No | Hadis Metni | Kaynak |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab Halinde kabarırdı. Burnu ince, Hafif mukavves, sakalı sık, yanakları Hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine Hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir Hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut Halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülaHazalı idi. Yürürken asHabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13564 | Kendilerini mesrur edecek bir işle karşılaştıklarında şöyle buyururlardı: "ElHamdülillâhillezî bi ni'metihî tetümmüs salihâti": (Hamd o Allah'a mahsustur ki, iyilikler ancak onun nimeti ile tamam olur) Kendileri hoşlanmadığı bir şeyle karşılaştıklarında ise şöyle buyururlardı: "ElHamdülillâhi ala külli Halin." (Her durumda Hamd Allah'a mahsustur.) | Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 10. hadis |
13574 | Yatacakları zaman ellerini yanağının altına kor: "Bismike Allahümme ahyâ ve bismike emûtü.": (Ancak isminle yaşarım, isminle ölürüm) buyurur uyandıklarında da,: "ElHamdülillahillezi ahyana ba'de mâ emâtenâ ve ileyhin nüşûr": (Hamd o Allah'a mahsustur ki, bizleri ölü Hale getirdikten sonra tekrar diriltti. Öldükten sonra diriltmek ancak O'na mahsustur) buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 523. sayfa, 5. hadis |
13610 | Biri başından raHatsız olsa, "git Hacamat ol", ayağından olursa "git ayağını kuma koy" tavsiyesine bulunurlardı. | Ramuz el e-hadis, 525. sayfa, 14. hadis |
13764 | Cenazede Hazır bulunduklarında, sükutları ve mülaHazaları çok olurdu. | Ramuz el e-hadis, 536. sayfa, 6. hadis |
13853 | Yeminleri çok kere "Hayır, kalblere tasarruf eden Hakkı için" şeklinde olurdu. | Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 7. hadis |
14035 | Hacamat olurlardı. | Ramuz el e-hadis, 552. sayfa, 17. hadis |
14038 | Boyundan ve kürek kemiği civarından Hacamat olurdu. Ayın on yedi, on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırlardı. | Ramuz el e-hadis, 553. sayfa, 2. hadis |
14168 | Her gece sürme çeker, her ay Hacamat olur ve her yıl ilaç içelerdi. | Ramuz el e-hadis, 560. sayfa, 6. hadis |
14197 | Sarıklarının altında ve sarıksız olarak kalansüve giyerler, o olmadan da sarık sararlar, Yemen mamulü takke de giyerlerdi ki, beyaz bir serputşu. Keza Harpte kulaklarına kadar o serpuşun uçları inerdi. Çok kere namaz kılarken, kalansüveyi çıkarıp, sütre olarak önlerine koydukları olurdu. Silahına, atına ve eşyasına isim vermek adet-i seniyelerinden idi. | Ramuz el e-hadis, 562. sayfa, 2. hadis |