Arama Sonuçları istediği kimse

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/24108-istedigi-kimse/10

NoHadis MetniKaynak
10631 Beni İsrailden bir taife kabristanlarına geldiler ve şöyle dediler: "İki rekat namaz kılsak da dua etsek ve Allah'dan, ölülerden birini çıkarmasını ve o kimseden ölüm hakkında istediğimizi bize haber vermesini istesek." Ve bunu yaptıklarında, bir adam kabirden başını çıkardı. Onun iki gözü arasında secde eseri de vardı. Dedi ki: "Ey adamlar! Benden ne istediniz? Öleli yüz sene olduğu halde ölümün harareti şu ana kadar üzerimden geçmedi. Allah'a dua edin de beni olduğum hale avdet ettirsin."Ramuz el e-hadis, 277. sayfa, 4. hadis
10995 Allah Teala temsil getirdi ki, bir doğru yol o yolun iki tarafında iki sur var. Onlarda açık kapılar ve o kapılar üzerinde sarkıtılmış perdeler var. O doğru yolun giriş kapısının üzerinde bir davetçi var ki şöyle bağırır: "Ey insanlar hepiniz bu yola girin, sapmayın." Yolun üstünde diğer bir davetçi de, bir kimse bu perdelerden birisini açmak istediği zaman der ki: "Sakın o perdeyi açma. Eğer onu açarsan harama girersin." İşte bu doğru yol islamdır. İki tarafındaki surlar, Allah'ın hudutlarıdır. Açık kapılar Allah'ın haram kıldıklarına açılır. Bu yolun başındaki davetçi, Allah'ın kitabıdır. Yolun üstünden davet eden diğeri ise her müslümanın kendi kalbindeki Allah öğütçüsüdür.Ramuz el e-hadis, 310. sayfa, 13. hadis
11799 Hiç kimse yoktur ki, Allah'a bir dua etsinde, Allah istediğini ona vermesin veya kötülükten bir miktarı onun üzerinden kaldırmasın. Şayet o dua masiyete ait veya sılai Rahmi kesecek bir dua değilse.Ramuz el e-hadis, 378. sayfa, 10. hadis
12322 Bir kimse öğrenmek istediği ilmi kast ederek çıkarsa, onun için Cennete bir kapı açılır. Melaike kanadlarını döşerler. Göklerin melekleri ve denizlerin balıkları onun için istiğfar ederler. Alimin abide fazileti, bedir gecesindeki ayın semadaki küçük bir yıldıza üstünlüğü gibidir. Muhakkak ki alimler Peygamberlerin varisleridir. Muhakkak ki Peygamberler altın ve gümüş miras bırakmazlar ve lakin onlar ilim miras bırakırlar. Kim ilmi alırsa nasibini almış olur. Alimin ölümü öyle bir musibettir ki, başka şeyle telafi olmaz. O, yeri kapanmıyan bir gediktir ve sönmüş bir yıldız gibidir. Bir kabilenin ölümü bir alimin ölümünden daha hafiftir.Ramuz el e-hadis, 419. sayfa, 10. hadis
12415 Bir kimse geçim zorluğuna sabrederse, Allah (z.c.hz.) onu Cennetül Firdevs'te istediği yerde iskan eder.Ramuz el e-hadis, 426. sayfa, 7. hadis
13287 Ya Selman, ibtilaya uğrıyan kimsenin duası makbuldür. Öyleyse dua et, duadan da istediğini dile sen dua et, Ben "amin" diyeyim.Ramuz el e-hadis, 497. sayfa, 6. hadis
14238

Ebû Saîd Sa`d İbni Mâlik İbni Sinân el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Vaktiyle doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. Bu zât yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir râhibi gösterdiler.

Bu adam râhibe giderek:

Doksan dokuz adam öldürdüm. Tövbe etsem kabul olur mu? diye sordu.

Râhip:

Hayır, kabul olmaz, deyince onu da öldürdü. Böylece öldürdüğü adamların sayısını yüz’e tamamladı. Sonra yine yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir âlimi tavsiye ettiler. Onun yanına giderek: Yüz kişiyi öldürdüğünü söyledi; tövbesinin kabul olup olmayacağını sordu.

Âlim:

Elbette kabul olur. İnsanla tövbe arasına kim girebilir ki! Sen falan yere git.Orada Allah Teâlâ’ya ibadet eden insanlar var. Sen de onlarla birlikte Allah’a ibadet et. Sakın memleketine dönme. Zira orası fena bir yerdir, dedi.

Adam, denilen yere gitmek üzere yola çıktı. Yarı yola varınca eceli yetti.

Rahmet melekleriyle azap melekleri o adamı kimin alıp götüreceği konusunda tartışmaya başladılar.

Rahmet melekleri:

O adam tövbe ederek ve kalbiyle Allah’a yönelerek yola düştü, dediler.

Azap melekleri ise:

O adam hayatında hiç iyilik yapmadı ki, dediler.

Bu sırada insan kılığına girmiş bir melek çıkageldi. Melekler onu aralarında hakem tayin ettiler.

Hakem olan melek:

Geldiği yerle gittiği yeri ölçün. Hangisine daha yakınsa, adam o tarafa aittir, dedi.

Melekler iki mesâfeyi de ölçtüler. Gitmek istediği yerin daha yakın olduğunu gördüler. Bunun üzerine onu rahmet melekleri alıp götürdü. Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Tevbe 46, 47, 48

Sahîh(-i Müslim)deki bir başka rivayete göre:

“O kimse iyi insanların yaşadığı köye bir karış daha yakın olduğundan oralı sayıldı.”

Sahîh(-i Müslim)deki bir diğer rivayete göre:

“Allah Teâlâ öteki köye uzaklaşmasını, beriki köye yaklaşmasını, meleklere de iki mesâfenin arasını ölçmelerini emretti. Adamın beriki köye bir karış daha yakın olduğu görüldü. Bunun üzerine affedildi.” Bir başka rivayette ise:

“Adam göğsünün üzerinde öteki köye doğru ilerledi” denilmektedir.

Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Tevbe 46, 47, 48
14327

Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıyallahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı özür beyan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırken) “Ben onun yaptığını yapamadım, ya Resûlallah” dedi.

Enes radıyallahu anh devamla şöyle dedi:

Amcamı şehid edilmiş olarak bulduk. Vücudunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148
14329

Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

“Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz.

Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.

Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.

Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.

Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım.

Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.

Kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.)

Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.”

Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

Müslim, Birr 55