Arama Sonuçları Sen Benim

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/31622-Sen-Benim/50

NoHadis MetniKaynak
13462 Allah (z.c.hz.) şöyle buyurur: "Günah yapılıp da, onu affımın yanında büyük görene, gazablandığım gibi hiç kimseye gazablanmam. Eğer cezayı acele verici olsaydım veya acele etmek Benim şanımdan olsaydı, Rahmetimden ümit keSenlere cezayı acele verirdim. Eğer kullarıma merhamet etmeseydim bile, Benim huzurumda durmak kendilerini korkutanlara bundan dolayı Rahmet ederdim. Sevaplarını verirdim. Korktuklarından da emin ederdim."Ramuz el e-hadis, 513. sayfa, 11. hadis
13468 Allah (z.c.hz) buyurur: "İhtiyarlık Benim nurumdan bir nurdur. Muhakkak ki, Ben nuruma narımla azab etmekten haya ederim. Öyleyse Sen de Benden haya et."Ramuz el e-hadis, 514. sayfa, 6. hadis
13469 Allah (z.c.hz.) buyuruyor: "Ey Adem oğlu, Benim iznimle Sen kendi nefsinin dilediğini isteyen kimsesin. Benim irademle nefsin için irade ettiğini irade ettiğim kimsesin. Sana olan nimetimin fazlı ile masiyet işlemeye kuvvet buldun. Benim ismetimle tevfikimle, yardımımla ve afiyetimle Benim farzlarımı eda etmiş oldun. Şu halde Ben Senin ihsanına Senden daha evlayım. Sen de günahına Benden daha layıksın. Hayır sana Benden izhar oldu. Benden sana ceza, cinayetine karşılık oldu. Sen nefsin için Benden neye razı oldunsa, Ben de sana onu layık gördüm.Ramuz el e-hadis, 514. sayfa, 7. hadis
13472 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Benim yolumda mücahid olan kimse Benim uhdemdedir. Ruhunu Kabzedersem onu Cennete varis ederim. Memleketine döndürürSen sevab veya ganaimle döndürürüm." (Ganimette ecirsiz değil.)Ramuz el e-hadis, 515. sayfa, 2. hadis
13479 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ey Adem oğlu, ne ile insafa geleceksin? Ben sana nimetlerimle sevgimi izhar ediyorum. Sen ise isyanlarınla Beni gazablandırıyorsun. Benim hayrım sana iniyor, Senin şerrin ise Bana yükseliyor. Bir kerim melek her gün ve her gece Bana Senden çirkin bir amel getiriyor. Ey Adem oğlu, biri Senin vasfını, Senin olduğunu bildirmeyerek saysa ilk kızan Sen olursun.Ramuz el e-hadis, 515. sayfa, 9. hadis
13728 Hilali gördüklerinde: "Allahım onu üzerimize bereket, iman, selamet ve İslam ayı kıl. Ey hilal Benim Rabbım ve Senin Rabbın Allah'tır" buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 533. sayfa, 15. hadis
13782 Gaza ettiklerinde: Ya Rabbi Benim kolum ve yardımcım Sensin ve Sana dayanarak mukatele ederim" buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 537. sayfa, 10. hadis
14048 Bir kadına talib olunca şöyle derlerdi: Senin için şu şu ve Saadın "Cefne"si vardır (bir sini). Her nereye giderSen o Benimle beraber sana gelir.Ramuz el e-hadis, 553. sayfa, 12. hadis
14158 Aileleri arasında adil bir şekilde taksim yaparlar ve şöyle dua ederlerdi: "Allahım, muktedir olduğum ölçüde bu Benim yaptığım taksimdir. Senin sahip olduğun ve Benim malik olmadığım hususlarda beni muahaze teme Allahım."Ramuz el e-hadis, 559. sayfa, 16. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu Senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi Senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler Senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, Seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf Senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100