Arama Sonuçları en en

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/266-en-en/4910

NoHadis MetniKaynak
14280

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan nakledildiğine göre şöyle demiştir:

Bir gün Hz. Peygamber’in terkisinde bulunuyordum. Bana:

“Yavrucuğum, sana bazı kaideler öğreteyim” dedi ve şöyle buyurdu: “Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da sen'>eni gözetip korusun. Allah’ın (rızâsını) her işte önde tut, Allah’ı önünde bulursun. Bir şey isteyeceksen'>en Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen'>en, Allah’tan dile! Ve bil ki, bütün bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsalar, ancak Allah’ın sen'>enin için takdir ettiği faydayı temin edebilirler. Yine eğer bütün ümmet, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah’ın sen'>enin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir. (Bundan sonra takdirde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.) Tirmizî, Kıyâmet 59

Tirmizî dışında bir rivayette de (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 307) şöyle buyurulmaktadır: “Allah’ın emir ve yasaklarını gözet, O’nu önünde bulursun. Bolluk içindeyken'>en (emirlerine bağlı kalmakla) sen'>en Allah’ı tanı ki O da darlığa düşünce (kurtarmak suretiyle) sen'>eni tanısın. Bil ki sen'>enin hakkında yazılmamış olan şey başına gelmez. Sana takdir edilen'>en de sen'>eni atlayıp (başkalarına) gitmez. Bil ki zafer sabırla, sevinç üzüntüyle, kolaylık da zorlukla birliktedir.”

Tirmizî, Kıyâmet 59
14281

en'>enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi:

“Siz kıl kadar bile önemsemediğiniz birtakım işler yapıyorsunuz ki, biz onları, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında helâk edici büyük hatalardan sayardık.”

Buhârî, Rikak 32
14282

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den'>en rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Allah Teâlâ kıskanır. Allah’ın kıskanması, haram kıldığı şeyi kulun işlemesinden'>endir.

Buhârî, Nikâh 107; Müslim, Tevbe 36. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ 4
14283

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den'>en rivayet edildiğine göre ken'>endisi, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işitmiştir:

“İsrâil oğulları arasında biri ala ten'>enli (abraş), biri kel, biri de kör üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları sınamak istedi ve ken'>endilerine bir melek gönderdi.

Melek ala ten'>enliye geldi:

en'>en çok istediğin şey nedir? dedi. Ala ten'>enli: Güzel (bir) ren'>enk, güzel (bir) ten'>en ve insanların iğren'>endiği şu halin ben'>enden'>en giderilmesi, dedi. Melek onu sıvazladı ve ala ten'>enlilik gitti, ren'>engi güzelleşti. Melek bu defa: en'>en çok sahip olmak istediğin mal nedir? dedi. Adam: Deve (yahut da sığır)dır, dedi. Ona on aylık gebe bir deve verildi. Melek: Allah sana bu deveyi bereketli kılsın! diye dua etti.

Sonra kele gelerek:

en'>en çok istediğin şey nedir? dedi. Kel: Güzel (bir) saç ve insanları ben'>enden'>en uzaklaştıran şu kelliğin giderilmesi dedi. Melek onu sıvazladı, kelliği kayboldu. Ken'>endisine gür ve güzel (bir) saç verildi. Melek sordu: en'>en çok sahip olmak istediğin mal nedir? Adam: Sığır… dedi. Ona da gebe bir inek verildi. Melek: Allah sana bunu bereketli kılsın! diye dua ettikten'>en sonra körün yanına geldi ve : en'>en çok istediğin şey nedir? dedi. Kör: Allah’ın gözlerimi iâde etmesini ve insanları görmeyi çok istiyorum, dedi. Melek (onun gözlerini) sıvazladı. Allah onun gözlerini iâde etti. Bu defa Melek: en'>en çok sahip olmak istediğin şey nedir? dedi. O da: Koyun… dedi. Bunun üzerine ona döl veren'>en bir gebe koyun verildi.

Deve ve sığır yavruladı, koyun kuzuladı. Neticede birinin vâdi dolusu develeri, diğerinin vâdi dolusu sığırı, ötekinin de bir vâdi dolusu koyun sürüsü oldu.

Daha sonra melek ala ten'>enliye, eski kılığında geldi ve:

Fakirim, yoluma devam edecek imkânım yok. Gitmek istediğim yere önce Allah sonra sen'>enin yardımın sâyesinde ulaşabilirim. Ren'>engini ve cildini güzelleştiren'>en Allah aşkına sen'>enden'>en yolculuğumu tamamlayabileceğim bir deve istiyorum, dedi.

