Arama Sonuçları mi En

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/32367-mi-En/1920

NoHadis MetniKaynak
14460

Enes ibn Mâlik(R) Şöyle deEn'>miştir: Hayber esirleri için­de Safiyye bintu Huyey ibn Ahtab vardı. Dıhye el-Kelbî'nin mülki­yetine geçti. Sonra Peygamber'e geçti, deEn'>miştir

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 171
14325

Ebû Abdullah (veya Ebû Abdurrahman) Sevbân radıyallahu anh’dEn -ki kEndisi Resûlullah’ın azadlı kölesidir- rivayet edildiğine göre o “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururkEn işittim” deEn'>miştir:

“Çok secde etmeye bak! Zira sEnin Allah için yaptığın her secde karşılığında Allah sEni bir derece yükseltir ve bir hatânı siler.”

Müslim, Salât 225. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 22; Tirmizî, Salât 169; Nesâî, Tatbîk 80, 89
14326

Ebû Safvân Abdullah İbni Büsr el-Eslemî radıyallahu anh’dEn rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanların En kârlısı, ömrü uzun, ameli güzel olandır.”

Tirmizî, Zühd 21, 22
14327

Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıyallahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle yapılacak bir savaşta bEni bulundurursa, neler yapacağımı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı özür beyan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cEnnettir. Kâbe’nin Rabbine yeEn'>min ederim ki, Uhud’un eteklerindEn beri hep o cEnnetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırkEn) “BEn onun yaptığını yapamadım, ya Resûlallah” dedi.

Enes radıyallahu anh devamla şöyle dedi:

Amcamı şehid edilEn'>miş olarak bulduk. Vücudunda seksEndEn fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvlarını kesEn'>mişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inEn'>miş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’En'>minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kiEn'>mi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kiEn'>mi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmeEn'>mişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148
14328

Ebû Mes’ûd Ukbe İbni Amr el-Ensârî el-Bedrî radıyallahu anh şöyle dedi:

Sadaka âyeti inince, biz sırtımızla yük taşıyarak, (hammallık yaparak) sadaka vermeye başladık. DerkEn bir adam geldi çokca sadaka verdi. Münâfıklar, “Gösteriş yapıyor” dediler. Bir başkası geldi, bir ölçek hurma getirdi. Yine münâfıklar, “Allah’ın, bunun bir ölçek hurmasına ihtiyacı yoktur” dediler. Bunun üzerine, “Sadakalar hususunda gönüldEn verEn mü’En'>minleri çekiştirEn ve güçlerinin yettiğindEn başkasını bulamayanlarla alay edEnler yok mu, Allah onları maskaraya çevirEn'>miştir. Onlar için acı bir azab vardır”

[Tevbe sûresi (9), 79] âyeti indi. Buhârî, Zekât 10; Müslim, Zekât 72
14459

Ebû Hureyre'dEn (şöyle deEn'>miştir): Peygamber (S) şöyle dedi: "Allah şöyle buyurdu; Üç sınıf insan vardır ki, kıyamet gününde bEn onların hasmıyımdır: Biri şu kimse ki, bEnim adıma ye­En'>min edip (ahd eder de) sonra ahdini bozar. İkincisi hür bir insanı köle diye satar da onun parasını yer. Üçüncüsü şu kimse ki, bir işçiyi ücretle tutar, onu çalıştırıp işi tam yaptırır da, onun ücretini vermez"

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 170
14457

Saîd ibnu Ebi'l-HasEn şöyle dedi: BEn İbn Abbâs'ın yanında idim. Ona bir kimse geldi ve:

— Yâ İbni Abbâs! BEn öyle bir insanım ki, bEnim, maişetim an­cak eliEn'>min san'atından ibarettir. BEn şu resimleri yaparım (bunların gelirleriyle geçinirim), dedi.

İbn Abbâs:

— BEn sana başka değil, yalnız Rasûlullah'tan işittiğim bir ha­dîsi söyleyeceğim: Rasûlullah (S) şöyle buyuruyordu: "Her kim bir suret yaparsa, şübhesiz Allah o kimseyi yaptığı surete can üfleyinceye kadar azâb edecektir. Hâlbuki sureti resmedEn o kişi, yaptığı sûrete ebediyyEn rûh üfleyip vereEn'>miyecektir".

ibn Abbâs'ın bu cevâbı üzerine o ressam kişi şiddetli bir hışıltı ile har har soludu, bEnzi sarardı. İbn Abbâs (ona acıyarak):

— Vayh sana yazıklar oldu. San'atını muhakkak işlemek zaru­retinde isEn sana şu ağaç ve kEndisinde rûh olmayan her şeyi tasvir etmEni tavsiye ederim, dedi.

Ebû Abdillah el-Buhârî dedi ki: Saîd ibnu Ebî Arûbe, bu tek ha­dîsi En-Nadr ibnu Enes'tEn işitEn'>miştir

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 168
14331

İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Ömer radıyallahu anh Bedir Harbine iştirak etEn'>miş yaşlı sahâbîlerle beraber bEni de istişâre meclisine dahil etti. SahâbîlerdEn biri buna içerledi ve Hz. Ömer’e:

Bu, nedEn bizimle beraber oluyor? Oysa bizim onun yaşıtı çocuklarımız var, dedi. Hz. Ömer: Bildiğiniz bir sebeptEn dolayı, diye cevap verdi. DerkEn birgün bEni çağırdı ve büyük sahâbîlerin meclisine aldı. Bana öyle geliyor ki, o gün bEni onlara isbat etmek istiyordu. Sahâbîlere: “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde...” diye başlayan Nasr sûresi hakkında ne düşünüyorsunuz? diye sordu. Bir kısmı: Yardım görüp fetih gerçekleşince Allah’a hamd ve istiğfar etmekle emrolunmaktayız, dedi. KiEn'>mi de hiç bir yorum yapmadı. Hz. Ömer bu defa bana hitabEn: Ey İbni Abbas! SEn de böyle En'>mi diyorsun? dedi. BEn: Hayır, dedim. Peki, ne diyorsun? diye sordu. BEn de: Bu sûre, Hz. Peygamber’in ecelinin kEndisine bildirildiğini ifade etmektedir. “Allah’ın yardımı ve fetih sana gelince - ki, bu sEnin ecelinin geldiğinin alâmetidir-, Rabbini hamd ile tesbih et, bağışlanma dile. Çünkü o tövbeleri kabul edEndir” buyuruluyor, dedim.

Bunun üzerine Hz. Ömer:

BEn de bu sûredEn sEnin dediğindEn başkasını anlamıyorum, dedi.
Buhârî, Tefsîru sûre (110), 4; Menâkıb 25. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (110), 1
14453

Abdullah ibn Abbâs (R) şöyle haber verEn'>miştir: Rasû­lullah (S) ölmüş bir koyunun yanından geçti de:

—  "Bunun derisiyle faydalansaydiniz ya!" buyurdu. Sahâbîler:

—  Bu koyun kEndiliğindEn ölmüştür, dediler. Rasûlullah:

—  "Ölü hayvanın ancak etini yemek haram oldu" buyurdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 164
14455

İbn Abbâs (R) şöyle diyordu: Umer ibn Hattâb'a fulan kimsEnin şarâb sattığı haberi ulaştı. Bunun üzerine Umer (R): Allah o fulan kimseyi öldürsün! O, Rasûlullah(S)'ın "Allah Yahûdîler'in canlarını alsın; onlara iç yağları haram kılındı da onlar bu yağları erittiler ve sattılar" buyurduğunu bilmedi En'>mi? dedi

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 166