No | Hadis Metni | Kaynak |
13495 | Kahinlerin birinden bir adam gelecek de, Kur'an'ı Kerim'i bir okutma okutacak ki, ondan sonra onun kadar okutan olmayacak. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 1. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13570 | Bedir ve Rıdvan bi'atında bulunan bir kimsenin cenazesi getirildiğinde, onun üzerine dokuz tekbir alırdı. Fakat Bedir'de bulunup da Rıdvan biatında bulunmamış, yahut da biatı Rıdvan'da bulunup da Bedir'de bulunmamış bir kimse getirildiğinde, onun üzerine yedi tekbir alırdı. Ne Bedir, ne de Bi'atı Rıdvan'da bulunmayan kimsenin cenazesi getirildiğinde ise onun üzerine dört tekbir alırlardı. | Ramuz el e-hadis, 523. sayfa, 1. hadis |
13666 | Cebrail (a.s) kendine gelip "Bismillahirrahmanirrahim" diye okuduğunda bir surenin nazil olacağını bilirlerdi. | Ramuz el e-hadis, 529. sayfa, 9. hadis |
13679 | Kendilerini sıtma veya ateş bastıklarında bir kırba suyu başlarından döküp yıkanırlardı. | Ramuz el e-hadis, 530. sayfa, 4. hadis |
13809 | Gaza, umre veya hacdan geldiklerinde, yüksek bir yerde üç defa tekbir alırlar ve sonra, "Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr" derler ve şu mealdeki duayı okurlardı. "Biz vazifeden dönüyoruz, Allah'a tövbe ediyoruz. Rabbımıza ibadet edip secde ediyor ve ona hamd ediyoruz. Allah vaadinde sadıktır. Kuluna yardım edip fırkaları hezimete uğratmıştır." | Ramuz el e-hadis, 539. sayfa, 6. hadis |
13828 | Ehli Beytinden biri hastalanınca ona "kul eûzü"leri okur ve nefes ederdi. | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 12. hadis |
13885 | bir kutusu vardı, ondan koku sürünürlerdi. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 9. hadis |
13893 | Ferace gibi bir şeyi vardı ki, evde, ailesi ile otururken giyerdi. Vers ile boyalı olanını giyince su serperdi.(Ya kokulu su veya serinlik için sudur.) | Ramuz el e-hadis, 545. sayfa, 1. hadis |
13940 | bir meclisten kalkınca mutlaka şu duayı okurlardı: "Sübhaneke Allahümme Rabbî ve bi hamdike, lâ ilâhe illâ ente, estağfirüke ve etûbü ileyke" Ve şöyle buyururlardı: Her kim bulunduğu meclisten kalktığında bunları okursa o meclisteki hataları bağışlanır. | Ramuz el e-hadis, 547. sayfa, 10. hadis |