Adam:

Mal verilecek yer çoook, dedi. Melek: Ben'>en sen'>eni tanıyor gibiyim. Sen'>en insanların ken'>endisinden'>en iğren'>endikleri, fakirken'>en Allah’ın zen'>engin ettiği abraş değil misin? dedi. Adam: Bana bu mal atalarımdan miras kaldı, dedi. Melek: Eğer yalan söylüyorsan, Allah sen'>eni eski haline çevirsin, dedi.

Sonra melek, eski kılığına girip kelin yanına geldi. Ona da abraşa söylediklerini söyledi. Kel de abraş gibi cevap verdi. Melek ona da:

Yalan söylüyorsan, Allah sen'>eni eski haline çevirsin! dedi.

Körün kılığına girip bu defa da onun yanına gitti ve:

Fakir ve yolcuyum. Yoluma devam edecek imkânım kalmadı. Bugün önce Allah’ın sonra sen'>enin sâyen'>ende yoluma devam edebileceğim. Sana gözlerini geri veren'>en Allah aşkına sen'>enden'>en bir koyun istiyorum ki, onunla yoluma devam edebileyim, dedi. Bunun üzerine (eski) kör: Ben'>en gerçekten'>en kördüm. Allah gözlerimi iâde etti. İstediğini al, istediğini bırak. Allah’a yemin ederim ki, bugün alacağın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım, dedi. Melek:

Malın sen'>enin olsun. Bu sizin için bir imtihandı. Allah sen'>enden'>en razı oldu, arkadaşlarına gazap etti, cevabını verdi (ve oradan ayrıldı).

Buhârî, Enbiyâ 51; Müslim, Zühd 10
14468

Ebû Cuhayfe'nin oğlu Avn haber verip şöyle demiş­tir: Ben'>en babam Ebû Cuhayfe'nin kan alma tedavisi yapan bir köle satın aldığını gördüm. (Ebû Cuhayfe emretti de bunun âletleri kırıl­dı.) Ben'>en babama bu kan alma âletlerinin kırılma sebebini sordum. Babam: Rasûlullah (S) kan alma bedelinden'>en, köpek bedelinden'>en, ka­dın kölen'>enin (haram olan) kazancından nehyetti. Ve yine Rasûlullah döğme yaptırana, ribâ yiyiciye, ribâ kazancı yedincisine la'net etti; suret yapan musavvir kişiye de la'net etti, dedi

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 180
14284

Ebû Ya’lâ Şeddâd İbni Evs radıyallahu anh’den'>en rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören'>en) dır”

Tirmizî, Kıyâmet 25. Ayrıca bk. İbni Mace, Zühd 31
14467

Ebû Mes'ûd, Ukbe ibnu Amr(R)'den'>en (şöyle demiş­tir): Rasûlullah (S) köpek bahâsından, zina kazancından, kâhinlik üc­retinden'>en nehyetti 

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 179
14285

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den'>en rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ken'>endisini (doğrudan) ilgilen'>endirmeyen'>en şeyi terketmesi, kişinin iyi müslüman oluşundandır.”

Tirmizî, Zühd 11. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 12
14286

Ömer radıyallahu anh’den'>en rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kişiye, hanımını neden'>en dövdüğü sorulmaz!”

Ebû Dâvûd, Nikâh 42. Ayrıca bk. İbni Mace, Nikâh 51
14287

Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:

Bazı insanlar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:

Ey Allah’ın Resûlü! İnsanların en'>en hayırlısı, şereflisi kimdir? dediler.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

“Allah’tan en'>en çok korkanlarıdır” buyurdu. Ey Allah’ın Resûlü! Biz bunu sormuyoruz, dediler. “O halde, Allah’ın halîli (İbrâhim)’in oğlu, Allah’ın nebîsi (İshak)’ın oğlu, Allah’ın nebîsi (Yakub)’un oğlu, Allah’ın nebîsi Yusuf’tur” buyurdu. Ey Allah’ın Resûlü, biz bunu da sormuyoruz, dediler.

“O halde siz ben'>enden'>en Arap kabilelerini soruyorsunuz. (Bilin ki) Câhiliye döneminde hayırlı (şerefli) olanlar, şayet dînî hükümleri iyice hazmederlerse İslâmiyet devrinde de hayırlıdırlar” buyurdu.

Buhârî, Enbiyâ 8, 14, 19, Menâkıb 1, Tefsîru sûre (12), 2; Müslim, Fezâil 168