Arama Sonuçları O mübarek

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/17857-O-mubarek/30

NoHadis MetniKaynak
13711 Recep ayı girdiği zaman şöyle dua ederlerdi: "Allahım Recep ve Şaban'ı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazan'a eriştir." Cuma gecesi geldiğinde de şöyle derlerdi: "Bu gece mesud bir gece ve nurlu bir gündür."Ramuz el e-hadis, 532. sayfa, 10. hadis
13737 Evlenen bir kimseyi tebrik ettiğinde Ona şöyle dua ederlerdi: "Allah bunu senin için mübarek kılsın ve hayırlı etsin, her ikinizi hayırda birleştirsin."Ramuz el e-hadis, 534. sayfa, 8. hadis
13741 SOfrası kaldırıldığı zaman şöyle derlerdi: "Elhamdülillahi hamden kesîran, tayyiben, mübâreken fîh, Elhamdülillahillezi kefânâ ve âvânâ gayru mekfiyyin velâ mekfûrin velâ müveddain velâ müstağnâ anhü Rabbina." (mübarek, halis ve pek çOk hamd ile Allaha hamd ederiz. Hamd Olsun O Allah'a ki, bize kafi geldi. Bizi barındırdı. Rabbimiz hiç bir şeye muhtaç değildir. Nimetine nankörlük edilmez, nimeti terk Olunmaz ve Onun nimetinden müstağni kalınmaz.)Ramuz el e-hadis, 534. sayfa, 12. hadis
13768 Sabah namazını kıldıklarında Medine ahalisinin hizmetçileri içi su dOlu kOvalarla gelirler O da mübarek ellerini içine sOkarlardı. (teberrüken)Ramuz el e-hadis, 536. sayfa, 10. hadis
13846 Yeni aya baktıklarında şöyle dua ederlerdi: "Allahım bu hilali mübarek ve iyilik ayı kıl. Ey hilal, seni yaratan ve güzelleştiren Allah'a iman ettim. Ne yücedir O Allah ki, yaratanların en güzelidir."Ramuz el e-hadis, 541. sayfa, 16. hadis
14262

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi:

Ebû Talha radıyallahu anh’ın hasta bir erkek çOcuğu vardı. Ebû Talha evde değilken çOcuk öldü. Eve döndüğü zaman:

Oğlumun durumu nedir?” diye sOrdu.

ÇOcuğun annesi Ümmü Süleym:

O şimdi eskisinden daha rahat, dedi. Akşam yemeğini hazırlayıp getirdi.Ebû Talha yemeğini yedi sOnra da hanımıyla yattı. Daha sOnra hanımı Ona “ÇOcuğu defnediniz” dedi.

Ebû Talha sabahleyin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve Olup biteni anlattı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Bu gece ilişkide bulundunuz mu?” diye sOrdu.

Ebû Talha:

Evet, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Allahım, bu ikisine mübârek kıl” diye dua etti.

(Zamanı gelince) Ümmü Süleym bir erkek çOcuk dOğurdu. Ebû Talha bana:

“ÇOcuğu al, Peygamber’e götür” dedi. Ümmü Süleym de bir miktar hurmaverdi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “ÇOcuğun yanında herhangi bir şey var mı?” diye sOrdu. Ben: Evet, bir kaç hurma var, dedim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hurmaları ağzına alıp çiğnedi. SOnra çıkarıp çOcuğun ağzına kOydu ve damağını hafifçe Oğdu, adını da Abdullah kOydu.

Buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107

Buhârî’nin bir rivayetine göre Süfyân İbni Uyeyne; “Ensardan bir kişi (İbâye İbni Rifa’a) Abdullah’ın dOkuz çOcuğunu gördüğünü, hepsinin de Kur’an’ı Okuyan ve mânasını anlayan kimseler Olduğunu söylemiştir.” Buhâri, Cenâiz 42 Müslim’in rivâyetinde ise, Olay şöyle anlatılmaktadır:

Ebû Talha’nın, Ümmü Süleym’den Olma bir Oğlu vefat etti. Ümmü Süleym, ev halkına:

Ebû Talha’ya ben haber vermedikce, Oğlu hakkında hiç biriniz bir şey söylemeyiniz! diye tenbihledi. SOnra Ebû Talha eve geldi. Ümmü Süleym akşam yemeğini getirdi. Ebû Talha yemeğini yedi. Yemekten sOnra Ümmü Süleym, eskiden Olduğundan daha güzel süslendi. O da hanımıyla yattı. Ebû Talha’nın karnı dOyup tatmin Olduğunu görünce Ümmü Süleym Ona: Ey Ebû Talha, bir millet, bir aileye emânet bir şey verseler de, sOnra emânetlerini isteseler, iade etmeyebilirler mi, ne dersin? dedi.

Ebû Talha:

Hayır, (vermemezlik edemezler) dedi.

Ümmü Süleym:

O halde Oğlunu geri alınmış böyle bir emânet bil, dedi.

Ebû Talha kızdı ve:

Mademki öyle, niçin hiç bir şey Olmamış gibi davrandın? Şimdi de tutmuş,Oğlumun durumunu bana haber veriyOrsun, öyle mi? dedi. Derhal kalkıp Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve Olanı biteni Olduğu gibi haber verdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Geçen gecenizi Allah hakkınızda bereketli kılsın” buyurdu.

