No | Hadis Metni | Kaynak |
13741 | Sofrası kaldırıldığı zaman şöyle derlerdi: "Elhamdülillahi hamden kesîran, tayyiben, mübâreken fîh, Elhamdülillahillezi kefânâ Ve âvânâ gayru mekfiyyin Velâ mekfûrin Velâ müVeddain Velâ müstağnâ anhü Rabbina." (Mübarek, halis Ve pek çok hamd ile Allaha hamd ederiz. Hamd olsun o Allah'a ki, bize kafi geldi. Bizi barındırdı. Rabbimiz hiç bir şeye muhtaç değildir. Nimetine nankörlük edilmez, nimeti terk olunmaz Ve onun nimetinden müstağni kalınmaz.) | Ramuz el e-hadis, 534. sayfa, 12. hadis |
13761 | Su içtiklerinde şöyle dua ederlerdi: "Hamd olsun o Allah'a ki, Rahmeti ile bize tatlı Ve güzel su içirdi, günahlarımız sebebiyle onu tuzlu Ve acı kılmadı." | Ramuz el e-hadis, 536. sayfa, 3. hadis |
13773 | Namaz kıldıklarında sağ eliyle başlarını mesh ederler Ve şöyle dua ederlerdi: "Bismillahillezi la ilahe gayrihu, errahmanirrahim, Allahümme ezhib annil hemme Vel hüzün." (O Allahın adıyla başlarım ki, Ondan başka ilah yoktur. O Rahman Ve Rahimdir. Allahım üzüntü Ve kederi bizden gider.) | Ramuz el e-hadis, 537. sayfa, 1. hadis |
13778 | Şiddetli rüzgarda şöyle dua buyururlardı: "Ya Rabbi bunun hayrını Ve bunda olanların hayrını Ve bununla gönderdiklerinin hayrını Senden isterim. Ya Rabbi, bunun şerrinden, bunda bulunanların şerrinden Ve bununla gönderilenlerin şerrinden Sana sığınırım." | Ramuz el e-hadis, 537. sayfa, 6. hadis |
13802 | Kendilerine bir heyet geldiğinde, güzel esvablarını giyerler Ve ashabına da böyle yapmalarını söylerlerdi. | Ramuz el e-hadis, 538. sayfa, 15. hadis |
13815 | Rükua Veya secdeye vardıklarında şöyle derlerdi: "Subhâneke Ve bi hamdike estağfiruke Ve etûbu ileyke." | Ramuz el e-hadis, 539. sayfa, 12. hadis |
13818 | Bir şeye canları sıkıldığında şöyle derlerdi: "Ya hayyu ya kayyum, bi Rahmetike estağîsu." (Ey hay Ve kayyum olan Allah, Rahmetinden istimdad ederim.) | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 2. hadis |
13821 | Ashabından bir kimse ile karşılaştığında o kalkınca kendileri de kalkardı. Ve o şahıs gidinceye kadar kendileri ayrılmazlardı. Ashabından biri ile karşılaştığında elini eline alır, o şahıs bırakmadıkça kendileri elini bırakmazlardı. Ashabından biri ile karşılaştığında kulağına bir şey söylemek isterse ona yaklaşır, o kişi ayrılmadıkça kendileri ondan ayrılmazlardı. | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 5. hadis |
13827 | Kabristana gidince şöyle selam Verirlerdi: "Esselamü aleyküm ehled diyâr. Minel mü'minîne Vel mü'minât Vessâlihîne Vessalihât Ve innâ inşâallahü bikum lâhikûn." | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 11. hadis |
13843 | Aynada yüzlerine nazar ettiklerinde şöyle dua ederlerdi: "Elhamdülillahillezi sevvâ halkî fe addelehu, Ve kerrame sûrete Vechî fe hassenehâ Ve ce'alenî minel müslimîn." (O Allah'a hamd ederim ki, bedenimi güzel Ve mutedil yarattı. Yüzümün görünüşünü mükerrem Ve güzel kıldı Ve Beni mü'minlerden kıldı) | Ramuz el e-hadis, 541. sayfa, 13. hadis |