No | Hadis Metni | Kaynak |
8846 | Ümmetim, ümmeti merhumedir. Mağfiret olunmuştur. Allah Tealâ dünyadaki sıkıntıları onlara kefaret kılmıştır. Kıyamet günü gelince müslümanlardan her bir kimseye yahudi veya nasraniden bir fidye verilir. Ve kendine denir ki: "Bu ateşten senin fidyendir." | Ramuz el e-hadis, 117. sayfa, 9. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |
8857 | Ehli Cehennemin o kısmı ki, Allah onları oradan çıkarmaz. Bunların yaşayışı ne ölüm, ne de hayattır. Allah'ın çıkarmak istedikleri ise, kömür haline gelinceye kadar öldürülür. Sonra çıkarılır. Cennet ırmağında tekrar canlandırılır ve sel yataklarında biten tohumlar gibi biterler. Cennettekiler onlara "cehennemlikler" diye hitab ederler. Bunlar da yalvarırlar. Allah da bu ismi onlardan kaldırır. | Ramuz el e-hadis, 119. sayfa, 1. hadis |
8861 | Cennet ehli ulemaya Cennette de muhtaç olur. Şu şekildeki, Cuma günü Allah Tealâ hazretlerinin huzuruna gidilince ve Allah onlara "İstediğinizi isteyin" deyince ne isteyeceklerini şaşırırlar. Ve ulemaya dönerler. Âlimler de hallerine göre tavsiyelerde bulunur. "Şöyle, şöyle isteyin" derler. Böylece âlimlere dünyada muhtaç oldukları gibi Cennette de muhtaç olurlar. | Ramuz el e-hadis, 120. sayfa, 2. hadis |
9009 | Biz öyle bir Ehli Beytiz ki, Allah Bizlere dünyayı değil, ahireti nasib etti. Benden sonra ehli Beytim, bela şiddet ve tarda maruz kalacaklar. Doğu tarafından siyah bayraklılar gelinceye kadar. Bunlar mal istiyecek, kendilerine mal verilmeyecek. Bunlar döğüşecekler, sonra geri çekilecekler, istedikleri kendilerine verilecek, fakat kabul etmiyecekler ve onu, ismi ismime, babasının adı, babamın adına uyan, Ehli Beytimden bir kimseye teslim edecekler. O (Mehdi) arza sahib olur. Ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı, doğruluk ve adaletle doldurur. Sizden veya sonra gelenlerden birisi ona yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa, gelsin ona katılsın. Muhakkak ki onlar hidayet sancaklarıdır. | Ramuz el e-hadis, 135. sayfa, 3. hadis |
9074 | Benden evvelki peygamberlerden, ümmetimi deccal ile korkutmıyan hiç kimse olmadı. Onun sol gözü şaşı, sağ gözü ise perdelidir. Ve alnında kafir diye yazılıdır. Yanında Cennet, Cehennem diye iki vadi olur. Cennet dediği Cehennem, Cehennemi ise Cennetir. Yanında Peygamber kıyafetinde iki melek bulunur. Biri sağında biri solundadır. Bu beraberlik insanları imtihan içindir. Ve deccal onlara sorar: "Ben sizin Rabbiniz değilmiyim? Diriltiyorum, öldürüyorum." Meleklerden biri "Yalan söylüyorsun" der. Fakat bu sözü yanındaki melekten başkası duymaz. İkinci melek diğerine "Doğru söylüyorsun" der. İkinci meleğin sözünü ise insanlar işitir. Ve zannederler ki, deccalı tasdik etti. Bu da imtihan içindir. Sonra Medine'ye yürür. Giremeyince: "Bu O'nun (s.a.v)ülkesidir" der. Sonra Şam'a yürür. Orada "Akıbeti Efik" mevkiinde Allah onu helak eder. | Ramuz el e-hadis, 140. sayfa, 11. hadis |
9104 | Tez olur, davet olunur, icabet eder, giderim ahirete. Size iki şey bırakıyorum: Kitabullah ve İtretim. Kitabullah gökten yere uzanan bir iptir. "İtretim" ise Ehli Beytimdir. Latif ve Habir olan Allah Bana haber verdi ki, "Bu ikisi asla birbirinden ayrılmaz, havza gelinceye kadar." Bakınız benden sonra, bunlara nasıl sahip olacaksınız. | Ramuz el e-hadis, 144. sayfa, 6. hadis |
9241 | Sizin umeranızın en hayırlıları ve en şerlilerini size haber vereyim mi? Onların en hayırlıları öyle kimselerdir ki, siz onları seversiniz, onlarda sizi severler. Siz onlar için dua edersiniz, onlar da sizin için dua ederler. Emirlerinizin en şerlilerine gelince: Onlar öyle kimselerdir ki; siz onlara buğz edersiniz onlarda size buğz eder ve siz onlara lanet edersiniz, onlar da size lanet ederler. | Ramuz el e-hadis, 163. sayfa, 2. hadis |
9242 | İnsanların hayırlıları ile şerlilerini size haber vereyim mi? İnsanların hayırlıları öyle kimselerdir ki; ölüm, atının sırtında, yahud devesinin üzerinde veyahutta ayaklarının üzerinde iken, ona gelinceye kadar Allah yolunda çalışır. İnsanların şerlisi ise; o kimsedir ki, hakikaten facir ve çok cüretkardır. Allah'ın kitabını okur da, onun buyruklarından hiç birine uymaz. | Ramuz el e-hadis, 163. sayfa, 3. hadis |
9257 | Size, mü'min kimdir, haber vereyim mi? O öyle bir kimsedir ki, insanlar malları ve canları hususunda kendisinden emin olurlar. Müslim ise, müslümanların, onun dilinden ve ehlinden salim olduğu kimsedir. Mücahid de, Allah'a itaat hususunda nefsi ile cihad edendir. Muhacire gelince, hata ve günahlardan kaçan kimsedir. | Ramuz el e-hadis, 165. sayfa, 3. hadis |