No | Hadis Metni | Kaynak |
8076 | Bir adamın diğer bir adam üzerinde alacağı olduğunda, eğer onu tayin edilmiş müddetinden önce istemezse, o kimse bir sadaka sevabı alır. Şayet müddeti dolduktan sonra tehir ederse, her geçen gün için bir sadaka sevabı alır. | Ramuz el e-hadis, 59. sayfa, 16. hadis |
8086 | Bir kul için Allah Kendi kabında bir derece takdir etmiş de, o kul o dereceye ameli ile erişememişse Allah, dünyada onu (bazı musibetlerle) mübtela kılar. Sonra da kendisine o belaya karşı sabır ihsan eder ki o dereceye erişebilsin. | Ramuz el e-hadis, 60. sayfa, 10. hadis |
8094 | Şaban'ın onbeşinci gecesinde (Beraat gecesi) ibadetle kâim olun ve gündüzünde ise oruç tutun. Muhakkak ki, Allah Tealâ'nın rahmeti, güneşin batışında dünya göğüne nüzul eder de şöyle buyurur: "Agâh olun ey kullarım; istiğfar eden yok mu? onu mağfiret edeyim. Rızık istiyen yok mu? Rızıklandırayım. Bir şeye mübtelâ olan yok mu? Ona afiyet vereyim. Bir şey istiyen yok mu ki ona vereyim." Ve bu şekildeki hitabları fecir tulû' edinceye kadar devam eder, gider. | Ramuz el e-hadis, 61. sayfa, 5. hadis |
8101 | Bir kul "Tekbir" getirdiğinde, onun bu tekbiri yerle gök arasındaki her şeyi kaplar. | Ramuz el e-hadis, 61. sayfa, 12. hadis |
8108 | Sizden biri yeni bir elbise giydiğinde: "Bana vücudumu kendisi ile örtebileceğim ve hayatımda onunla güzelleşeceğim elbise ikram eden Allah'a hamd olsun" desin. | Ramuz el e-hadis, 62. sayfa, 2. hadis |
8109 | Bir kimse yemek yediği kabı yalayarak güzelce sünnetlerse, o kab onun için mağfiret talebinde bulunur ve şöyle der: "Ey Allahım; bu kimse beni şeytandan kurtardığı gibi sen de onu ateşten kurtar." | Ramuz el e-hadis, 62. sayfa, 3. hadis |
8110 | Bu ümmetin sonradan gelenleri, evvelkilere lanet ettiği zaman, kimde ilim varsa onu ızhar etsin. Muhakkak ki ilmi gizleyen kimse, Allah'ın Muhammed (s.a.s.)'e indirdiğini gizliyen gibidir. | Ramuz el e-hadis, 62. sayfa, 4. hadis |
8121 | Kardeşlerinizden biri ölüp de toprakla örtülmesi tamamlanınca, sizden birisi kalksın, başucunda dursun ve sonra: "Ey filan kadının oğlu filan" desin. Çünkü o vefat eden kimse: "Bizi irşad edin de Allah da size rahmet eylesin" der. Lakin siz bu durumu bilmezsiniz. Sonra şöyle devam etsin: "Üzkur mâ harecte aleyhi mineddünya Şehâdete en lâ ilâhe illallah ve enne Muhammeden abduhû ve Resuluh. Ve enneke radiyte billahi Rabben ve bi Muhammedin Nebiyyen ve bil-islâmi dinen ve bil Kur'âni imâmâ" Zira bunu söylediği zaman Münker ve Nekir'den biri diğerinin elini tutar da ötekine der ki: "Gel, bunun yanından beraber gidelim. Yapacağımız bir şey kalmadı. Hücceti kendisine telkin edildi. Ve bundan da öte şimdi onun esas koruyucusu Aziz ve Celil Allah'dır. Ashabdan birisi: "Ya Resulallah, eğer ben onun annesinin ismini bilmiyorsam?" Buyurdu ki: "onu Havva'ya nisbet et ve Havva oğlu filan" de. | Ramuz el e-hadis, 62. sayfa, 15. hadis |
8126 | Bir mü'min öldüğünde, yer yüzünün her tarafına müjde verilir. Hiç bir yer parçası kalmaz ki, onun kendisine defnedilmesini temenni etmesin. Kâfir öldüğünde ise yeryüzü zulmete boğulur ve arzdan hiç bir yer olmaz ki, onun kendisine defnedilmesinden Allah'a sığınmış olmasın. | Ramuz el e-hadis, 63. sayfa, 5. hadis |
8129 | Hamil-i Kur'an öldüğünde, Allah Tealâ arza, onun etini yememesini vahyeder. Arz ise şöyle der: "İlahi, senin kelamın onun içinde iken ben onun etini nasıl yerim?" | Ramuz el e-hadis, 63. sayfa, 8. hadis |