No | Hadis Metni | Kaynak |
13792 | İhvanından birini üç gün görmeyince onu sorardı. Şayet sefere gitmiş ise onun için dua ederdi. Orada ise evine giderdi. Hasta ise ziyaret ederdi. | Ramuz el e-hadis, 538. sayfa, 5. hadis |
13809 | Gaza, umre veya hacdan geldiklerinde, yüksek bir yerde üç defa tekbir alırlar ve sonra, "Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr" derler ve şu mealdeki duayı okurlardı. "Biz vazifeden dönüyoruz, Allah'a tövbe ediyoruz. Rabbımıza ibadet edip secde ediyor ve ona hamd ediyoruz. Allah vaadinde sadıktır. Kuluna yardım edip fırkaları hezimete uğratmıştır." | Ramuz el e-hadis, 539. sayfa, 6. hadis |
13822 | Ashabından birine tesadüf edince onu okşar ve dua ederdi. | Ramuz el e-hadis, 540. sayfa, 6. hadis |
13847 | Fırtına şiddetlendiğinde, rüzgara karşı dururlar ve iki dizleri üzerine kalkıp ellerini uzatarak şöyle dua ederlerdi: "Yarabbi, bu rüzgarın hayrını ve onunla gönderilenin iyiliğini Senden isterim. onun şerrinden ve onunla gönderilenin zararından Sana sığınırım. Allahım onu bir Rahmet kıl ve azab vesilesi eyleme. Ya Rabbi onu rahatlık vesilesi kıl ve onu faydasız kılma." | Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 1. hadis |
13850 | Bir kimse ile vedalaşırken o adam elini bırakmadan bırakmaz ve "dinini, emanetini ve amellerin sonuçlarını Allaha emanet ederim" derdi. | Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 4. hadis |
13854 | En çok yaptıkları duaları şöyle idi: "Ya mukallibel kulûb, sebbit kalbî alâ dînike.": (Ey kalbleri çeviren Rabbım, kalbimi dinine sabit kıl) Bu husus sorulduğunda şöyle demişlerdi: "Hiç bir kimse yoktur ki, kalbi Allahın parmaklarından iki parmak arasında olmasın. Allah kimi dilerse onu doğrultur, kimi de dilerse onu kaydırır. | Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 8. hadis |
13880 | Yemen kumaşından bir elbisesi vardı. Cuma ve bayramlarda onu giyerdi. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 4. hadis |
13882 | Kargı taşırlardı (icabında atıp da vurmak için) Namaz kılınca bunu önüne dikerlerdi. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 6. hadis |
13912 | Konuşmalarında tebessüm ederlerdi. | Ramuz el e-hadis, 545. sayfa, 20. hadis |
13957 | Bir kimseyi vali olarak gönderecekleri zaman onun imamesini kendileri sarar ve ucunu da sağ kulağı arkasından sarkıtırlardı. | Ramuz el e-hadis, 548. sayfa, 10. hadis |