No | Hadis Metni | Kaynak |
9746 | Dünya tatlı, yeşil bir şeydir (cazibdir). Kim ki dünyayı hakkı ile alırsa o adam için mübarek olur. Çok canının istediğine dalan kimselerin ise, kıyamette alacağı, ateşten başka bir şey değildir. | Ramuz el e-hadis, 208. sayfa, 2. hadis |
9772 | Müminin sevindiği rüya, Nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür. Kim böyle bir rüya görürse sevdiğine anlatsın. Kim de hoşa gitmiyen bir rüya görürse, o rüya ancak şeytandandır ve o kimseyi hüzünlendirmek istemiştir. O zaman sol tarafına üç defa tükürsün. Sussun ve rüyasını hiç kimseye anlatmasın. | Ramuz el e-hadis, 209. sayfa, 10. hadis |
9925 | Taun, Allah'ın istediğine gönderdiği bir azabtır. Allah, bunu müminlere rahmet olarak kılar. Bir kimse, beldesinde taun vaki olur ve o da onu sabırla ve sabrına karşılık sevab umarak beklerse ve ancak Allah'ın yazmış olduğu şeyden başkasının kendisine isabet etmiyeceğini bilerek karşılarsa, o kimse için bir şehid ecrinin misli vardır. | Ramuz el e-hadis, 220. sayfa, 12. hadis |
10076 | Meclis üçtür. Ğânim, Sâlim ve Şâhip, Ğânim, zikredendir. O ganimet kazanır. Mecliste zikirde bulunur veya zikir meclisinde bulunur. Sâlim, mecliste sükut ederek salim olan kimsedir. (Yalan yanlış söz ederek zarara girmemiş) Şâhip ise, batıl şeylere dalıp zarara uğrıyan kimsedir. | Ramuz el e-hadis, 233. sayfa, 2. hadis |
10305 | İnsanları madenler halinde bulursunuz. Cahiliyette hayırlı olanları, eğer ilim sahibi olurlarsa, müslümanlıkta da hayırlı bulursunuz. Bu, hilafet meselesinde insanların en hayırlısını, halife olmazdan evvel, halifeliği en istemiyende bulursunuz. Kıyamet gününde, Allah yanında insanların en şerlisi o kimsedir ki, iki yüzlüdür. Şunlara bir yüzle, onlara bir başka yüzle gider. | Ramuz el e-hadis, 248. sayfa, 8. hadis |
10360 | Sadaka verin. Bir gün gelir ki, insan sadaka vermek için dolaşır, verecek adam bulamaz, Sadaka vermek istediği kimse, "Dün gelse idin alırdım. Ama bu gün ona ihtiyacım" yok der. | Ramuz el e-hadis, 252. sayfa, 5. hadis |
10425 | Kıyamet gününde Azameti Kibriyadan arz serili kalır ve bu arzda hiç kimseye ayağını bastığı yerden fazla bir yer düşmez. İlk çağrılacak Ben olurum. Ve Cebrail (a.s)'ı, Allah (z.c.hz)'lerinin sağında ayakta bulurum. Hayır Vallahi, nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki Cebrail (a.s) bu hadiseden önce Allah'ı görmedi. Ben derim ki: "Yarabbi Bu Bana geldi de senin tarafından Bana gönderildiğini söyledi." Cebrail ise o sırada sükut eder. Aziz ve Celil olan Allah buyurur ki: "Doğru söyledi. Ben onu Sana hacetin için gönderdim." Ben derim ki: "Yarabbi, Ben bir takım kullar bıraktım ki, çeşitli beldelerde Sana ibadet ettiler. Ve Seni vadilerde zikrettiler. Şimdi Senin nezdinden getireceğim cevaba intizar ediyorlar." Allah buyurur ki: "Ben onlar hususunda seni mahcub etmiyeceğim." İşte bu teminat, Allah Tealanın: "Umulur ki Rabbın Seni Makam-ı Mahmud'a eriştirir." Mealindeki kavlinde buyurduğu "Makam-ı Mahmud'un" ifadesidir. | Ramuz el e-hadis, 257. sayfa, 6. hadis |
10450 | Şu üç şey bir adamda olursa, onların sebebiyle o kimse, imanın tatlılığını bulur: Allah ve Resulünü herşeyden ziyade seviyor olmak. Bir adamı Allah rızası için sevmek. Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, küfre dönmekten, ateşe düşmek kadar korkmak. İşte bu kimse imanın tatlılığının farkına varır. | Ramuz el e-hadis, 259. sayfa, 8. hadis |
10458 | Şu üç şey üzerine yemin ederim: Sakadan dolayı asla mal eksilmez. (Hayrı, bereketi) ÖYLE İSE SADAKA VERİN: Af etmek; Bir kimse uğradığı zulümden dolayı Allah (z.c.hz)lerinin rızasını umarak af ederse, Allah onu, bu sebeble, dünya ve ahirette aziz eder. Öşle ise af edin ki, Allah da izzetinizi artırsın. Bir kimse kendine isteme kapısını açarsa, ondan dolayı, Allah da ona fakirlik kapısını açar. (Mümkünse kimse kimseden bir şey istemek sevdasına kapılmasın. Bunu içni en koyusu, istemekle servet temin etmektir.) | Ramuz el e-hadis, 260. sayfa, 3. hadis |
10470 | Üç şey hakkında insanlardan hiç kimseye ihmal yoktur! Ana-babaya iyilik etmek; ister müslüman, ister kafir olsun. Ahde vefa etmek; ister müslüman, ister kafir olsun. Emanete vefa; ister müslüman, ister kafir olsun. | Ramuz el e-hadis, 261. sayfa, 4. hadis |