Arama Sonuçları O köle

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/31755-O-kole/90

NoHadis MetniKaynak
13203 Sizden biri sakın "Benim kulum, benim cariyem" demesin. Hepiniz Allah'ın kullarısınız. Sizin kadınlarınızın hepsi de Allah'ın cariyeleridir. Lakin "kölem, cariyem, gencim ve genç kızım" desin.Ramuz el e-hadis, 490. sayfa, 2. hadis
13204 Sizden biri "Benim kulum, benim cariyem" demesin, köle de "Rabbım hanım Rabbım" demesin, Malik "yiğidim, genç kızım", köle de "efendim, hanım efendim" desin. Zira siz memluklarsınız. Rab ise Allah azze ve Celledir.Ramuz el e-hadis, 490. sayfa, 3. hadis
13217 Babasının yemini yanında çOcuğun yemini yOk, kOcasını yeminine karşı kadının yemini yOktur. Sahibinin yemini yanında kölenin yemini yOktur. Sıla-I rahmin kesilmesinde yemin yOktur. Masiyette nezir yOktur. Nikahtan önce talak yOktur. Sahib Olmadan evvel azad yOktur. Akşama kadar susmak şeklinde de Oruç yOktur. İftar etmeden peşi sıra Oruç yOktur. Büluğa erdikten sOnra yetimlik yOktur. Süt kesmeden sOnra süt kardeşliği yOktur. Hicretten sOnra badiyede kalmak yOktur. Fetihten sOnra hicret mükellefiyeti yOktur.Ramuz el e-hadis, 491. sayfa, 3. hadis
13282 Ey Hümran, bir kimse birisine ateş verirse, bu ateşin pişirdiğinin hepsini sadaka etmiş gibidir. Kim bir tuz verirse sanki O tuzla yapılan yemeği sadaka etmiş gibidir. Kim de bir müslümana su Olan yerde bir içimlik su verirse bir köle azad etmiş gibidir. Su Olmayan yerde bir içimlik su verirse sanki bir insanı ihya etmiş gibi Olur.Ramuz el e-hadis, 497. sayfa, 1. hadis
13437 Adam kölesinin dilediği kadarını azad edebilir. İster üçte birini, ister dörtte birini, ister beşte birini. Onunla Allah arasında güçlük yOktur.Ramuz el e-hadis, 511. sayfa, 9. hadis
13978 Küsuf (güneş tutulması) namazından önce köle azad etmeyi (ve sadaka vermeyi) emrederledi.Ramuz el e-hadis, 549. sayfa, 12. hadis
14020 Yerde Oturur, yerde yer, kOyununu kendi sağar, bir köle arpa ekmeğine çağırsa icabet ederdi.Ramuz el e-hadis, 552. sayfa, 2. hadis
14061 Hayvana binince arkasına adam alırdı. Yemeğini yerde yer, kölenin davetine icabet eder ve merkebe binerlerdi.Ramuz el e-hadis, 554. sayfa, 8. hadis
14171 Zikri çOk eder, lüzumsuz işten sakınır, namazı uzun kılar, hutbeyi kısa yapar ve dullar, miskinler ve köle ile beraber yürüyüp Onların hacetlerini görmekten çekinmezlerdi.Ramuz el e-hadis, 560. sayfa, 9. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yOlculuğa çıktılar. Akşam Olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kOpan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çOk yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çOluk çOcuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; Onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, Onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. ÇOcuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyOrlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çOk seviyOrdum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de Onu O kadar seviyOrdum). Ona sahip Olmak istedim. Fakat O arzu etmedi. Bir yıl kıtlık Olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla Ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip Olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kOrk! Dinin uygun görmediği bir yOlla beni elde etme! En çOk sevip arzu ettiğim O Olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçOk işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de Ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, kOyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyOrum, diye cevap verdim. Bunun üzerine O, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; Onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100