No | Hadis Metni | Kaynak |
9151 | Allah ve Resulunun sizi sevmesini istiyorsanız, size bir emanet bırakılırsa onu yerine verin. Konuştuğunuzda doğru konuşun, komşunuza eza verecek şeyleri kaldırın ve onlara iyi muamele edin. | Ramuz el e-hadis, 150. sayfa, 9. hadis |
9175 | Masiyetlerden (Allah'a isyandan) uzaklaş, Zira bu, hicretin en faziletlisidir. Farzları muhafaza et. Zira bu cihadın en faziletlisidir. Allah'ı da çok zikret, Zira sen Allah'a, O'nun zikrinin çokluğundan, kendisine daha sevimli bir şeyle gelmiş olmazsın. | Ramuz el e-hadis, 154. sayfa, 3. hadis |
9197 | Sana Allah'dan korkmanı tavsiye ederim. Zira o korku, bütün işlerinin zinetidir. Sana Kur'an okumanı, Allah'ı zikretmeni tavsiye ederim. Zira o, senin semada anılmana sebebdir, yeryüzünde ise senin için nurdur. Sükutunun uzun olmasını tavsiye ederim. Ancak hayır söz müstesna, zira bu sükut, şeytanı senden uzaklaştırır. Ve din işinde sana yardımcı olur. Çok gülmekten de sakın. Çünkü o, kalbi öldürür ve yüzün nurunu giderir. Cihada mülazemet et, Çünkü o, ümmetimin Ruhbanlığıdır. Miskinleri sev ve onlarla düşüp kalk. Kendinden aşağıdakine bak, yukarıdakine bakma. Zira, sana Allah'ın verdiği nimetleri küçümsememen için bu hal daha uygundur. Seninle alakayı kesseler de akrabanı ziyaret et. Acı olsa da Hakkı söyle, Allah yolunda kınayanların kınamasından korkma. Kendi nefsin hakkında bildiğin şeyler, insanlardan seni alıkoysun. Yaptığın şeylerde onlara üstünlük taslama. Şu üç hasletin bulunması, kişiye ayıb olarak yeter. Kendi kusurlarını bilmeden, başkasının kusurlarını görmesi, ayni hal kendisinde de olduğu halde, başkalarında utanılacak hal görmesi ve arkadaşına eziyet etmesi. Ey Ebu Zer! Tedbir gibi akıl, sakınmak gibi verağ, güzel huy gibi şeref yoktur. | Ramuz el e-hadis, 157. sayfa, 4. hadis |
9305 | Sizden biri koltuğuna yaslanmış durumda iken "Doğrusu Allah, şu Kur'an'da neyi haram kıldı ise ondan başka şeyin haram kılınmadığını" mı zanneder? Biliniz ki, Ben Allah'a yemin ederim ki, muhakkak ki Ben emrettim, nasihat ettim ve nehyettim. bir takım şeylerden ki, onlar Kur'an kadardır yahud daha fazladır. Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah, onlar size kendi üzerlerine düşeni verdikleri müddetçe, kitap ehlinin evlerine, kendilerinin izni olmadan girmenizi, kadınlarını dövmenizi ve meyvalarını yemenizi, size helal kılmadı. | Ramuz el e-hadis, 172. sayfa, 1. hadis |
9455 | Yarabbi, imanı ruhuma içirdiğin gibi, kalbime de içir. Yaratılışımda takdir ettiğin şeyden bir şeyle Bana azab etme. Zira Sen Benim üzerimde her şeyi yapmaya muktedirsin. | Ramuz el e-hadis, 186. sayfa, 11. hadis |
9688 | Helal de aşikaredir, haram da, Bunların arasında şüpheli şeyler vardır. Bunu çokları bilmez. Şüpheden sakınan dinini ve ırzını kurtarır. Şüpheli şeye düşen, harama düştü demektir. Yasaklanmış olan bir korunun kenarında sürü güden bir çoban gibi. Yakındır ki yasak olan o koruya düşe o kimse, Agah olun. Her Melikin böyle bir korusu vardır. Melikler Meliki olan Allahın koruları da haramlarıdır. Beden de bir et parçası vardır. O elverişli olursa bütün beden elverişli olur. O bozulursa bütün vücud bozulur. İşte o, kalbdir. | Ramuz el e-hadis, 204. sayfa, 6. hadis |
9747 | Dünya ve dünyadakiler mel'undur. Ancak Zikrullah ve ona müteallik olan şeyle alim yahut mütealim müstesna. (bir şeyi Allah emretmiştir demek "Zikir" ve onu yapmaya geçmek "müteallik olan" demektir. İlim, İlm-i Hak, İlm-i dindir.) | Ramuz el e-hadis, 208. sayfa, 3. hadis |
9938 | Afiyet on cüzdür. Dokuzu (helalinden) maişetini temin, bir cüz'ü ise diğer şeylerdir. | Ramuz el e-hadis, 221. sayfa, 7. hadis |
10015 | Kalbler dört nevidir: Açık kalb; örtüsü, kılıfı olmayıb parlıyan nurlu bir kandil gibidir. Kılıflı kalb; Kılıfla örtülmüş ve bağlanmıştır. Dışı mühürlüdür. Ters kalb; (Aşağısı yukarı, yukarısı aşağıya gelmiş) yamuk kalb. Kılıfsız olan açık kalbe gelince, bu müminin kalbidir. Onun kandili içindeki iman nurudur. Kılıflı kalb, kafirin kalbidir. (Ne alır ne verir. Ona bir şey işlemez) Ters kalb, (tepesi aşağı olan kalb) münafığın kalbidir. Ki (Hakkı ve tevhidi bilir) ama inkar eder. Yamuk kalbe gelince; içinde imanda, nifakta olan kalbdir. Onun imanının misali, bir tane gibidir ki, o taneyi iyi su büyütür. Oradaki nifakın misali ise, irin ve kanın büyüttüğü çıban gibidir. O iki besleyiciden hangisi diğerine galib gelirse kalbde o hakim olur.(İman ile nifakı besliyen şeyler vardır. İmanı Zikir ve Kur'an, nifakı da oyun, eğlence, çalgı ve çağanak besler. Hangisini yenerse o galib gelir. Ya kalb alaşağı olur, ya da nifak körelir.) | Ramuz el e-hadis, 228. sayfa, 1. hadis |
10226 | Ne kötü kuldur o kul ki, kibirlendi ve Cenabı Hakkı unuttu. Ne kötü kuldur o kul ki, cebbarlık yaptı, haddi aştı ve Yüce Cebbarı unuttu. Ne kötü kuldur o kul ki, unuttu, oyalandı ve kabri hatırlamadı, tuğyan etti ve nereden gelip gittiğini de unuttu. Ne kötü kuldur o kul ki, din ile dünyayı avladı. Ne kötü kuldur o kul ki, dinini de şüpheli şeylerle bozdu. Ne kötü kuldur o kul ki, kendine tamah hakimdir. Ne kötü kuldur o kul ki, nefis arzusu onu şaşırtır. Ve ne kötü kuldur o kul ki, hırs onu rezil eder. | Ramuz el e-hadis, 242. sayfa, 6. hadis |