Arama Sonuçları Kim abdest

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/2116-Kim-abdest/30

NoHadis MetniKaynak
12284 Bir Kimse beş vakit farz namaza rüku, sücud, abdest ve vakitlerine riayet ederek devam eder ve bunun Allah indinde bir hak (farz) olduğunu bilirse Cennete girer (Veya Cennet ona vacib olur buyuruldu). Diğer bir rivayette de: "O Cehenneme haram kılınır" buyuruldu)Ramuz el e-hadis, 416. sayfa, 12. hadis
12546 Bir Kimse güneş yükseldiğinde güzelce abdest alıp iki rikat namaz kılsa bütün günahları mağfiret olur, veya anadan doğma gibi olur.Ramuz el e-hadis, 436. sayfa, 8. hadis
12569 Bir Kimse abdestin arkasından, "İnna enzelnahü fi leyletil kadr" suresini bir kere okursa sıddıklardan olur. Onu iki kere okuyan şehidler divanındadır. Onu üç kere okursa Allah onu Peygamberleri haşrettiği gibi haşreder.Ramuz el e-hadis, 438. sayfa, 7. hadis
12614 Bir Kimse kumar oynar da kalkar namaz kılarsa, onun meseli irin ve domuz kanı ile abdest alan gibidir. Allah, onun namazı "kabul olsun" der mi?Ramuz el e-hadis, 442. sayfa, 2. hadis
12662 Bir Kimse oturduğu yerde uyursa ona abdest lazım gelmez. Yanını koyarsa abdest lazım gelir.Ramuz el e-hadis, 445. sayfa, 6. hadis
12842 Veyl o Kimselere ki edeb yerlerine ellerler. Sonra da abdest almadan namaz kılarlar.Ramuz el e-hadis, 461. sayfa, 7. hadis
13446 Sizden biri başının arkası üstüne uyuduğu zaman şeytan üç düğüm atar. Her düğümü yerine sağlamlaştırmak için de "uzun gece boyunca uyu diyerek" eliyle vurur. Eğer o Kimse uyanır da Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Eğer namaz kılarsa bütün düğümleri çözülmüş olarak, o neşeli bir şekilde ve ferah bir gönülle sabahlar. Yoksa mahzun bir kalbe ve tembel olarak sabaha çıkar.Ramuz el e-hadis, 512. sayfa, 7. hadis
13944 abdest alma ve sadaka verme işlerini Kimseye bırakmazlar, bizzat kendileri yaparlardı.Ramuz el e-hadis, 547. sayfa, 14. hadis
14226

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir Kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, Kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:

Allahım! Ona merhamet et!

Allahım! Onu bağışla!

Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.”

Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. Onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan Kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir Kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32