No | Hadis Metni | Kaynak |
8785 | Sizlerden Biriniz namaza durduğunda, Rabbi ile hususi konuşuyor demektir. (münacaat halindedir) Binaen aleyh kendisi ile kıblesi arasında Rabbi (Rabbinin huzuru) vardır. Onun için sakın ha kıbleye karşı tükürmeyin. Ya sol yanınıza veya ayağınızın altına tükürün. (Şimdiki camiler gibi Bir yerde ise mendiliniz kolayda ise ona veya elbisenizin yanına tükürün) | Ramuz el e-hadis, 112. sayfa, 2. hadis |
8787 | Sizlerden Biri öldüğünde, kendisine akşam sabah makamı gösterilir. Eğer o Cennet ehlinden ise Cennet ehlindendir. Eğer Cehennem ehlinden ise Cehennem ehlindendir. Denir ki: "Bu senin makamındır ve Allah kıyamette seni baas edinceye kadar bu durumda kalırsın" | Ramuz el e-hadis, 112. sayfa, 4. hadis |
8789 | Sizlerden Bir mescidde iken şeytan gelir, onunla oynamaya başlar. Adamın hayvanı ile oynadığı gibi. O adam kendini buna kaptırınca şeytan da nihayet ağzından gemini vurur.(Yani huzuru filân unutturur ona) | Ramuz el e-hadis, 112. sayfa, 6. hadis |
8807 | Mü'minlerin ruhları yedinci kat göktedir. Ve oradan Cennetteki makamlarına bakarlar. (Muellif hazretleri şu 7 sıfat dolayısıyla makamına varamaz buyurmuşlardır: Gıybet, tefahur, kiBir, ucub (yaptığı ibadetten dolayı kendini beğenme), hased, merhametsizlik ve riya.) | Ramuz el e-hadis, 113. sayfa, 11. hadis |
8829 | Hediyenin ve ihsanın en efdali, kelâmı hikmetten Bir kelimeyi öğrenip başkasına da öğretmektir ki, bu kendisi için niyeti sadıka ile Bir sene ibadetten hayırlıdır. | Ramuz el e-hadis, 116. sayfa, 3. hadis |
8846 | Ümmetim, ümmeti merhumedir. Mağfiret olunmuştur. Allah Tealâ dünyadaki sıkıntıları onlara kefaret kılmıştır. Kıyamet günü gelince müslümanlardan her Bir kimseye yahudi veya nasraniden Bir fidye verilir. Ve kendine denir ki: "Bu ateşten senin fidyendir." | Ramuz el e-hadis, 117. sayfa, 9. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden Birinde olur. Ve herkes derecesine göre Bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz BirBirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve Birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka Bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |
8874 | Yeryüzünde Allah'ın evleri mescidlerdir. Ve oraya gelene ikramda bulunmak Allah'ın kendi üzerine aldığı Bir haktır. | Ramuz el e-hadis, 121. sayfa, 6. hadis |
8889 | Biri Cennete girdiğinde gördü ki, kölesi kendisinden yüksek dereceye malik. Dedi ki: "Bu benim kölem olduğu halde derecesi benden yüksekte mi olacak?" Allah buyurdu ki: "Evet, Ben onu da seni de amellerinizle mükâfatlandırdım." | Ramuz el e-hadis, 123. sayfa, 3. hadis |
8897 | Cennetin dereceleri Kur'an'ın ayetleri adedi derecesindedir. Cennete giren kimseler içinde Kâri-il Kur'an'dan üstün kimse olamaz. (Cennette kendisine oku ve yüksel denir. Her ayet okuyuşunda Bir derece yükselir. Son ayeti okuduğunda son mertebeye yükselir.) | Ramuz el e-hadis, 123. sayfa, 11. hadis |