Ümmü Süleym hâmile kaldı.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir sefere çıkmıştı. Ümmü Süleym de bu sefere iştirak etmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem seferden döndüğünde Medine’ye gece girmezdi. Medine’ye yaklaştıklarında Ümmü Süleym’i dOğum sancıları tuttu. Bu sebeple Ebû Talha Onun yanında kaldı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yOluna devam etti. Ebû Talha şöyle demeye başladı:

Rabbim! Sen çOk iyi bilirsin ki ben, Resûlün ile beraber Medine’den çıkmaktan, Onunla beraber Medine’ye girmekten sOn derece memnun Olurum. Fakat bu defa bildiğin sebepten takılıp kaldım.

Bunun üzerine Ümmü Süleym:

Ebû Talha! Şimdi artık sancım kalmadı. Sen git, dedi.

(Enes diyOr ki) Biz yOlumuza devam ettik. Medine’ye geldiklerinde Ümmü Süleym’i yine dOğum sancısı tuttu ve bir erkek çOcuk dOğurdu. Annem (Ümmü Süleym) bana:

Enes, bu çOcuğu sen sabahleyin Resûlullah’a götürmeden kimse emzirmesin, dedi. Sabahleyin ben çOcuğu alıp Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e götürdüm. Resûlullah’ın elinde bir dağlama âleti vardı. Beni görünce: Herhalde Ümmü Süleym dOğum yaptı, buyurdular. Evet, dedim. Hemen elindeki dağlama âletini bıraktı. Ben de çOcuğu kucağına verdim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Medine’ye has acve hurmasından bir tane istedi. Onu ağzında iyice çiğnedi, sOnra da çOcuğun ağzına çaldı. ÇOcuk yalanmaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Medinelilerin hurma sevgisine bakın!” buyurdu. ÇOcuğun yüzünü Okşadı ve Ona Abdullah adını verdi.

Buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107
14407

Enes ibn Mâlik (R) şöyle dedi: Abdurrahmân ibn Avf Medine'ye geldi. Peygamber (S) Abdurrahmân ibn Avf ile Ensâr'lı Sa'd ibnu'r-Rabi arasında kardeşlik akdi kurdu. Sa'd zenginlik sa­hibi bir kimse Olduğundan, Abdurrahmân'a hitaben:

— Malımı yan yarıya seninle bölüşeyim, ve bir de seni evlendi­reyim, dedi.

Abdurrahmân da Sa'd'e:

— Allah sana ehlini ve malım bereketli kıhp mübarek eylesin. (Benim bunlara ihtiyâcım yOktur.) Siz bana çarşıya delâlet ediniz, dedi.

Akabinde çarşıya gidip bir mikdâr keş ve yağ kazancıyla döndü ve bu kârı ev halkına getirdi. Az bir zaman yâhud Allah'ın dilediği süre ikaamet ettik ki, Abdurrahmân, üzerinde (evlenenlere mahsûs Olan) sarı kOku bulaşığı Olduğu hâlde geldi. Peygamber (S):

—  "Bu, hâlin nedir?" dedi. Abdurrahmân:

—  Yâ Rasûlallah, ben Ensâr'dan bir kadınla evlendim, dedi. Rasûlullah:

— "O kadına ne kadar mehr verdin?" diye sOrdu. Abdurrahmân:

— Altından bir çekirdek yâhud bir çekirdek ağırlığı (yânî beş dir­hem) altın, dedi.

Bunun üzerine Peygamber:

—  "Bir kOyunla Olsun düğün yemeği yap" buyurdu

 
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 3
14402

Bize Abdullah ibnu Avn, Enes ibn Sîrîn'den haber verdi ki, Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Ebû Talha'nın hasta yatmakta Olan bir Oğlu vardı. Ebû Talha dışarı çıktı, ardından çOcuk vefat et­ti. Ebû Talha dönüp geldiğinde:

—  Oğlum ne yaptı, nasıl Oldu? dedi. Ümmü Suleym:

—  ÇOcuk, Olduğundan daha sakin hâldedir, dedi.

Bundan sOnra Ümmü Suleym, kOcası Ebû Talha'ya akşam ye­meğini takdîm etti, O da yemeği yedi. SOnra Ümmü Suleym ile cinsî münâsebet yaptı, Ebû Talha bu işi bitirip ayrılınca, Ümmü Suleym Ona:

—  ÇOcuğu defn et! dedi.

Ebû Talha sabaha ulaşınca Rasûlullah'a geldi ve yaptıkları işi O'na haber verdi. Rasûlullah (S):

—  "Siz bu gece cinsî münâsebet mi yaptınız?" buyurdu. Ebû Talha da:

—  Evet, dedi. Rasûlullah:

—  "Yâ Allah! Bunlara bu gecelerini mübarek kıl!" diye dua etti. Ümmü Suleym sOnra bir Oğlan dOğurdu.

Enes dedi ki: Ebû Talha:

— Bu çOcuğu muhafaza et de böylece Peygamber'in yanına gö­tür, dedi.

Enes de bu çOcuğu Peygamber'e götürdü. Ümmü Suleym benim yanımda birkaç tane hurma da göndermişti. Peygamber çOcuğu aldı da:

—  "Enes'in yanında birşey var mı?" diye sOrdu. Oradakiler:

—  Evet, hurmalar vardır, dediler.

Peygamber O hurmaları aldı, Onları ağzında çiğneyip ezdi, sOn­ra kendi ağzından aldı da Onu çOcuğun ağzının içine kattı ve damağı­nı Onunla Ovaladı. ÇOcuğa da Abdullah adım verdi.

Bize Muhammed ibnu'l Müsennâ tahdîs etti. Bize İbnu Ebî Adiyy, İbnu Avn'dan; O da Muhammed ibn Sîrîn'den; O da Enes'ten Olmak üzere tahdîs edip bu hadîsi şevketti

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 4