No | Hadis Metni | Kaynak |
13856 | Ekseri orucu Pazartesi ve Perşembe idi. Bu husus kendisinden sorulduğunda şöyle buyururlardı: "Ameller Pazartesi ve Perşembe günleri sunulur. Her müslüman mağfiret olunur. Ancak birbirlerini terkeden kişiler müstesna. Allah teala "onları geri bırakın" buyurur. | Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 10. hadis |
13884 | Abdestten sonra kullandıkları bir havlusu vardı. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 8. hadis |
13885 | Bir kutusu vardı, ondan koku sürünürlerdi. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 9. hadis |
13886 | Efendimiz (s.a.v)'in bir kılıcı vardı. Kabzası ve kınının ucu gümüş işlemeli idi. Ayrıca gümüşten halkaları vardı, ismine "Zülfikar" denilirdi. Ok ve yayı vardı, ismine "Zessedat" denirdi. Ok mahfazası vardı, ismine "Zelcuma" denirdi. Bakır işlemeli bir zırhı vardı, ona "Zatül fudul" denirdi. Kargısı vardı, "Enneb'âü" denirdi. Kalkanı vardı, "Zagan" denirdi. Al bir atı vardı, adına "Mürtecis" denirdi. Yağız bir atı vardı, ona "Sekıb" denirdi. Bir eğeri vardı, ona "raac" adı verilirdi. Boz bir katırı vardı, ona "Düldül" denirdi. Bir devesi vardı, "Kusva" denilirdi. Bir merkebi vardı, ona "Yafur" denirdi. bir yaygısı vardı, "kez" denilirdi. Bir harbisi vardı ona "Nemr" denirdi. Bir ibriği vardı, ona "Sadr" adı verilirdi. Bir aynası vardı, ona "Midelle" adı verilirdi. Bir makası vardı, ona "Câmi' " denilirdi. Beyaz bir çubuğu vardı, ona da "Memşûk" denilirdi. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 10. hadis |
13892 | Sürmedanlığı vardı. Her gece ondan üç birine, üç diğer gözüne sürme kullanırlardı. | Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 16. hadis |
13912 | Konuşmalarında tebessüm ederlerdi. | Ramuz el e-hadis, 545. sayfa, 20. hadis |
13923 | Farz namazdan sonra sünneti, farzı kıldığı yerde kılmazlardı. | Ramuz el e-hadis, 546. sayfa, 11. hadis |
13932 | Sefer dönüşünde eve gece gelmezdi. | Ramuz el e-hadis, 547. sayfa, 2. hadis |
13935 | Kendisine "Bismillahirrahmanirrahim" nazil olduktan sonra sure başını ondan anlarlardı. | Ramuz el e-hadis, 547. sayfa, 5. hadis |
13942 | Hemen hemen hiç "Hayır" demezlerdi. Bir şey istenildiğinde onu yapmak isterlerse "Evet" derlerdi. Yapmak istemezlerse susarlardı. | Ramuz el e-hadis, 547. sayfa, 12. hadis |