No | Hadis Metni | Kaynak |
8060 | Kıyamet günü olduğunda "Valiyi getirin" diye emrolunur. Ve o Cehennem köprüsü üzerinde durdurulur. Allah, köprüye emreder ve köprü şiddetle sarsılır. Öyle ki, o valinin her kemiği yerinden ayrılır. Sonra Allah o kemiklere emreder de onlar da yerlerine gelir. Sonra da Allah valiyi sorguya çeker. Eğer o Allah'a muti bir kimse idiyse onu geçirir ve onun ecrini iki misline çıkarır. Şayet asi bir kimse idiyse köprü yarılır ve o Cehennemin içine yetmiş yıl düşer. | Ramuz el e-hadis, 58. sayfa, 15. hadis |
8165 | Sizden biri, kendinde kardeşine verebileceği bir nasihat bulursa ona hemen söylesin. | Ramuz el e-hadis, 65. sayfa, 9. hadis |
8258 | Cennet ehli üçtür: Adaletli ve tevfikatlı sultan, Akrabasına ve her müslümana merhametli, rakik kalbli kimse, Hem fakir, hem afif, hem de sadaka veren kimse. Cehennem ehli de beş sınıftır: Tamahını gizleyemeyen hiyanet eden, Akşam sabah demeden, ehline veya malına her muamelede oyun yapan, Aklı yok, kendine hakim değil, nefsine zebun, hiçbir şeye hayrı olmayan, kötü ahlâklı, fena lisanlı olan, Bu meyanda hasislik ve yalanı olan. | Ramuz el e-hadis, 72. sayfa, 8. hadis |
8482 | Allah (z.c.hz.) buyurdu: "Biz malı insana ibadet için ihsan ettik. Namazını kılsın, zekâtını versin." Bu Adem oğlu bir vadiye sahip olunca ister ki, ikincisine de sahip olsun. İkincisine sahip olunca ister ki, üçüncüsüne de sahip olsun. Adem oğlunun karnını toprak doldurur. Sonra bir kısmına Allah tevbe nasib eyler. | Ramuz el e-hadis, 88. sayfa, 8. hadis |
8542 | Allah (z.c.hz.) üç kimseyi sever, üçüne de buğz eder. Sevdikleri kimseler: Fisebillâh gaza eden, sabırla ve ihtisapla (ecrini ümid ederek) ölünceye kadar harp eden; Eza eden komşusuna, Allah onu, elinden kurtarıncaya kadar sabreden; bir cemaatle sefere çıkan, geceleyin uyku bastırıp inip uykuya yattıklarında kalkıp temizlenen ve Allah'dan ümid ve korku ile namaz kılan. Buğz ettiği kimseler ise: Başa kakıcı, hasis; Böbürlenen kibirli kimse; Çok yemin eden tacir. | Ramuz el e-hadis, 93. sayfa, 1. hadis |
8568 | Allah (z.c.hz.) kıyamet gününde şiddetsiz, yüksek bir nida ile şöyle nide eder: "Ey kullarım! Ben ki Benden başka Rabbınız yok. Ben Erhamürrahiminim. Ahkemül Hakiminim, Esraül Hasibinim (Hesabları çabuk görenim). Korkmayın, mahzun da olmayın hüccetlerinizi hazırlayın. Cevaplarınızı çabuk verin. Şüphesiz siz mes'ulsünüz ve sorguya çekileceksiniz. Ey Melekler! Kullarımı hesap vermek üzere, parmaklarının ucunda saf halinde dizin." | Ramuz el e-hadis, 95. sayfa, 1. hadis |
8592 | Haya, iffet, dile hakim olma ve akıl, imandandır. Bunlar bir insanda bulunursa ahiretliği çoğalır, dünyalığı azalır. Hasislik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayasızlıktan, nifaktan ileri gelir. Böylelerinin dünyalığı çoğalır, ahiretliği azalır. (Rabbini tanıyan haya eder.) | Ramuz el e-hadis, 96. sayfa, 14. hadis |
8607 | Rüya nasıl tabir olursa öyle vaki olur. Ayak kaldırılmış yerleşecek gibi. Onun için rüyanızı ya nâsih veya âlim kimseye söyleyin. | Ramuz el e-hadis, 98. sayfa, 4. hadis |
8837 | Ümmetimden bir taife şediddir. Kur'an üzerine dilleri fasihtir. Fakat bu, dillerinden aşağı gitmez. Ve imandan okun atıldığı gibi çıkarlar. Onları gördüğünüz yerde öldürünüz. Çünkü onları öldüren ecir kazanır. | Ramuz el e-hadis, 116. sayfa, 11. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |