirse, Allah ona ancak ümid ettiğini verir ve korktuğundan emin kılar. (Peygamber (s.a.v.) efendimiz ölüm halinde bir zatı yoklamış, "kendini nasıl buluyorsun "diye sorunca, o kimse "Allah'dan ümid ediyorum ama günahlarımdan da korkuyorum" demiş. O zama yukarıdaki hadis varid olmuştur. | Ramuz el e-hadis, 484. sayfa, 1. hadis |
13462 | Allah (z.c.hz.) şöyle buyurur: "Günah yapılıp da, onu affımın yanında büyük görene, gazablandığım gibi hiç kimseye gazablanmam. Eğer cezayı acele verici olsaydım veya acele etmek Benim şanımdan olsaydı, Rahmetimden ümit kesenlere cezayı acele verirdim. Eğer Kullarıma merhamet etmeseydim bile, Benim huzurumda durmak kendilerini korkutanlara bundan dolayı Rahmet ederdim. Sevaplarını verirdim. Korktuklarından da emin ederdim." | Ramuz el e-hadis, 513. sayfa, 11. hadis |
13463 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulum Benden isterse veririm. İstemezse gadab ederim." | Ramuz el e-hadis, 514. sayfa, 1. hadis |
13491 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulumun defterine bakın. Kimi ki Cenneti Benden istemiş görürseniz onu kendisine veririm. Kim de Cehennemden Bana sığınmışsa onu ondan korurum. | Ramuz el e-hadis, 517. sayfa, 4. hadis |
13505 | Cuma günü on iki saattir. Ondan bir saat vardır ki, o saatte mü'min bir Kul Allah Tealadan ne isterse Allah onu kendisine verir. Öyle ise bunu ikindinin son saatlerinde arayın. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 11. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen Kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13603 | Misvak Kullandıklarında, onu kendisinden sonra en büyük adama verirdi. Halbuki bir şey içerlerse onu sağ tarafında bulunan kimseye verirlerdi. | Ramuz el e-hadis, 525. sayfa, 7. hadis |