No | Hadis Metni | Kaynak |
10453 | Şu üç şey imanın esasındandır: "La ilahe illAllah" diyenden el çekmek. Biz bunu diyene bir günahı sebebiyle, küfür isnad edemeyiz ve bir amelinden dolayı da islamiyetten çıkaramayız. "Cihad" Bu, Allah (z.c.hz) lerinin Beni baas etmesinden itibaren, deccal ile olan harbine kadar devam edecektir. Cihada alimin adaleti de, zalimin zulmu de mani olamaz. (Yani başımızdakier zalim. Ben onun bayrağı altında harp edemem yok) "Kaderin hepsine" (Hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna)" iman etmek. | Ramuz el e-hadis, 259. sayfa, 11. hadis |
10458 | Şu üç şey üzerine yemin ederim: Sakadan dolayı asla mal eksilmez. (Hayrı, bereketi) ÖYLE İSE SADAKA VERİN: Af etmek; Bir kimse uğradığı zulümden dolayı Allah (z.c.hz)lerinin rızasını umarak af ederse, Allah onu, bu sebeble, dünya ve ahirette aziz eder. Öşle ise af edin ki, Allah da izzetinizi artırsın. Bir kimse kendine isteme kapısını açarsa, ondan dolayı, Allah da ona fakirlik kapısını açar. (Mümkünse kimse kimseden bir şey istemek sevdasına kapılmasın. Bunu içni en koyusu, istemekle servet temin etmektir.) | Ramuz el e-hadis, 260. sayfa, 3. hadis |
10468 | Üç şey bir adamda olmazsa o, ne Bendendir, ne de Allah'dan! Cahilin cehlini karşılayacak olan Hilm, Halk ile geçim temin eden güzel ahlak, insanı masiyetten men edecek verağ. | Ramuz el e-hadis, 261. sayfa, 2. hadis |
10471 | Bir üç, bir üç daha, bir üç daha. Birinci üçe gelince: Üç zümreye yemin olmaz. Üç zümre melundur, Üç zümre de vardır ki, onlar hususunda şüphe ederim. Kendilerinde yemin olmıyan üçe gelince; Evladın babasına yemini, kadının kocasına yemini, kölenin efendisine yemini olmaz. Mel'unlara geince: Ana-Babaya lanet eden melundur. Allah'tan gayrisi için kurban kesen melundur. Arazinin hudud işaretlerini değiştiren de melundur. Hakkında şüphe ettiklerime gelince: Uzeyr (a.s) bilmem Peygamberdir, bilmem değil. Tubba mel'un oldu mu olmadı mı bilmem. (Sonradan müslüman olmuş) "Had"ler, sahibine kefaret olur mu olmaz mı bilmem. (Sonradan kefaret olmuş) | Ramuz el e-hadis, 261. sayfa, 5. hadis |
10477 | Şu üç şey bir adamda olursa, sevabı hak eder ve imanı tekmil eder: İnsanlarla iyi geçim temin eden güzel ahlak, Allah'ın haramlarından onu alıkoyan verağ, cahilin cehlini karşılayan hilim. | Ramuz el e-hadis, 262. sayfa, 3. hadis |
10481 | Bir kimse şu üç şeyi yaparsa imanın tadını tatar: Yalnız Allah'a kul olur ve "La ilahe illAllah" der, gönül hoşluğu ile zekatını verir, şöyle ki: yaşlısını, zayıfını, hastasını, adisini değil, fakat malın ortasından verir. Muhakkak ki Allah, onun en güzelini sizden istemez. Lakin, en kötüsünü de emretmemiştir. Nefsini tezkiye eder. Denildi ki, "Nefsi tezkiye ne demektir?" Buyurdu ki: "Kişinin nerede olursa olsun, Allah'ın kendisi ile beraber olduğunu bilmesidir. | Ramuz el e-hadis, 262. sayfa, 7. hadis |
10488 | Şu üç şeyi, Allah'a güvenerek ve ümid ederek yapan kimseye, Allah Teala yardımını ve onun işini bereketlendirmeyi vaad etmiştir: Allah'a dayanarak ve sevabını umarak köle azadı için say-ü gayret eden kimseye. Allah'tan sevab umarak ve Allah'a güvenerek evlenene, Allah'ın bereket vermesi ve yardım etmesi, Allah üzerine hak olur. Allah'a dayanarak ve sevab umarak ölü bir araziyi ihya edene de Allah'ın bereket vermesi ve yardım etmesi Allah üzerine hak olur. | Ramuz el e-hadis, 263. sayfa, 3. hadis |
10490 | Üç şey kime verildi ise, Âli Davud'a verilen hikmet ona da verilmiş demektir: Öfke de ve cezada adalet, fakirlik ve zenginlikte itidal, gizli ve aşikarede Allah'tan korkmak. | Ramuz el e-hadis, 263. sayfa, 5. hadis |
10493 | Şu üç şey vardır ki, yapan mücrim olur (Allah (z.c.hz)'lerinin intikamına müstehak olur): Haksız yere bayrak çekenlere önayak olmak, Anaya babaya asi olmak, zalime yardımcı olmak için onunla beraber gezmek. Muhakkak ki bunları yapanlar cürüm işlemiştir. Ve Allah Teala şöyle buyurur: "Muhakkak Biz, mücrimlerden intikam alacağız." | Ramuz el e-hadis, 263. sayfa, 8. hadis |
10497 | Üç şey Allah'ın Celalini tazimden maduttur: İslamiyette kocayan ihtiyara ikram, Kur'an hamiline ikram, ilim sahibine ikram. | Ramuz el e-hadis, 264. sayfa, 2. hadis |