No | Hadis Metni | Kaynak |
11634 | Hiç birgün yoktur ki: "Ey adem oğlu, ben yeni bir mahlukum ve yaptığın işler hususunda üzerine şahidim. Öyle ise bende hayır işle ki onunla lehine şehadet edeyim. Eğer ben geçersem beni bir daha göremeszin." diye nida etmiş olmasın. Gece de bunun aynini söyler. | Ramuz el e-hadis, 366. sayfa, 1. hadis |
11943 | Bu ümmetin misali şu dört kimsenin misaline benzer: Allah'ın kendisine mal ve ilim verdiği adam gibi ki, ilmi ile amel eder, malının hakkını öder. Allah'ın kendisine ilim verip mal vermediği adam gibi ki o şöyle der: "Şunun malının benzeri benim olsaydı onunla amel ederdim." Bu adamın durumu amel edenin misalidir ki, her ikiside ecirde müsavidir. Allah'ın kendisine mal verip ilmi vermediği adam ki, o malını berbat eder ve hakkını gayriye harcar. Bir adam da vardır ki, Allah ona ilim de mal da vermemiştir. O şöyle söyler: "Benim de olsaydı bende şöyle harcandım" Bunun durumuda malını berbat eden kimseye benzer ki, bunlarda günahta müsavidir. | Ramuz el e-hadis, 391. sayfa, 13. hadis |
11954 | Merhaba talibi ilme. Zira onun etrafını melekler görür sarar ve kanatları ile onu gölgelendirirler. Şöyle ki, birbiri üstüne gelirler ve bu şekilde dünya göğüne ulaşıncaya kadar devam ederler. Sebebi de ilme olan muhabbetleridir. | Ramuz el e-hadis, 392. sayfa, 11. hadis |
12735 | Biz son ümmetiz amma kıyamet gününde ahirette ilk ümmetiz. Dünya malını çoğaltanlar alçakların ta kendileridir. Onlar ahirette kıyamet gününde aşağı makamlarda kalacaklardır. Meğer ki malını şöyle şöyle taksim etmiş ola. Uhud dağı kadar altınım olsun hoşuma gitmezdi. Onu Allah yolunda taksim ederdim. | Ramuz el e-hadis, 451. sayfa, 3. hadis |
12753 | Kıyamette sahibine ne güzel şefaatçidir Kur'an. Der ki: "Ya Rabbi buna ikram et." Bunun üzerine ona bir keramet tacı giydirilir. Sonra gene şöyle der: "Ya Rabbi onu artır." Bunun üzerine kendisine bir keramet elbisesi giydirilir. Sonra yine şöyle der: "Ya Rabbi artır, ondan razı ol." Allah'ın rızasının ötesinde ise hiç bir şey yoktur. | Ramuz el e-hadis, 453. sayfa, 2. hadis |
13486 | Allah Tebareke ve Teala kıyamet gününde şöyle buyurur: "Ey Adem kalk, ümmetinden binde dokuz yüz doksan dokuzunu Cehenneme, birini de Cennete ayır." O zaman ashab yere uzanarak ağlamaya başladı. Buyurdu ki: "Başlarınızı kaldırın. Nefsim yed-i kudretinde Olana yemin ederim ki, ümmetim, ümmetler içinde siyah öküzün cildindeki beyaz tüy gibidir." | Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 7. hadis |
13616 | Sabahladıklarında ve akşamladıklarında şöyle buyururlardı: "İslam fıtratı ve ihlas kelimesi üzerine ve bir de Peygamberimiz Muhammed (s.a.v)'in dini üzerine, babamız İbrahim (a.s) Peygamberin milleti üzerine sabahlamış olduk. O hanif ve müslim idi. Ve o asla müşriklerden olmadı." | Ramuz el e-hadis, 526. sayfa, 4. hadis |
13821 | Ashabından bir kimse ile karşılaştığında o kalkınca kendileri de kalkardı. Ve o şahıs gidinceye kadar kendileri ayrılmazlardı. Ashabından biri ile karşılaştığında elini eline alır, o şahıs bırakmadıkça kendileri elini bırakmazlardı. Ashabından biri ile karşılaştığında kulağına bir şey söylemek isterse ona yaklaşır, o kişi ayrılmadıkça kendileri ondan ayrılmazlardı. | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 5. hadis |
13827 | Kabristana gidince şöyle selam verirlerdi: "Esselamü aleyküm ehled diyâr. Minel mü'minîne vel mü'minât vessâlihîne vessalihât ve innâ inşâallahü bikum lâhikûn." | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 11. hadis |
13846 | Yeni aya baktıklarında şöyle dua ederlerdi: "Allahım bu hilali mübarek ve iyilik ayı kıl. Ey hilal, seni yaratan ve güzelleştiren Allah'a iman ettim. Ne yücedir o Allah ki, yaratanların en güzelidir." | Ramuz el e-hadis, 541. sayfa, 16. hadis |