No | Hadis Metni | Kaynak |
8208 | Dört şey kimde bulunursa Allah, onun vücudunu Cehenneme haram eder. Ve dünyada onu şeytandan ve nefsinden korur. Nefsi bir şeye heves ettiği halde nefse hakim olur, yaptırmaz; Nefsi bir şeyden tiksindiği halde onu yaptırır; Nefsin şehvet ve gadabına hakim olur. Dört şey de kimde bulunursa, Allah onu rahmetine gark eder ve Cennetine kor; Bir miskini barındırmak; Zaif birine acımak; Köleye rıfk ile muamele etmek; Anne ve babasına infak etmek. | Ramuz el e-hadis, 68. sayfa, 10. hadis |
8229 | Kırk hasletten en üstünü, bir keçiyi istifade için ödünç vermektir. Bu hasletlerden biri ile sevabına inanarak amel eden bir kulu Allah, o haslet sebebiyle Cennetine koyar. | Ramuz el e-hadis, 70. sayfa, 7. hadis |
8285 | Ümmetimden Cennete hesabsız girmek için 70.000 kişi vaad edildi. Yüzleri ayın ondördü ve kalbleri de İbrahim (a.s.)'ınki gibi. Bunun üzerine Allah'a, bunu ziyade etmesi için yalvardım. Her birisine 70.000 daha ilave etti.(Toplam 4.900.000.000 oluyor.) | Ramuz el e-hadis, 74. sayfa, 10. hadis |
8414 | Ümmetim üç sülüstür. Üçte biri Cennete hesapsız girer. Üçte biri hafif hesaplı girer. Üçte biri temizlenir (cehennemde). Bunun üzerine melekler tarafından Resulallah (s.a.s.)'a duyurulur ki, bunları "Lâ ilâhe illallahu vahdehû" derken duyduk. Allah buyurur ki: "Doğru söylediler. Gerçek mabud ancak Benim. Onları "Lâ ilâhe illallahu vahdehû'' sözü sebebiyle Cennete koyun. Ve günahlarını kâfirler üzerine yükleyin." Bu hal Allahu Tealâ'nın: "Kendi günahlarını yüklenecekler ve onunla beraber diğerlerinin günahlarını da yüklenecektir" mealindeki ayetin tefsiridir. | Ramuz el e-hadis, 83. sayfa, 5. hadis |
8617 | Ehli İlliyyinden biri Cennet ehline baktığında yüzünün nurundan Cennet ışık bulur, yıldız gibi. | Ramuz el e-hadis, 99. sayfa, 2. hadis |
8618 | Ehli Cennetten olan birine yemekte, içmekte, şehvette, yüz erkek kuvveti verilir. Yedikleri terle çıkar ve bir de bakar ki karnı incelmiş. | Ramuz el e-hadis, 99. sayfa, 3. hadis |
8719 | Allah'dan ötürü birbirlerine sevgisi olanlar, kırmızı yakuttan bir kule üzerinde bulunurlar. O kulenin üzerinde 70,000 köşk mevcuttur. Onlar yukarıdan Cennete baktıklarında yüzlerinin ışığı, güneşin dünyaya verdiği ışık gibi olur. Cennet ehli "Haydi onları seyredelim" diye seyre çıkarlar. Onların üzerlerinde yeşil sündüsten elbiseler ve alınlarında da: "bunlar Allah uğrunda birbirini sevenlerdir" diye yazılır. | Ramuz el e-hadis, 107. sayfa, 3. hadis |
8730 | İnsanlarla alay edenlere, kıyamette Cennet kapısı açılır, "Gel" denir. Gelince kapı kapanır. Sonra başka bir kapı açılır. Yine, "gel, gel" denir. Gelince o da kapanır. Bunu o kadar tekrar ederler ki, (alayının her biri için ) artık "gel, gel" derler ama, onun gelecek hali kalmaz. | Ramuz el e-hadis, 108. sayfa, 2. hadis |
8787 | Sizlerden biri öldüğünde, kendisine akşam sabah makamı gösterilir. Eğer o Cennet ehlinden ise Cennet ehlindendir. Eğer Cehennem ehlinden ise Cehennem ehlindendir. Denir ki: "Bu senin makamındır ve Allah kıyamette seni baas edinceye kadar bu durumda kalırsın" | Ramuz el e-hadis, 112. sayfa, 4. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp Cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |