Arama Sonuçları en en

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/266-en-en/4900

NoHadis MetniKaynak
14272

Abdullah İbni Mes’ud radıyallahu anh’den'>en rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki sözde ve işde doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cen'>ennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücûr) sürükler. Fücûr da cehen'>enneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.”

Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr 103-105. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 80; Tirmizi, Birr 46; İbni Mâce, Mukaddime 7; Duâ 5
14273

Ebû Muhammed Hasan İbni Ali İbni Ebû Tâlib radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Ben'>en Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den'>en:

“Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyen'>ene bak. Zira gönül, (sözde ve işde) doğrudan huzur, yalandan kuşku duyar” buyurduğunu belledim.

Tirmizî, Kıyâmet 60
14274

Ebû Süfyân Sahr İbni Harb radıyallahu anh, Bizans Kralı Herakliyus ile aralarında geçen'>en uzun konuşmayı naklederken'>en şöyle dedi:

Herakliyus:

O (peygamber olduğunu söyleyen'>en) adam size neleri emrediyor? diye sordu.Ben'>en de:

Sadece Allah’a kulluk ediniz, O’na hiç bir şeyi ortak koşmayınız.Atalarınızın iman ettiklerini söyledikleri şeyleri terkediniz, diyor ve bize namaz kılmayı, sözde ve işde doğruluğu, iffetli yaşamayı ve akraba ile ilgilen'>enmeyi emrediyor, dedim.

Buhârî, Bed’u’l-vahy 6, Salât 1, Sadakât 28; Müslim, Cihâd 74
14275

Ebû Sâbit, Ebû Saîd ve Ebû Velîd künyeleriyle tanınan ve Bedir mücâhidlerinden'>en olan Sehl İbni Huneyf radıyallahu anh’den'>en rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bütün kalbiyle şehid olmayı isteyen'>en kişiyi Allah, yatağında ölse bile, şehidler mertebesine ulaştırır.”

Müslim, İmâre 157. Ayrıca bk. İbni Mâce, Cihâd 15
14276

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den'>en rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah’ın salât ve selâmı üzerlerine olsun, önceki peygamberlerden'>en biri düşmanla savaşmaya (cihada) çıktı. (Hareketinden'>en önce) ümmetine şöyle seslen'>endi:

Bir hanımla evlen'>enmiş olup onunla hen'>enüz gerdeğe girmemiş olan, yaptığı evin hen'>enüz çatısını çatmamış olan, gebe koyun veya deve alıp yavrulamasını bekleyen'>en kimse peşime düşmesin! Bu sözleri söyledikten'>en sonra yola çıktı. İkindi sularında (düşman) yurduna vardı. Güneşe hitâben'>en: Sen'>en de ben'>en de emir kuluyuz dedi; sonra:

Allah’ım onun batmasını geciktir, diye dua etti.

Bunun üzerine orayı fethedinceye kadar güneşin batması geciktirildi. (Nihayet) ganimetler bir araya getirildi. Onları yakmak için gökten'>en ateş indi fakat yakmadı. Bunun üzerine Peygamber:

İçinizde ganimetten'>en mal aşırmış olanlar var. Haydi her kabileden'>en bir temsilci ben'>enimle tokalaşıp bîat etsin! dedi.

Tokalaşma esnasında bir kişinin eli peygamberin eline yapıştı. O zaman Peygamber:

İhânet eden'>en sizdedir. Derhal sen'>enin kabilen'>ene men'>ensup kişiler gelip bana bîat etsinler! dedi.

Bîat esnasında iki ya da üç kişinin eli peygamberin eline yapıştı. Bu defa onlara:

Aşırılmış olan mal sizde! dedi.

Adamlar, sığır kafasına ben'>enzer altından yapılmış bir baş getirdiler. Peygamber onu öteki ganimetlerin içine koydu. Ateş de hepsini yaktı, kül etti. Zira ganimet bizden'>en önce hiç bir peygamber (ve ümmetin)e helâl değildi. Allah Teâlâ zaaf ve aczimizi bildiği için onu bize helâl kıldı.”

Buhârî, Humus 8; Müslim, Cihâd 32
14470

eş-Şa'bî şöyle demiştir: Ben'>en Adiyy ibn Hâtim'den'>en sor­dum. O da: Ben'>en Rasûlullah(S)'tan mi'râdla avlanmanın hükmünü sor­dum:

—  "Mi'râdın keskin tarafını isabet ettirdiğin zaman onu ye! Mi'râdın en'>enli tarafını isabet ettirdiğinde bununla avı öldürdüysen'>en, işte bu vekîzdir, artık onu yeme!" buyurdu.

(Adiyy dedi ki:)

—  Ben'>en köpeğimi av üzerine salarım, dedim. Rasûlullah:

—  "Av köpeğini Besmele çekerek salıverdiğin zaman o avın eti­ni ye!" buyurdu.

Ben'>en:

— Bu av köpeği avı tuttuktan sonra yerse? diye sordum. Rasûlullah:

—  "Bu hâlde yeme! Çünkü köpek avı sen'>enin için tutmamıştır, ancak ken'>endi nefsi için tutmuştur" buyurdu.

Ben'>en:

— Ben'>en köpeğimi av yüzerine gönderiyorum da onun yanında başka bir köpek buluyorum? dedim.

Rasûlullah:

—  "O zaman o avdan yeme. Çünkü sen'>en ancak ken'>endi köpeğin üzerine Besmele çektin, diğer köpek üzerine Besmele çekmedin!" bu­yurdu

Buhari - KITABU'Z-ZEBAIH VE'Ş-SAYD - 2
14277

Ebû Hâlid Hakîm İbni Hizâm radıyallahu anh’den'>en rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Satıcı ve alıcı (söz kesip) pazarlığı bitirdikten'>en sonra birbirlerinden'>en ayrılmadıkça alış-verişi bozup bozmamakta serbesttirler. Eğer onların her biri karşılıklı olarak doğru söyler (mal ile paranın durumunu olduğu gibi) açıklar ise, alış-verişleri bereketli olur. Yok eğer gizler ve yalan beyânda bulunurlarsa, alış-verişlerinin bereketi kalmaz.”

Buhârî, Büyû’ 19, 22, 44, 46; Müslim, Büyû’ 47. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Büyû’ 1; Tirmizî, Büyû’ 6, 26; Nesâî, Büyû’ 4, 8, 11
14278

Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden'>en kimsen'>enin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (ken'>endi) dizlerinin üstüne koydu ve:

Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen'>en, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen'>en, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen'>en Kâbe’yi ziyâret (hac) etmen'>endir” buyurdu. Adam: Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam: Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmen'>endir” buyurdu.

Adam tekrar:

Doğru söyledin, diye tasdik etti ve: Peki ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmen'>endir. Sen'>en onu görmüyorsan da O sen'>eni mutlaka görüyor” buyurdu.

Adam yine:

Doğru söyledin dedi, sonra da: Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Ken'>endisine soru yöneltilen'>en, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.

Adam:

O halde alâmetlerini söyle, dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Annelerin, ken'>endilerine câriye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ” buyurdu.

Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben'>en bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben'>en: Allah ve Resûlü bilir, dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu.
Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime, 9
14279

Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde ve Ebû Abdurrahman Muâz İbni Cebel radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Nerede ve nasıl olursan ol, Allah’dan kork.

Kötülük işlersen'>en, hemen'>en arkasından iyilik yap ki, o kötülüğü silip süpürsün.

İnsanlarla güzel geçin!”

Tirmizî, Birr 55
14469

Adiyy ibn Hatim (R) şöyle demiştir: Ben'>en Peygamber(S)'e mi'râd avını sordum. Peygamber:

—  "Okun sivri tarafı isabet eden'>en avı ye! Okun en'>enli tarafı isabet eden'>en avı yeme! Çünkü okun en'>enli tarafıyle vurulan av vekîze'dir (so­pa ile vurulmuştur; haramdır)" buyurdu.

Ben'>en Peygamber'e köpekle yapılan avın hükmünü de sordum. Pey­gamber şöyle buyurdu:

—  "Köpeğin sen'>enin için tuttuğu (ve muhafaza ettiği) avı ye! Çünkü köpeğin avı yakalayıp tutması şer'î kesimdir. Eğer köpeğin avı yaka­layıp öldürmüş ise ve ken'>endi köpeğinin veya köpeklerinin yanında başka bir köpek de bulursan ve bu sebeble yabancı köpeğin ken'>endi köpeğin ile birlikte avı yakalayıp öldürmüş olmasından en'>endişelen'>enirsen'>en, bu hâlde o avı yeme! Çünkü sen'>enin ava salıverirken'>en çektiğin Besmele ken'>endi kö­peğine âiddir, başka köpek için değildir"

Buhari - KITABU'Z-ZEBAIH VE'Ş-SAYD - 1