Arama Sonuçları O namaz

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/22297-O-namaz/520

NoHadis MetniKaynak
14240

Ebû Nüceyd İmrân İbni Husayn el-Huzâî radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Cüheyne kabilesinden zina ederek gebe kalmış bir kadın Peygamber aleyhisselâm’ın huzuruna geldi ve:

Yâ Resûlallah! Cezayı gerektiren bir suç işledim. Cezamı ver, dedi.

Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm kadının velisini çağırttı. Ona:

“Bu kadına iyi davran! DOğum yapınca bana getir!” buyurdu.

Adam Resûl-i Ekrem’in buyurduğu gibi yaparak kadını dOğumdan sOnra getirdi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kadının üzerine elbisesinin iyice bağlanmasını emretti; sıkı sıkıya bağladılar. SOnra Peygamber aleyhisselâm’ın emri üzerine taşlanarak öldürüldü. Daha sOnra Resûl-i Ekrem kadının cenaze namazını kıldı.

Hz. Ömer:

Yâ Resûlallah! Zina etmiş bir kadının namazını mı kılıyOrsun? diye sOrunca Hz. Peygamber şunları söyledi: “O kadın öyle bir tövbe etti ki, şayet Onun tövbesi Medine halkından yetmiş kişiye taksim edilseydi, hepsine yeterdi. Sen Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanmak için can vermekten daha üstün bir şey biliyOr musun?”
Müslim, Hudûd 24. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 24; Nesâî, Cenâiz 64
14243

Ebû Mâlik Hâris İbni Âsım el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile dOldurur. namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi Onu âzâd kimi de helâk eder.”

Müslim,Tahâret 1. Ayr ca bk.Tirmizî, Daavât 86ı
14274

Ebû Süfyân Sahr İbni Harb radıyallahu anh, Bizans Kralı Herakliyus ile aralarında geçen uzun kOnuşmayı naklederken şöyle dedi:

Herakliyus:

O (peygamber Olduğunu söyleyen) adam size neleri emrediyOr? diye sOrdu.Ben de:

Sadece Allah’a kulluk ediniz, O’na hiç bir şeyi Ortak kOşmayınız.Atalarınızın iman ettiklerini söyledikleri şeyleri terkediniz, diyOr ve bize namaz kılmayı, sözde ve işde dOğruluğu, iffetli yaşamayı ve akraba ile ilgilenmeyi emrediyOr, dedim.

Buhârî, Bed’u’l-vahy 6, Salât 1, Sadakât 28; Müslim, Cihâd 74
14278

Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yOldan gelmiş bir hali Olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sOkuldu, önüne Oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne kOydu ve:

Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“İslâm, Allah’tan başka ilah Olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü Olduğuna şehâdet etmen, namazı dOsdOğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan Orucunu (eksiksiz) tutman, yOluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam: DOğru söyledin dedi. Onun hem sOrup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam: Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir” buyurdu.

Adam tekrar:

DOğru söyledin, diye tasdik etti ve: Peki ihsan nedir, Onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İhsan, Allah’a Onu görüyOrmuşsun gibi kulluk etmendir. Sen Onu görmüyOrsan da O seni mutlaka görüyOr” buyurdu.

Adam yine:

DOğru söyledin dedi, sOnra da: Kıyâmet ne zaman kOpacak? diye sOrdu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Kendisine sOru yöneltilen, bu kOnuda sOrandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.

Adam:

O halde alâmetlerini söyle, dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Annelerin, kendilerine câriye muamelesi yapacak çOcuklar dOğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak kOyun çObanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ” buyurdu.

Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sOnra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Ey Ömer, sOru sOran kişi kimdi, biliyOr musun?” buyurdu. Ben: Allah ve Resûlü bilir, dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu.
Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime, 9
14291

Ebû Ümâme Sudayy İbni Aclân el-Bâhilî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i Vedâ hutbesi’nde şöyle buyururken dinledim demiştir:

“Allah’tan kOrkunuz. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan Orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını veriniz. Yöneticilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde dOğruca) Rabbinizin cennetine girersiniz.”

Tirmizî, Cum’a 80
14298

Ebû Ümâre Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey falân! Yatağına yattığında şöyle dua et:

Allah’ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım, işimde sana güvendim. (Rızânı) isteyerek, (azâbından) kOrkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yOktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım.

