No | Hadis Metni | Kaynak |
13256 | Ya Enes bilmez misin ki din kardeşinin kalbine sevinç sokmaklığın sebebi mağfirettendir. Onun sıkıntısını atar, gamını açarsın, borcuna mühlet verir veya ödersin. Çoluğuna çocuğuna yardım edersin. | Ramuz el e-hadis, 494. sayfa, 9. hadis |
13323 | Ya Aişe (r.a) kim sana sen istemeksizin bir hediye verirse Onu kabul et. Zira o Allah'ın sana sunduğu bir rızıktır. | Ramuz el e-hadis, 500. sayfa, 9. hadis |
13462 | Allah (z.c.hz.) şöyle buyurur: "Günah yapılıp da, Onu affımın yanında büyük görene, gazablandığım gibi hiç kimseye gazablanmam. Eğer cezayı acele verici olsaydım veya acele etmek Benim şanımdan olsaydı, Rahmetimden ümit kesenlere cezayı acele verirdim. Eğer kullarıma merhamet etmeseydim bile, Benim huzurumda durmak kendilerini korkutanlara bundan dolayı Rahmet ederdim. Sevaplarını verirdim. Korktuklarından da emin ederdim." | Ramuz el e-hadis, 513. sayfa, 11. hadis |
13489 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben namazı, azametim için tevazu eden, halkıma kibir etmeyen, gününü zikir ile geçiren, günahına mu'sır olmayıp istiğfarla yatan, aç doyuran, garibi koruyan, küçüğe merhamet eden, büyüğe saygı gösteren kimseden kabul ederim. İşte o Benden isterse Ben ona veririm. Bana dua ederse kabul ederim. Bana tazarru ederse ona merhamet ederim. Benim nazarımda Onun misali, Cennetlerde firdevs misalidir ki, meyvaları bozulmaz ve hali değişmez." | Ramuz el e-hadis, 517. sayfa, 2. hadis |
13491 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Kulumun defterine bakın. Kimi ki Cenneti Benden istemiş görürseniz Onu kendisine veririm. Kim de Cehennemden Bana sığınmışsa Onu ondan korurum. | Ramuz el e-hadis, 517. sayfa, 4. hadis |
13505 | Cuma günü on iki saattir. Ondan bir saat vardır ki, o saatte mü'min bir kul Allah Tealadan ne isterse Allah Onu kendisine verir. Öyle ise bunu ikindinin son saatlerinde arayın. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 11. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13569 | Turfanda hurma (meyva) getirildiğinde gözlerine ve dudaklarına kor ve: "Yarabbi bize evvelini gösterdiğin gibi Onun sOnunu da göster" buyurur, sonra Onu yanlarında bulunan çocuklara verirlerdi. | Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 15. hadis |
13603 | Misvak kullandıklarında, Onu kendisinden sonra en büyük adama verirdi. Halbuki bir şey içerlerse Onu sağ tarafında bulunan kimseye verirlerdi. | Ramuz el e-hadis, 525. sayfa, 7. hadis |
14153 | Hediyeyi kabul eder, Onun karşılığını da verirlerdi. | Ramuz el e-hadis, 559. sayfa, 11. hadis |