Eğer bu duayı yapıp yattığın gece ölürsen, iman üzere ölürsün, ölmez de sabaha çıkarsan hayra kavuşursun.”

Buhârî ve Müslim’in Sahîh’lerinde (gösterilen yerlerde) yine Berâ İbni Âzib’den rivayet edildiğine göre Berâ, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu” demiştir:

“Yatağına yatacağın zaman, namaz kılmak için abdest alıyOr gibi abdest al, sOnra sağ tarafına yat ve -yukarıdaki duayı aynen zikrederek- böyle dua et!” SOnra da şunu ilâve etti: “En sOn sözün bu dua Olsun!”
Buhârî, Vudû 75, Daavât 6; Müslim, Zikr 56-58. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 98.
14306

Ebû Sirve’a (veya Serve’a) Ukbe İbni Hâris radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir keresinde Medine’de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında ikindi namazı kılmıştım. Resûlullah selâm verip namazı bitirdi ve sür’atle yerinden kalktı, safları yararak hanımlarından birinin Odasına gitti. Cemaat, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in bu telaşından endişe ettiler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kısa sürede döndü, kendisinin bu acele davranışından dOlayı meraklanmış Olduklarını gördü ve şöyle buyurdu:

Odamızda birazcık altın -veya gümüş- Olduğunu hatırladım da beni hayırda acele etmekten alıkOymasını istemedim ve derhal dağıtılmasını emrettim.”

Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-salât 18; Nesâî, Sehv 104 Buhârî’nin bir başka rivayetinde bu ifade şu şekildedir:

Odada, sadaka (Olarak dağıtılacak) bir miktar altın -veya gümüş bırakmıştım. Onun gece evde kalmasını uygun görmedim.” Buhârî, Zekât 20

Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-salât 18; Nesâî, Sehv 104
14313

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur” dedi:

“Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir dOstuma düşmanlık ederse, ben de Ona karşı harb ilân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben Onu severim. Kulumu sevince de (âdetâ) ben Onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı Olurum. Benden her ne isterse, Onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, Onu kOrurum.”

Buhârî, Rikak 38
14316

Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, gece ayakları şişinceye kadar namazı kılardı. Âişe diyOr ki, kendisine:

Niçin böyle yapıyOrsun (neden bu kadar meşakkate katlanıyOrsun) eyAllah’ın Resûlü? Oysa Allah senin geçmiş ve gelecek hatalarını bağışlamıştır, dedim. “Şükreden bir kul Olmayı istemeyeyim mi?” buyurdu.
Buhârî, Tefsîru sûre (48), 2; Müslim, Münâfikîn 81. Ayrıca bk. Buhârî, Teheccüd 6, Rikak 20; Müslim, Münâfikîn 79-80; Tirmizî, Salât 187; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 17; İbni Mâce, İkâme 200
14320

Ebû Abdullah Huzeyfe İbnü’l-Yemân radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

“Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Bakara sûresini Okumaya başladı. Ben içimden herhalde yüz âyet Okuyunca rükû eder, dedim. O yüz âyetten sOnra da Okumaya devam etti. Ben yine içimden bu sûre ile namazı bitirecek, dedim. O yine devam etti. Bu sûreyi bitirip rükû eder dedim, etmedi. Nisâ sûresi’ne başladı; Onu da Okudu. SOnra Âl-i İmrân sûresi’ne başladı; Onu da Okudu. Ağır ağır OkuyOr, tesbih âyetleri gelince tesbih ediyOr, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyOr, istiâze âyeti geçince Allah’a sığınıyOrdu. SOnra rükûa gitti. “Sübhâne rabbiye’l-azîm (büyük rabbimi tenzîh ederim)” demeye başladı. Rükûu da aşağı-yukarı ayakta durduğu kadar uzun Oldu. SOnra “semiallâhu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd (Allah, kendisine hamd edeni duyar, hamd yalnız sanadır ey rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna yakın uzunca bir süre ayakta durdu. SOnra secdeye vardı ve “sübhâne rabbiye’l-a’lâ (yüce rabbimi tenzih ederim)” dedi. Secdesini de aşağı-yukarı kıyâmı kadar uzattı.”

Müslim, Müsâfirîn 203